WOTTV E-DERGİ
DOLAR 34,1016 -0.06%
EURO 37,9675 0%
ALTIN 2.815,41-0,01
BITCOIN 20538944,14%
11 Eylül 2001 ABD’nin Değil İslam Ülkelerinin Kabusu Oldu

11 Eylül 2001 ABD’nin Değil İslam Ülkelerinin Kabusu Oldu

12 Eylül 2024 12:14
11 Eylül 2001 ABD’nin Değil İslam Ülkelerinin Kabusu Oldu
0

BEĞENDİM

Prof. Dr. Celalettin Yavuz Güvenlik Politikaları Uzmanı, 12 Eylül 2024

 

Bu Eylülün 11’nde “saldırılamaz” denilen ABD’ye küresel terör örgütü el-Kaide tarafından gerçekleştirilen “11 Eylül Küresel Terör Olayları”nın 23’ncü yıldönümüydü. Olay üzerine “ABD’nin karizmasını çizildiği” söylendi. Ancak bugün geçmişe bakınca 11 Eylül’ün başta Ortadoğu olmak üzere İslam ülkelerinin kabusuna dönüştüğü anlaşılarak bu konu ele alındı.

11 Eylül Sonrası “Unutulan” Gelişmeler

Olayın üzerinden kısa bir süre geçtikten sonra ABD’nin teklifi üzerine tüm uluslararası havaalanlarında olağanüstü güvenlik önlemleri alındı. Benzer hususlar deniz taşımacılığı ve seyri sefain konusunda da alındı. Gemilerde çalışan süvariden lostromoya kadar tüm gemi adamlarının eğitim sistemi yeniden düzenlendi. Küresel terörle mücadele bağlamında deniz ticaret yollarının kritik noktalarında uluslararası daimi karakollar tesis edildi. Bunlardan ilki Doğu Akdeniz’de NATO ülkelerinin kurduğu “Aktif Çaba” (Active Edge) iken, Karadeniz’de sadece kıyıdaş ülkelerce benzer bir oluşuma gidildi.

ABD, 1996 yılından beri iktidarda olan Afganistan’ın Taliban yönetimine el-Kaide elebaşısı Bin Laden’i teslim ederek, el-Kaide terör örgütüne verdiği desteği kesmesi için ültimatom verdi. Ancak kabul görmeyince 2001 yılı sonlarında Afganistan’a asker indirdi. ABD’yi Avrupa’daki müttefikleri, Avustralya ve Y. Zelanda bile izledi. Taliban iktidarı bırakırken, uzun süren bir direniş savaşı başlattı. Bu arada Afganistan’da NATO’nun bir birliği de görev aldı. Afganistan’a asker gönderen ülkeler arasındaki Türkiye, yol, köprü, okul vb inşa hizmetleri için bir istihkam birliği göndermişti. Yani Türk askerleri Taliban güçleri ile fiilen çarpışmıyordu.

ABD, Ağustos 2021’de Afganistan’ı sürpriz bir acelecilikle boşaltırken destek veren müttefiklerini oldukça şaşırttı. Sonuçta Afganistan’dan binlerce kişi “ABD yandaşı” olduğu gerekçesiyle Taliban yönetimince cezalandırılmamak için yurt dışına kaçarken bir kısmı Türkiye’ye sığındı. Afganistan darmadağın olurken, Afgan sığınmacılar sebebiyle İran ve Türkiye de olumsuz etkilendi.

ABD, 2003’te yönünü Irak’a çevirdi. Kitle imha silahları bulunduğunu ve el-Kaide’yi desteklediğini ileri sürerek Fransa ve Almanya gibi müttefiklerinin ısrarına rağmen Irak’a girdi. Irak’ta tüm müze ve tarihi objeler yağmalanırken, ABD askerlerinin esir Iraklılara karşı  insanlık dışı işkenceleri ortaya çıktı. “Irak’a özgürlük!” harekatı sonucunda Saddam gitti ama Irak halkının başı göğe ermedi, aksine Saddam dönemini mumla aratan karmaşık sistem yanında rüşvet, yolsuzluk ve akıl almaz pahalılık, dünyanın en zengin petrol yataklarına sahip Irak halkını perişan etti.

El-Kaide ve türevleri ile Musul adeta yerle bir olurken, ülke ABD ve İran arasında bir asimetrik savaş alanı haline geldi. 1999’da elebaşısı yakalanıp yargılanan ve Türkiye’yi terk eden PKK terörü tam da bitti denirken, bu müdahale ile küllerinden yeniden doğdu. Irak’ın kuzeyinde Kürt Bölgesel Yönetimi kurularak devletleşme yolunda ilk adımlar atıldı.

Irak işgali sırasında ABD’nin ortaya attığı ve “ABD dostu” bazı liderlerinin bodoslama eşbaşkanlığını sahiplendiği “Büyük Ortadoğu Projesi”nin, “demokrasi” projesi değil aksine İslam ülkelerini parçalama, İsrail’in varlığını pekiştirme maksatlı olduğu anlaşıldı. Devamında da “Arap Baharı” adı altında İslam ülkeleri yeni bir girdaba sokulmaya çalışıldı. Tunus gibi Mısır’da da istikrar bozuldu. Libya, tarihinin en büyük faciasını yaşadı. Suriye’de direnç gösteren Beşşar Esad yönetimi tam da pes edecek iken Eylül 2015 sonlarında Rusya’nın füze destekli ataklarıyla ipten alındı. Suriyeli sığınmacılar komşu ülkelerden ağırlıklı olarak Türkiye, Ürdün ve Lübnan’a sığınırken, bu ülkelerin ekonomisi ve sosyolojisini olumsuz etkilediler.

Sonuçta Suriye ile Arap Birliği’nin; Türkiye ile Mısır, S. Arabistan ve Körfez Ülkeleri; İran-Körfez Ülkeleri ilişkileri bozuldu. Bu esnada İsrail Filistin’de istediğini yaparken, İslam ülkeleri darmadağındı. Arap Baharı’nın benzeri oyunlar “BOP’un Eşbaşkanlığına soyunan” Türkiye’de de “Gezi” ve 15 Temmuz FETÖ darbe girişimiyle sahneye kondu. Siz ne dersiniz?

celalettin yavuz
Celalettin Yavuz

Güvenlik Politikaları Uzmanı Lisans ve Y. Lisans öğrenimini Milli Savunma Üniversitesinde (Deniz Harp Okulu – 1974; Deniz Harp Enstitüsü-1983) tamamladı. Daha sonra Silahlı Kuvvetler Akademisi öğrenimi (1985-86) gördü ve “Irak’ın Geleceği” ile ilgili bitirme tezini yazdı. 1989-1991 döneminde Führungsakademie (Hamburg/Almanya) 2 yıllık Güvenlik Politikası-Strateji-Stratejik İstihbarat-Jeopolitik, Askeri Tarih eğitimi aldı. “İstanbul Boğazı’nın Karadeniz Sahildarı Ülkeler Üzerindeki Jeopolitik ve Stratejik Etkileri” (Almanca) başlıklı mezuniyet tezini yazdı. Genelkurmay Personel Başkanlığı’nda görevli iken Kıbrıs Barış Harekâtı’nın madalya ve taltif projesini gerçekleştirdi. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı karargâhında NATO Planlama direktifleri ve kuvvet plan çalışmaları üzerinde çalıştı. Ayrıca bir yıl boyunca Deniz Kuvvetleri Komutanı’nın Milli Güvenlik Kurulu (MGK) Toplantı Dosyasını hazırladı. Ege'de gerilimli 1980'li ve 1990'lı yıllarda 2 ayrı geminin komutanlıklarını yaptı. 1994-1997 döneminde Almanya'da Deniz Ataşeliği sırasında Deniz Ataşe Birliği'nin başkanlığına (doyen) ve 143 kişilik Askeri Ataşeler Birliği'nin Yönetim Kuruluna seçildi. Daha sonra Mersin’de Karakol ve Çıkarma Gemileri Komodorluğu’nun ardından Genelkurmay Yunanistan Kıbrıs Dairesinde Yunanistan Şube Müdürü iken “Türk-Yunan Ege’de Güven Arttırıcı Önlemler Paketi” projesinin (Ocak 2000) yöneticiliğini yaptı. Türk-Yunan sorunları üzerinde General-Amiral Oryantasyon Kursu, Harp Akademileri, Milli Güvenlik Akademisi ve TSK İstihbarat Okulu'nda dersler veren Yavuz, Deniz Harp Okulu Dekanı olduğu 2001-2003 döneminde "Denizcilik Tarihi-Deniz Stratejisi", "Askeri Strateji" ve "Liderlik" dersleri verdi. 1994’te Dr., 2002’de Doç.Dr. olan Yavuz, Milli Güvenlik Akademisi öğretim üyesi iken 30 Mart 2004’te istekle emekli oldu ve BİLKENT Üniversitesi’ne ilaveten Milli Güvenlik Akademisi’nde Türk-Yunan Sorunları, Suriye, Ortadoğu, Terörle Mücadele dersleri, 2012’de Prof.Dr. olduktan sonra da Atılım Üniversitesi’nde (2012-2013) ve Kara Harp Okulu Savunma Bilimleri Enstitüsünde (2013 Bahar) Y. Lisans ve Doktora, Ufuk ve Başkent üniversitelerinde lisans dersleri verdi. 2022 yılı başlarında adı Topkapı Üniversitesi olarak değiştirilen “Ayvansaray Üniversitesi”nde İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi’nin kurucu dekanlığını yapan, fakülteyi 16 bölüme çıkartan Prof.Dr. Yavuz, “İstihbarat, Strateji ve Terörizm/Avrupa'da Terör Örgütleri” gibi 3 farklı konuda sertifika dersleri yanında İstanbul Topkapı Üniversitesi’nde lisans ve Y. Lisans dersleri verdi. Güvenlik Bilimleri ve Uygulamaları Y. Lisans programının kurucu ABD Başkanlığını Eylül 2022’ye kadar sürdürerek “Küresel Güvenlik Stratejileri” üzerine sertifika programı hazırladı. Mayıs 2020 ayında uluslararası sempozyum düzenledi ve bizzat sunum yaptı. Milli Savunma Üniversitesi’nde (Harp Akademileri) 2019 yılından beri “Dış Politika Analizi” ile “Küresel Güvenlik Stratejileri” başlıklı ders verdi. Genelkurmay SAREM “Dış Uzman”lık (2003-2010), Türk Askeri Tarih Kurulu (TATK) Genel Kurul üyeliği (1999-2007), Gnkur. Atatürk Araştırma ve Eğitim Merkezi “ATAREM” Genel Kurul Kurucu Üyeliği (1999-2007), Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Eğitim/Öğretim Kurulu üyeliği (2001-2003), Türkiye Emekli Subaylar Derneği (TESUD) “Strateji” Grubu üyeliği (2005-2011), Türk Ocakları Genel Merkezi Hars Heyeti (en üst düzeydeki kültür kurulu) üyeliği (2004-2010), TÜRKSAM düşünce kuruluşunun Kurucu Başkan Yardımcısı ve Terör Bölümü Başkanlığı (2008-2012) yapan Prof.Dr. Yavuz, pek çok süreli yayının yayın ve hakem kurullarında yer almaktadır. Almanca ve İngilizce bilen Prof.Dr. Yavuz’un “Güvenlik politikaları, Askeri Tarih/Strateji, İstihbarat, Ortadoğu, çevre ülkeler, terörle mücadele, bölgesel-küresel sorunlar, küresel güvenlik stratejileri ve Deniz Tarihi konularında, çoğu müstakilen yazılmış 30’un üzerinde kitabı ve süreli dergilerde yazılmış çok sayıda makalesi mevcuttur. Halen Anadolu Ajansı ve Yeni Şafak gazetesinin “Düşünce Günlüğü” bölümünde her ay “Bölgesel ve Küresel Güvenlik Politikaları” üzerine analizleri yayınlanan Yavuz’un son dönemde Stratejik Düşünce Enstitüsü (SDE)’de konferansları, sitesinde yazıları yayınlanmakta olup, gene son zamanlarda Devlet Dergisi ve Türk Yurdu dergilerinde de yazıları yayınlanmaktadır. Ayrıca, Eylül 2022’den itibaren TRT Türkiye’nin Sesi Radyosu’nda haftada bir gün “Mavi Vatan” adlı bir programın yapımcılığını (ve yorumculuğunu) yapmaktadır. Ankara’da ikame eden Prof.Dr. Yavuz, evli, iki çocuk babası olup Almanca ve İngilizce bilmektedir.

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.