CHP Soma İlçe Başkanlığı’nda düzenlenen CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK) toplantısının ardından açıklamalarda bulunan Özel, her hafta parti genel merkezinde yaptıkları MYK toplantısını, 301 madencinin yaşamını yitirdiği facianın 10. yılı dolayısıyla olağanüstü gündemle Soma’da yapma kararı aldıklarını söyledi.

“Soma’yı Unutmadık, Unutturmayacağız”

Maden faciasına ilişkin, işletici şirketin yönetim kurulu başkanı Can Gürkan’ın bugün bir televizyon kanalına avukatı aracılığıyla açıklama yaptığına işaret eden Özel, şunları ifade etti:

“Can Gürkan, ’10 yıl geçti, ben Soma’yı geride bıraktım. Hatırlamak istemiyorum’ demiş. Bu işçilerin ölümünden sorumlu olan, yattığı süre yetecek kadar ceza verilip salıverilen kişi. ‘Ben o günü unuttum geride bıraktım’ diyor. Geride bırakamayan her gece rüyasında o günü bir daha yaşayan evlatlarla, eşlerle, annelerle omuz omuza yürüyüp mezarları ziyaret edeceğiz. Ve bu taş kalpli adama, bu cesareti veren, bu rejimi değiştirene kadar da mücadele edeceğiz. Biz unutmadık, unutturmayacağız. Bu küstahlardan ve bu küstahların ağababalarından günü gelince hesap soracağız. Can Gürkan, bu açıklamayı da yaptın ya. İki elim yakandadır. Sana bunun hesabını sormadan ölür gidersem gözüm açık gidecek. Bunu da en net şekilde ifade etmek istiyorum.”

Kamuda Tasarruf Paketi

CHP Genel Başkanı Özel, gazetecilerin bugün açıklanan “Kamuda Tasarruf ve Verimlilik Paketi” ile ilgili sorusu üzerine, ayrıntılı değerlendirmeyi daha sonra yapacağını kaydetti.

Daha önce de benzer çalışmanın 7 kez yapıldığını anımsatan Özel, şöyle devam etti:

“Bu sekizincinin ilanı, daha önceki yedi genelgeye kendilerinin uymadıklarının göstergesidir. Bugünkünün diğerlerinden ayırıcı önemli özelliği hep eleştirdiğimiz sarayın ilk kez genelge kapsamına alınmasıdır. Meclis dışarıda bırakılmıştır. Bunun eleştirilecek bir tarafı yok. Kuvvetler ayrılığı gereği yürütme yasamaya talimat veremeyeceği için yapılmıştır. Meclis Başkanının bu konuda geçtiğimiz haftaki ifadelerini hızla bu genelgeye ve ilerisine dönüştürerek daha da ilerisinde bir tasarruf genelgesini Meclis için de yayımlamasını bekliyoruz. Kendisinin böyle bir çalışması olacaksa destek veriyorum, teşvik ediyorum. İkinci husus tabii ki yazılanların hepsi önemli ancak bunların tek tek takip edilmesi lazım. Burada 3 yıl boyunca yeni personel istihdam edilmeyeceği, sadece emekli edilen kadar personel alınacağı, kamuda esnek ve uzaktan çalışma modellerinin geliştirileceği ifadeleri ise emekçiler açısından son derece riskli bir durumdur. Bu, örtülü IMF programıdır. IMF getirirseniz ‘yeni kamu personeli alma, işçiye zam verme, emekliye zam verme’, esnek çalışma modelleri geliştirilecek zaten. Şu anda IMF’nin hayaleti, işçinin camına gelmiştir.”

İlginizi çekebilir!  Ömer Çelik'ten Fazıl Say'a destek, konser iptaline kınama

Özel, başta öğretmen atamaları ve kamuya alımlarda daha hassas olunması gerektiğine dikkati çekti.

Yapılacak işin adil bir vergi sistemi olduğunu aktaran Özel, “İlk kez Mehmet Şimşek’in vergide adalet kısmının altını çizdim. Burada da çiziyorum. Türkiye’de verginin yüzde 65’i dolaylı vergi. Yüzde 24’ü de çalışanların maaşlarından kesilen gelir vergisi. Geriye kalıyor yüzde 11. Esas vergi vermesi gereken, yani kazananların yüzde 11’i veriyor. Emekçiler 24’ü veriyor, gerisini kazanan kazanmayanın gözünün yaşına bakmadan, elektrikten, sudan, telefondan, sütten, ekmekten alıyorlar. Bu sistem değişmelidir. Bu değişirse kaynak bulunur. Bu değişmeden kimse yoksullarla uğraşmasın.” ifadesini kullandı.

“Arapça Tabelaları Meselesini Yabancı Düşmanlığına Dönüştürecek Bir Yaklaşım Doğru Değildir”

CHP’li belediye başkanlarının Arapça tabelalarla ilgili çalışmalarına ilişkin konuşması sorulan Özel, şunları paylaştı:

“İlgili yasal düzenleme gereğince yabancı dilde tabelalar için bir düzenleme var. Belediye başkanlarımıza tüm diller için bu düzenlemeye uymaları gerektiğini söyledik. İstismar edilen ve alınan kısım şu. Arapça bir yazıyı kanuna uygun yazışmalar, ihtarlar yapılıp ilgilisine sökmek için süre vermeden ya da sökmüyorsa belediyenin ilgili birimiyle yapmadan belediye başkanının kendi eliyle yırtması fazladan bir popülizmdir, bu doğru değil. Ayrıca Hatay’da, Şanlıurfa’da, Mardin’de, Batman’da yaşayan 6 milyon vatandaşımızın ana dili Arapçadır. Arapçaya yapılan hürmetsizlik o kişilere karşı yapılmış hürmetsizlik olarak algılanıyor. Ayrıca Kur’an-ı Kerim Arapçanın orijinal dilidir. Arapçaya da diğer yabancı dillere de kanunlara uygun muamele yapılmalıdır. Lüzumsuz Arapça tabela kirliliğiyle belediyemiz elbette mücadele etmelidir ancak bu kurullara, kurallara uygun şekilde yapılmalıdır. Bunu bir yabancı düşmanlığına dönüştürecek bir yaklaşım doğru değildir.”

Bir Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.