MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin TBMM’deki grup toplantısında önemli açıklamalarda bulundu.
Bahçeli’nin açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde:
Hiç kimseyi öteki görmüyoruz, ötekileştirmiyoruz. Milletimizin tüm güzelliklerini sahipleniyoruz. İnançla mücadelemizi yapıyoruz. Mevlana’nın dediği gibi: Aşk nasip işidir, hesap işi değil, aşk adayıştır, arayış değil. Boş aslan yatağında tilki gibi kuyruk sallayanlara gülüp geçiyor, işimize bakıyoruz.
“YERELDE İKTİDAR, ÜLKEDE İSTİKRAR İRADESİNDEYİZ”
31 Mart seçimlerine hazırlık sürecini dolu dolu geçireceğiz. Hiçbir şeyi şansa bırakmayacağız. Ara sıra keyfi yeterse boş zamanlarında İstanbul’a uğrayan belediye başkanını evine göndereceğiz. Yerel yönetimler aracılığıyla devletin kasasını, milletin kesesini gasp edin, Türkiye Cumhuriyeti’ne kafa tutan çürümüşler, demokratik bedeli en ağır şekilde ödeyecekler. Biz dedik mi yaparız. yaptık mı arkasında dururuz. Katile katil, kahramana kahraman demeyi sürdüreceğiz. Güçlü yasama, kararlı yürütme, uyumlu belediye diyoruz. Yerelde iktidar, ülkede istikrar iradesindeyiz. MHP ve Cumhur İttifakı varsa elbette umut vardır, huzur vardır.
“GAZZELİ BEBEKLERİN HAKLARINA NE ZAMAN SAHİP ÇIKILACAK?”
7 Ekim’den bugüne kadar Filistin halkının kanı akmaktadır. Mazlumların feryadı dünyada yankılanmaktadır. İsrail saldırıları hiçbir kural tanımadan devam etmektedir. İsrail çatışma bölgesinde sıkışmış, cinayet planlarını güncellemek zorunda kalmıştır. İsrail askeri unsurları bebek, çocuk ,yaşlı ve kadın demeden masum insanları katletmektedir. Sivil yerleşim sahaları bombalanmaktadır. Gazze’nin en büyük hastanesi olan Şifa Hastanesi’nin vurulması, İsrail’in savaş suçları siciline yenisini eklemiştir. İsrail aciz ahlaksız ve korkak olduğunu bir kez daha belgelemiştir. Filistinliler zorla yuvalarından çıkarılmak istenmektedir.
Buna rağmen Biden’ın açıklamaları bize göre sahte bir iyi niyet temennisidir. Esas olan çatışmalara ara verilmesi değil, kalıcı ateşkesin sağlanmasıdır. 11 Kasım 2023 günü Suudi Arabistan’ın başkentinde İİT ve Arap Birliği, Gazze’yi görüşmek üzere toplandı. Teklif ve düşünceleri saygı görüp öne çıkan sayın cumhurbaşkanımız kadar sağlam ve samimi duruş sergileyen hiç kimse olmamıştır. Peki Gazzeli bebeklerin haklarına tam manasıyla ne zaman sahip çıkılacak?
Korkak bin defa, kahraman ise bir defa ölür. Türkiye’nin hiç kimseye eyvallahı yoktur. Zulme sessiz kalmak aynı zamanda ortak olmak demektir. Herkes sussa da biz susmayacağız. Siyonizme sonuna kadar tepki göstereceğiz.
İKİ DEVLETLİ ÇÖZÜM ÖNERİSİ
İki devletli çözüm iklimi yeşillenmeli, 1967 toprak bütünlüğüyle bağımsız Filistin devleti kurulmalı. İsrail savaş suçlarından dolayı tazminata mahkum edilmeli. Netanyahu bu suçlardan dolayı Lahey’de hesap vermeli.
Raporda Türkiye’nin İsrail-Filistin savaşına dair duruşunun AB ile ters olduğu var. Uyumlu olsaydık insan içine çıkacak ne halimiz ne hakkımız olurdu. Biz dünyaya haçlıların emelinden değil hilalin nurundan bakıyoruz. Kardeşlerimizin yanında yerimizi alıyoruz.
Filistin’in arkasında dağ gibi duruyoruz. AB’nin 2023 Türkiye raporunu yırtıp atıyor ya da uçak yapıp kendilerine aynen iade ediyoruz.
AYM – YARGITAY ARASINDAKİ ANLAŞMAZLIK
Türk ve İslam düşünürleri adaleti denge olarak nitelemiştir. Hukuk adalete yönelmiş toplumsal hayatın denge ve düzenidir. Devlet hukukla kaim adaletle daimdir. Asıl olan adalettir. hukuk adaletin vasıtasıdır. AYM ile Yargıtay arasındaki fitil hukuk devleti açısından arzu etmediğimiz bir durumdur. Bundan pek çok lütuf da doğacaktır.
“AYM’NİN YASA VE ANAYASA KORUYUCUNUN İRADESİNİ YOK SAYMASI, SAPMA VE SÜRÜKLENME HALİDİR”
Pozitif tartışmalar, yapıcı eleştiriciler milletin hakkını ve devletin egemenlik çıkarlarını düşünen açıklamalar hukukun üstünlüğünü güçlendirecektir. Cepheleşmeye ve suçlamaya varan gelişmeler sefil uydurma ve kuruntudur. Kriz bekleyenlere kriz ayini yapanlara avuçlarını yalayacaklar, hevesleri de kursaklarında kalacak. Sorunun kaynağına inmeden tespit etmeden sağlam çözüm yolunun inşası da zordur. AYM’nin bireysel başvuru incelemelerinde yasa ve anayasa koruyucunun iradesini yok sayması sapma ve sürüklenme halidir. Bu mahkeme Resmi Gazete’nin Gezi parkı davasında kesinleşmiş Can Atalay hakkında hak ihlalini açıklamıştır. 3 ay gibi kısa sürede sonuçlandırılması ister istemez HDP’nin kapatılması davasında neden bu kadar çabuk karar vermediklerini akıllara getirmiştir.
“TBMM DERHAL GEREĞİNİ YAPMALI VE KONU KAPATILMALI”
Yargıya saygı mecburidir. Bu kararın gereği TBMM’den derhal yapılmalı ve konu kapatılmalı. Yargıtay ve AYM’yi karşı karşıya getiren konu dokunulmazlığın iki istisnasından biridir. Seçimden önce soruşturmasına başlanması kaydıyla Anayasanın 14. maddesindeki hüküm bunun dışındadır. AYM ile Yargıtay arasında hiyerarşik bir ilişki yoktur. AYM’nin millet vicdanına adalet ruhuna ihlal kararları diğer mahkeme kararları için yeniden yargılama sebebidir. Halbuki bu mahkemenin yetkileri arasında yasal düzenleme eksiliği denetlemek diye bir şey mümkün değildir.
“ANAYASANIN ÜSTÜNLÜĞÜ İLKESİ İHLAL EDİLMEKTEDİR”
Milletin üstünde ve önünde bir güç olamaz. TBMM’de oturma eylemi yapan guruhun yasamayı etkisiz hale getirme girişimi yapanların Yargıtayla laf etmesi küstahlıktır. Oturanlara sesleniyorum, siz oturmaya devam edin. Türk milleti sizlere Osmanlı şamarını vura vura 31 Mart’ta kaldırmasını da bilir. AYM yetki alanını genişleterek TBMM’ye parmak sallamaktadır. Anayasanın üstünlüğü ilkesinin ihlal etmektedir. Sıcak tartışmanın nihayetinde son ihlal kararına özgü olmadığı bu tartışmanın esasında siyasi kutuplaşmanın yer almadığı açıktır.
“PKK VE FETÖ’CÜLERE SİPER OLAN AYM’DİR”
Birbirleriyle çelişen 82 darbe anayasasının kaldırılıp sivil anayasa hepimizin görevidir. AYM zulmün yanında. Devletin ve milletin karşısında sivrilmiştir. HDP’ye bloke konulmasını engelleyen PKK’ya para akıtılmasının önünü açan AYM’dir. Leyla Güven, Ömer Faruk Gergerlioğlu, Can Dündar gibi PKK ve FETÖ’cülere siper olan AYM’dir. Yurt içi ve sınır ötesinde başını ezdiklerimizin sırtını sıvazlayan AYM’dir. Bu gidişle Fetullah Gülen ve Murat Karayılan’a da kucak açacaklar. Yargıtay 3. Ceza Dairesi görevinin gereğini eksiksiz yapmıştır.
“AYM YA KAPATILMALI YA DA YENİDEN YAPILANDIRILMALIDIR”
AYM Başkanının dilinin altında eveleyip gevelediği asıl maksadı, asıl düşüncesi nelerden ibarettir? AYM Başkanının haddini çok açık bir şekilde aştığını düşünüyoruz. Türk devletiyle uğraşma, cesaretin varsa Kandil’e git. Mahkeme başkanı objektifliğini kaybetmiş, milli birlik ve kardeşliğe cephe almıştır. Karşımıza 2 seçenek çıkıyor: AYM ya kapatılmalı, ya da yeniden yapılandırılmalıdır. Üyelerinde köklü bir reform şattır. Bu da yeni anayasa ile olur.