AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, genel merkez binasında düzenlediği basın toplantısında açıklamalarda bulundu.
Çelik’in açıklamaları şu şekilde:
Abbas’ın TBMM’de hitapları olacak. Abbas’a ve Filistin halkına partimiz adına sevgilerimizi iletiyor desteğimizi yineliyoruz. Sayın Abbas’ın geç davet edildiğine dair spekülasyonları gördük. Bazılarının Filistin davası için iyi niyetli eleştirilerine saygımız var. Bilgi eksikliği var onlarda da . Bir takım değerlendirmeler var ki bunlar doğru değil.
“Netanyahu İle Aynı Anda Konuşmasını Planlamıştık”
Netanyahu ‘nun ABD kongresinde konuşacağı haberi sayın cumhurbaşkanımıza arz edilince cumhurbaşkanımız talimat verdi ve Abbas’ın Türkiye’ye davet edilmesi girişiminde bulunulması, Netanyahu konuşurken Abbas’ın TBMM’de konuşmasını arzu ettiğini söyledi. Abbas konuşurken Meclis’te, Haniye’nin de bulunmasını istemişti. Planlama o şekildeydi. Meclis başkanımızla da o şekilde istişare yapıldı. Haniye’nin şehit olması, arzulanan tarihte de Abbas’ın mazereti nedeniyle olmadı.
“Bir Kez Daha Yüce Meclis’imiz Filistin Davasına Desteğini Gösterdi”
Böylece ABD kongresinde soykırımcı biri konuşurken Filistin halkı adına yüce Meclis Haniye’yi misafir etmiş olacak ve Filistin davasına desteğini ifade etmiş olacaktı. Daha sonra rahmetli Haniye şehadet makamına ulaştı. Sayın Abbas dün ziyaretini gerçekleştirdi ve cumhurbaşkanımız ile görüştü. Bir kere daha yüce Meclis’imiz Filistin davasına desteğini göstermiş olacak.
“Dünya Barışının Anahtarı Orta Doğu’da, Orta Doğu Barışının Anahtarı Filistin’de”
Daha olaylar başlar başlamaz Netanyahu’nun ilk açıklaması haritaları değiştireceğiz olmuştu. Görüşmektedir ki İsrail sadece soykırımcı siyaset istemiyor Golan’da olduğu gibi bölge barışını tehdit eden yaklaşım içine giriyor. Dünya barışının anahtarı Orta Doğu’dadır Orta Doğu’nun barışı Filistin’dedir.
“Barış İradesi Olduğunda Çocukları Öldürüyorlar”
Soykırımcı Netanyahu bugün bölge barışını tehdit ettiği gibi dünya barışını da tehdit etmektedir. Barış tehdit altındadır. Uluslararası kurumların yetersiz kalmasının ayrı bir değerlendirmesi yapılacaktır. Sürekli bir barış iradesi olduğunda Netanyahu okulları bombalayıp çocukları öldürerek bu iradeyi yok etmektedir. Barış bildirisi yapıldığında okul bombalamakla cevap verilmiştir.
BM Genel Sekreteri’nin bu tablo çerçevesinde bir açıklaması oldu. BM yapısında bir reform yapılmasın gerektiğini söyledi. Cumhurbaşkanımız yıllar evvel BM Genel Kurul’da dünya 5’ten büyüktür ilkesini ortaya koyduğunda bazı ülkelerin ilk kez duymuş gibi yadırgadıklarını hatırlıyoruz. Cumhurbaşkanımız bu tezi sürekli tekrarladı ve bunu delillendirdi. Başka yerlerde de bu tezi daha da genişletti. Bugün gelinen noktada dünya 5’ten büyüktür tezi genel kabule görülen, birçok ülke tarafından desteklenen tez olduğu ortaya çıktı. BM açık beyanı da bu tezin teyidi manasındadır. Dünya 5’ten büyüktür tezinin anı sıra İsrail’in yaptığı uluslararası sistemi esir alarak dünyanın bir hükümet kaşsısında çaresiz kalmasını, kendilerinin BM’den büyük olduğunu ifade ederek tüm insanlık değerlerine açık bir saldırganlık gerçekleştirmekte.
Hepimizin gözü önünde insanlığın bütün yükünü yüklenmiş Filistinli mazlum insanların göç sahnesi, adeta insanlık değerlerinin terk edilmesi gibi bir görüntü ortaya çıkardı.
“ABD Çelişkili Davranıyor”
ABD’nin barış konusunda girişim yaparken, Netanyahu hükümetinin suikastı karşısında sessiz kalıyorlar, kendi ülkelerinin suikastı karşısında İran’ın değerlendirmesi karşısında İran’ın sessiz kalması gerektiğini, bölgeye çok sayıda savaş uçağı gönderdiklerini söylüyorlar. Hem barış yapılsın deyip savaş gemilerinin Gazze açıklarına gönderilmesi, silah satışının İsrail’e yapılması için onay verilmesi çelişkidir. Cumhurbaşkanımızın dünya 5’ten büyüktür tezine dayalı reformundan başka barışı sağlayacak girişimin olmadığı görülüyor.
Bu soykırım suçları sebebi ile mahkemede yargılanması gereken, ceza alması gereken şebeke başındaki kişinin ABD kongresinde alkışlanması demokrasi tarihi bakımından kara lekedir. Parlamentolar soykırımlara destek vermek için kurulmamıştır, hukukun ve insan haklarının korunmasıdır. Abbas’ın yüce Meclis’e hitap edecek olması demokrasi tarihi açısından doğru mesajı vermek adına önemlidir. Abbas’ın konuşması ile Meclis’imiz insan haklarından yana, mazlumlardan yana, soykırıma karşı bir daveti gerçekleştirmiş olacaktır. Partimiz adına bir kez daha sayın Abbas’a hoş geldiniz diyoruz. Bu mücadeleyi cumhurbaşkanımız liderliğinde sürdüreceğimizi ifade ediyoruz.