WOTTV E-DERGİ
DOLAR 34,0685 0.13%
EURO 38,0660 -0.03%
ALTIN 2.830,840,08
BITCOIN 21490044,49%
Seçimden Sonraki Sorumlulukları Yerine Getirmek

Seçimden Sonraki Sorumlulukları Yerine Getirmek

3 Nisan 2024 12:09
Seçimden Sonraki Sorumlulukları Yerine Getirmek
0

BEĞENDİM

Prof. Dr. Faruk TAŞÇI – 3 Nisan 2024

 

Seçme ve seçilme hakkı kullanıldı. Adaylar seçilmek için vaatlerini beyan ettiler, kampanyalarını yürüttüler; seçmenler süreci dikkatle takip etti ve çeşitli gerekçelere bağlı olarak oylarını şu veya bu partiye/adaya verdi. Nihayetinde her bir beldeye, ilçeye, ile ve büyükşehre başkanlar ve üyeleri seçildi. Artık sorumluluk vakti; hem seçilenler için hem de seçen halk için.

Öncelikle Yöneticilerin Sorumlulukları Var

Büyük farkla veya az bir farkla seçilmekle iş bitmiyor; seçilen yöneticilerin çeşitli sorumlulukları var.

Bir kere, adaylık sürecinde vermiş oldukları sözlerini/vaatlerini unutmamak ve dolayısıyla yerine getirmek durumundalar çünkü “söz, namustur”! Olağandışı durumlar olmadığı müddetçe sözünün eri olmak, yöneticinin birincil vazifesi. Aksi halde, önünde sonunda sandıkta ne olacağını kestirmek zor değil.

Sözlerini yerine getirebilmesi için de yöneticinin, kendi ekibini doğru (ehil) kişilerden seçmesi ve onlarla istişareyi bir milim sapma olmayacak şekilde yapması olmazsa olmaz. Yöneticiler, “emaneti ehline vermeyince kıyameti bekle” ikazını baş tacı yapmalı, aksi halde yönetimlerindeki şehirleri kıyamet sahnesine çevirmiş olacaklarını bilmeli. Ekip ehil oldu mu, onlarla istişare etmek de baldan tatlı olur zaten! İstişareden de her daim bereket hâsıl olur.

Bunların üstüne bir de halka (kendisini seçene) iyi davranıldığında, onlara karşı kibirlenmeye düşülmediğinde, halk adam yerine konduğunda, kendilerini halktan kopmayacak bir biçimde konumlandırdıklarında yönetim kıvama gelmiş olur. Bu nedenle belediye yöneticileri, “Böbürlenme padişahım, senden büyük Allah var” mantığıyla yapılan ikazları ciddiye almak durumunda.

Böyle yapabilirlerse zaten, tüm halka yönelik altyapı üst yapı faaliyetleri/hizmetleri dışında dezavantajlı grupları öncelemek kolay olur. Bu çerçevede, gencinden yaşlısına/emeklisine, engellisinden kadınına ve çocuğuna toplumda fizyolojik, sosyal, psikolojik, ekonomik ve başka hususlarda mağdur veya risk durumunda olan kesimleri daha çok gözetmek, yöneticilerin işi olmalı; aksi halde her bir grubun önünde sonunda sandıkta vereceği cevap sert oluyor.

Bu tarz hamleleri yapmak suretiyle, şehrin yöneticileri, şehrin ölü şehir değil de diri şehir olduğunu göstermiş olur. Zaman zaman yapılan hataların uzantısı olarak şehrin ölmek üzere olduğuna dair halktan gelen ikazları da dikkate alarak, yöneticiler şehrin nasıl yeniden diri şehir kılınacağının yollarını aramak zorunda.

Halk da Sorumluluklarının Gereğini Yapmalı

Bu çerçevede, yöneticilerin sorumlulukları yanında, şehrin diri şehir olarak kalması için halkın ikaz etme sorumluluğu da olmazsa olmaz. Halk, sadece oy vermekle işi bitmediğini bilmeli ve uyarı vazifesini çeşitli kanalları kullanmak suretiyle her ne pahasına olursa olsun diri tutmalı ki şehir de diri kalsın.

Bununla birlikte, yöneticileri adil olduğu müddetçe, yöneticilerinin yolundan gitmeli, onlara karşı desteklerini gizli veya açık bir şekilde esirgememeli ki yöneticileri adalet yolunda aşklarını ve şevklerini diri tutsunlar; çünkü yeteri kadar su, can verir!

Öte yandan, halk kendisine yönelik aksaklıkları veya ihtiyaçlarını yöneticilerine bildirmek durumunda; bu hususta herhangi bir çekingenlik veya geri durma hali göstermek olmaz. Hatta halk bazen fazlasıyla girişken olmak zorunda; çünkü yöneticilerin halkın her ihtiyacını bilmesi her zaman mümkün olmayabilir. “Ağlamayan bebeğe meme verilmez”, denilmiştir!

Yine de burada arsızlığa düşmeyecek şekilde halkın dengeli olması mühim. Halk olarak haklarını bilmeli ama sorun yaratan bir şekilde değil, sorumlu davranışlar içinde bulunarak haklarının yerine getirilmesi için çabalamak şeklinde ölçü korunmalı. Dolayısıyla halk, hak anlayışı yanında sorumlulukların da olduğunun farkında olmalı yani “hak ve sorumluluk” birlikteliğini merkeze almalı.

Bu kapsamda halk, şehrini zor duruma düşürecek işlerden uzak durmalı; kendini şehrine ait kılmalı (kimlik), kendi şehrinin bilincinde olmalı, kendi şehir kültürüne göre davranmalı, yaşamalı ve yaşatmalı.

Sonuçta, yöneticiler de şuurlu olmalı halk da, yöneticiler de ahlaklı olmalı halk da, yöneticiler de şehrini tanımalı halk da, yöneticiler de şehrine hizmet etmeli halk da; en nihayetinde yöneticiler halkını sevmeli ve saymalı halk da yöneticilerini sevmeli ve saymalı.

faruk taşcı
Faruk Taşcı

Prof. Dr. Faruk Taşçı 1982 yılında Rize’nin Pazar ilçesinde dünyaya geldi. Lisans eğitimini Boğaziçi Üniversitesi Sosyoloji bölümünde 2005 yılında tamamlayan Prof. Dr. Taşçı, yüksek lisansını 2007 yılında, doktorasını da 2011 yılında İstanbul Üniversitesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri bölümünde bitirdi. Aynı bölümde 28 Aralık 2020’den bu yana Profesör olarak görevini sürdürüyor.Telif kitaplarıSosyal Politikalarda Can Simidi: Sosyal Yardım (2010),Sosyal Politika Ahlâkı (2012, 2017),Türkiye’de Sosyal Politika ve Dönüşüm: Zihniyet, Aktörler ve Uygulamalar (2017),Sosyal Politikada Dezavantajlı Gruplar: Tarih, Yaklaşım ve Uygulama (2018),Bir Şehrin Sosyal Politika Yönetim Rehberi: Esenler Örneği (Ortak, 2019),Sosyal Refah: Bütüncül Bir Perspektif (2020),Sabahattin Zaim: Ahlak, Fikir ve Aksiyon (2021)Uluslararası Öğrencilerin Türk Diline Uyumları: İstanbul Üniversitesi Örneği (Ortak, 2022)Kitap editörlüğüTürkiye’de Sosyal Politika Aktörleri: Zemin ve Uygulama (2017),Sabahattin Zaim ile İktisat, Toplum ve Siyaset (2019),İnsan, Toplum ve İktisat: Sabahattin Zaim Düşüncesinin Ana Hatları (2020),Türkiye’de Sosyal Siyaset Alanın Oluşumu: İstanbul Üniversitesi Geleneği (2021)Sosyal Politikalarda Ak Partili Yıllar (2023)ÇevirisiDevletin Ekonomideki Rolü: İslamî Bir Bakış Açısı (2018)Diğer çalışmalarıUlusal İstihdam Stratejisi 2009 ve 2011 yılı Çalıştayları’nda komisyon üyeliği,10. Kalkınma Planı Sosyal Yardımlar ve Hizmetler Çalışma Grubu’nda (2013) raportörlük görevlerini yürüttüT.C. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın “Aile Eğitim Programı İçerik Değerlendirme Çalışması”nda Program Geliştirme Ekibi’nde yer aldı (2022).Polis Meslek Yüksek Okulu’nda “Toplumsal Psikoloji” (2007-2010), Harp Akademileri Komutanlığı’nda “Kamuda İş Etiği” (2013), Diyanet İşleri Başkanlığı Haseki Eğitim Merkezi’nde “Engellilere Yönelik Sosyal Yardım ve Hizmetler” (2015) ve TRT’de Hizmet İçi Eğitim kapsamında “İş Ahlakı” (2022) dersleri verdi.Dönemin T.C. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı bünyesindeki Sosyal Politika Çalışmaları Dergisi’nin de editörlüğünü (2018-2019) yürütmüş olan Taşçı’nın sosyal politika alanında birçok ürünü bulunmaktadır. İslam’da ekonomi ve şehir gibi konular ile de ilgilenmektedir.

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.