Prof. Dr. Celalettin Yavuz Güvenlik Politikaları Uzmanı, 22 Mayıs 2024
İran Cumhurbaşkanı Reisi, 19 Mayıs 2024 akşam üzeri Dışişleri Bakanı Abdullahiyan ile Tebriz Valisi, Hamaney’in Tebriz Temsilcisi ve Devrim Muhafızları Ordusu mensubu 2 üst düzey askeri yetkili ile 3 mürettebatla birlikte helikopter kazasında hayatını kaybetti. İran medyasında olayın “suikast” olabileceğine ilişkin hemen hiçbir haber yok iken Türkiye’de TV kanallarında ise suikast olabileceğine ilişkin yorumlardan geçilmeyince bu konu ele alındı.
Suikast Olabileceğini Çağrıştıran Davranışlar
‘Bu konu İran’ın kendi iç sorunu’ diye düşünülse de İran medyası taranınca daha da meraklandık. İran medyasından oldukça iyi bir gazeteciye bazı sorular yönelttik ama, onun da henüz olayla ilgili açıklamaları beklemekte olduğu anlaşıldı. Verdiği bilgilere göre olayla ilgili soruşturma başlatan İran Genelkurmay Başkanlığı yakında kamuoyuna açıklama yapacakmış.
Nevruz tatilini kazaya yakın bölgede geçiren gazeteci, ormanlık ve dağlık bölgede sis sebebiyle araba kullanmanın tehlikeli olduğunu ifadeyle, suikast yerine kaza ihtimalini mantıki buluyor.
Reisi’nin hareket ettiği bölgeye en yakın havaalanının bulunduğu Tebriz’e bu sisli yollarda arabayla intikal 4 saati geçiyormuş. Cenaze töreninden sonra olayla ilgili resmi açıklamalar yapılacağı beklentisini de ekleyen İranlı gazeteci, özellikle çok önemli 3-4 devlet adamının neden aynı helikoptere bindirildiği ve sisli hava koşullarına rağmen neden bölgede konaklamak yerine uçuş yapıldığını merak ederek resmi açıklamayı beklediklerini ekledi.
Türkiye’de TV kanallarında hemen her taşın altında Çapanoğlu arayanların yıllardır yarattığı algı operasyonu ile komplo teorilerine inanma katsayısı yükseldi. Adeta “Ben yaptım oldu!” furyası var. Buna karşın İran’ın, özellikle de Türk İHA’sının kaza helikopterini bulmasının ardından “kaza” diyerek kestirip atması da komplo teorisyenlerini destekliyor. Ancak vaktiyle bulunduğu İran’ın iç yapısını çok iyi bilen ve İran’ı izlemeyi sürdüren Prof.Dr. Yalçın Sarıkaya ise İran’ın , “Cumhurbaşkanını bile koruyamayan ülke” konumuna düşerek bölgesel ve küresel ölçekte prestij kaybetmemek için bu tür açıklama yaptığı kanaatinde. Oldukça da mantıklı olsa da suikast olamayacağı da söylenemez. İran’da rejim içerisinde çeşitli grupla ile bunların kendi içerisinde de çeşitli anlaşmazlıklar var. Yani, işin içinde evlatlarını yiyen rejim siyaseti de var.
Ayetullah Hamaney’in yerini alması beklenenler arsında da olan Reisi’nin “Ölüm Konseyi” adı verilen İran Yargıtay’ındaki görevi sırasında insan hakları ihlali gerekçesiyle ABD yaptırımlarına maruz kalsa da yolsuzluk konusundaki çıkışları da öne çıkmıştı. Yani sadece dış dünyada değil, İran içinde de epey düşmanı olması kuvvetle muhtemel.
Şayet bu olay bir suikast ise, şu ana kadar İran’ın içinden olabileceği beklentisi var. Buna karşın uydu marifetiyle helikopterin izlenerek, İran içindeki mahfillerle işbirliği yapılarak helikopterin düşürülmesi de mümkündür. Akla, seçim arifesindeki ABD ve Gazze’de çatışan İsrail geliyor…
Türkiye Neden Gerildi?
Aynı dine mensup olmamıza, nüfusunun yarıya yakını Türk (Güney Azerbaycan, Türkmen, Kaşkay Türkleri) olmasına rağmen İran’la Şahlık dönemindeki gibi İslam Devrimi yaşandıktan sonra da çeşitli sorunlar yaşadık. İran’ın Türkiye’yi en çok rahatsız eden politika ve girişimleri şöyle özetlenebilir: (1) PKK terör örgütüne, Türkiye aleyhine destek vermesi, (2) Rejim ihracı çabaları, Suriye’de ve Irak’ta Türkiye ile çatışan politikaları, (4) Azerbaycan’a karşı Ermenistan’a verdiği destek, (5) Çok yakın geçmişe kadar Türk Dünyası-Türkiye arasında Zengezur Koridoru’yla tamamlanacak “Türk Koridoru”na katı direnci idi.
Son sorun Zengezur Koridoru’nun İran’dan geçecek şekilde planlanmasıyla çözüldü. Reisi, Azerbaycan Lideri Aliyev ile Doğu Azerbaycan’da Kız Kalesi ve Hudaferin Barajlarının açılışını yaptıktan sonra Tebriz’e intikal halindeydi. İki ülke ilk kez bu kadar yakınlaşmışlardı. Bu durum ister istemez Türkiye-İran ilişkilerini de normalleştirmişti.
Sonuç itibariyle olay bir suikast ise, hesaplaşma mutlaka duyulacaktır. Beklentimiz olayın İran’la Türkiye ve Azerbaycan ilişkilerini olumsuz etkilememesidir. Siz ne dersiniz?