WOTTV E-DERGİ
DOLAR 32,6645 0.32%
EURO 35,5639 0.42%
ALTIN 2.509,161,72
BITCOIN 18514472,14%
Reisi’nin Ölümü İran Yerine Türkiye’yi Gerdi

Reisi’nin Ölümü İran Yerine Türkiye’yi Gerdi

22 Mayıs 2024 17:15
Reisi’nin Ölümü İran Yerine Türkiye’yi Gerdi
0

BEĞENDİM

Prof. Dr. Celalettin Yavuz Güvenlik Politikaları Uzmanı, 22 Mayıs 2024

 

İran Cumhurbaşkanı Reisi, 19 Mayıs 2024 akşam üzeri Dışişleri Bakanı Abdullahiyan ile Tebriz Valisi, Hamaney’in Tebriz Temsilcisi ve Devrim Muhafızları Ordusu mensubu 2 üst düzey askeri yetkili ile 3 mürettebatla birlikte helikopter kazasında hayatını kaybetti. İran medyasında olayın “suikast” olabileceğine ilişkin hemen hiçbir haber yok iken Türkiye’de TV kanallarında ise suikast olabileceğine ilişkin yorumlardan geçilmeyince bu konu ele alındı.

Suikast Olabileceğini Çağrıştıran Davranışlar

‘Bu konu İran’ın kendi iç sorunu’ diye düşünülse de İran medyası taranınca daha da meraklandık. İran medyasından oldukça iyi bir gazeteciye bazı sorular yönelttik ama, onun da henüz olayla ilgili açıklamaları beklemekte olduğu anlaşıldı. Verdiği bilgilere göre olayla ilgili soruşturma başlatan İran Genelkurmay Başkanlığı yakında kamuoyuna açıklama yapacakmış.

Nevruz tatilini kazaya yakın bölgede geçiren gazeteci, ormanlık ve dağlık bölgede sis sebebiyle araba kullanmanın tehlikeli olduğunu ifadeyle, suikast yerine kaza ihtimalini mantıki buluyor.

Reisi’nin hareket ettiği bölgeye en yakın havaalanının bulunduğu Tebriz’e bu sisli yollarda arabayla intikal 4 saati geçiyormuş. Cenaze töreninden sonra olayla ilgili resmi açıklamalar yapılacağı beklentisini de ekleyen İranlı gazeteci, özellikle çok önemli 3-4 devlet adamının neden aynı helikoptere bindirildiği ve sisli hava koşullarına rağmen neden bölgede konaklamak yerine uçuş yapıldığını merak ederek resmi açıklamayı beklediklerini ekledi.

Türkiye’de TV kanallarında hemen her taşın altında Çapanoğlu arayanların yıllardır yarattığı algı operasyonu ile komplo teorilerine inanma katsayısı yükseldi.  Adeta “Ben yaptım oldu!” furyası var. Buna karşın İran’ın, özellikle de Türk İHA’sının kaza helikopterini bulmasının ardından “kaza” diyerek kestirip atması da komplo teorisyenlerini destekliyor. Ancak vaktiyle bulunduğu İran’ın iç yapısını çok iyi bilen ve İran’ı izlemeyi sürdüren Prof.Dr. Yalçın Sarıkaya ise İran’ın , “Cumhurbaşkanını bile koruyamayan ülke” konumuna düşerek bölgesel ve küresel ölçekte prestij kaybetmemek için bu tür açıklama yaptığı kanaatinde. Oldukça da mantıklı olsa da suikast olamayacağı da söylenemez. İran’da rejim içerisinde çeşitli grupla ile bunların kendi içerisinde de çeşitli anlaşmazlıklar var. Yani, işin içinde evlatlarını yiyen rejim siyaseti de var.

Ayetullah Hamaney’in yerini alması beklenenler arsında da olan Reisi’nin “Ölüm Konseyi” adı verilen İran Yargıtay’ındaki görevi sırasında insan hakları ihlali gerekçesiyle ABD yaptırımlarına maruz kalsa da yolsuzluk konusundaki çıkışları da öne çıkmıştı. Yani sadece dış dünyada değil, İran içinde de epey düşmanı olması kuvvetle muhtemel.

Şayet bu olay bir suikast ise, şu ana kadar İran’ın içinden olabileceği beklentisi var. Buna karşın uydu marifetiyle helikopterin izlenerek, İran içindeki mahfillerle işbirliği yapılarak helikopterin düşürülmesi de mümkündür. Akla, seçim arifesindeki ABD ve Gazze’de çatışan İsrail geliyor…

Türkiye Neden Gerildi?

Aynı dine mensup olmamıza, nüfusunun yarıya yakını Türk (Güney Azerbaycan, Türkmen, Kaşkay Türkleri) olmasına rağmen İran’la Şahlık dönemindeki gibi İslam Devrimi yaşandıktan sonra da çeşitli sorunlar yaşadık. İran’ın Türkiye’yi en çok rahatsız eden politika ve girişimleri şöyle özetlenebilir: (1) PKK terör örgütüne, Türkiye aleyhine destek vermesi, (2) Rejim ihracı çabaları, Suriye’de ve Irak’ta Türkiye ile çatışan politikaları, (4) Azerbaycan’a karşı Ermenistan’a verdiği destek, (5) Çok yakın geçmişe kadar Türk Dünyası-Türkiye arasında Zengezur Koridoru’yla tamamlanacak “Türk Koridoru”na katı direnci idi.

Son sorun Zengezur Koridoru’nun İran’dan geçecek şekilde planlanmasıyla çözüldü. Reisi, Azerbaycan Lideri Aliyev ile Doğu Azerbaycan’da Kız Kalesi ve Hudaferin Barajlarının açılışını yaptıktan sonra Tebriz’e intikal halindeydi. İki ülke ilk kez bu kadar yakınlaşmışlardı. Bu durum ister istemez Türkiye-İran ilişkilerini de normalleştirmişti.

Sonuç itibariyle olay bir suikast ise, hesaplaşma mutlaka duyulacaktır. Beklentimiz olayın İran’la Türkiye ve Azerbaycan ilişkilerini olumsuz etkilememesidir. Siz ne dersiniz?

Celalettin Yavuz

Güvenlik Politikaları Uzmanı Lisans ve Y. Lisans öğrenimini Milli Savunma Üniversitesinde (Deniz Harp Okulu – 1974; Deniz Harp Enstitüsü-1983) tamamladı. Daha sonra Silahlı Kuvvetler Akademisi öğrenimi (1985-86) gördü ve “Irak’ın Geleceği” ile ilgili bitirme tezini yazdı. 1989-1991 döneminde Führungsakademie (Hamburg/Almanya) 2 yıllık Güvenlik Politikası-Strateji-Stratejik İstihbarat-Jeopolitik, Askeri Tarih eğitimi aldı. “İstanbul Boğazı’nın Karadeniz Sahildarı Ülkeler Üzerindeki Jeopolitik ve Stratejik Etkileri” (Almanca) başlıklı mezuniyet tezini yazdı. Genelkurmay Personel Başkanlığı’nda görevli iken Kıbrıs Barış Harekâtı’nın madalya ve taltif projesini gerçekleştirdi. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı karargâhında NATO Planlama direktifleri ve kuvvet plan çalışmaları üzerinde çalıştı. Ayrıca bir yıl boyunca Deniz Kuvvetleri Komutanı’nın Milli Güvenlik Kurulu (MGK) Toplantı Dosyasını hazırladı. Ege'de gerilimli 1980'li ve 1990'lı yıllarda 2 ayrı geminin komutanlıklarını yaptı. 1994-1997 döneminde Almanya'da Deniz Ataşeliği sırasında Deniz Ataşe Birliği'nin başkanlığına (doyen) ve 143 kişilik Askeri Ataşeler Birliği'nin Yönetim Kuruluna seçildi. Daha sonra Mersin’de Karakol ve Çıkarma Gemileri Komodorluğu’nun ardından Genelkurmay Yunanistan Kıbrıs Dairesinde Yunanistan Şube Müdürü iken “Türk-Yunan Ege’de Güven Arttırıcı Önlemler Paketi” projesinin (Ocak 2000) yöneticiliğini yaptı. Türk-Yunan sorunları üzerinde General-Amiral Oryantasyon Kursu, Harp Akademileri, Milli Güvenlik Akademisi ve TSK İstihbarat Okulu'nda dersler veren Yavuz, Deniz Harp Okulu Dekanı olduğu 2001-2003 döneminde "Denizcilik Tarihi-Deniz Stratejisi", "Askeri Strateji" ve "Liderlik" dersleri verdi. 1994’te Dr., 2002’de Doç.Dr. olan Yavuz, Milli Güvenlik Akademisi öğretim üyesi iken 30 Mart 2004’te istekle emekli oldu ve BİLKENT Üniversitesi’ne ilaveten Milli Güvenlik Akademisi’nde Türk-Yunan Sorunları, Suriye, Ortadoğu, Terörle Mücadele dersleri, 2012’de Prof.Dr. olduktan sonra da Atılım Üniversitesi’nde (2012-2013) ve Kara Harp Okulu Savunma Bilimleri Enstitüsünde (2013 Bahar) Y. Lisans ve Doktora, Ufuk ve Başkent üniversitelerinde lisans dersleri verdi. 2022 yılı başlarında adı Topkapı Üniversitesi olarak değiştirilen “Ayvansaray Üniversitesi”nde İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi’nin kurucu dekanlığını yapan, fakülteyi 16 bölüme çıkartan Prof.Dr. Yavuz, “İstihbarat, Strateji ve Terörizm/Avrupa'da Terör Örgütleri” gibi 3 farklı konuda sertifika dersleri yanında İstanbul Topkapı Üniversitesi’nde lisans ve Y. Lisans dersleri verdi. Güvenlik Bilimleri ve Uygulamaları Y. Lisans programının kurucu ABD Başkanlığını Eylül 2022’ye kadar sürdürerek “Küresel Güvenlik Stratejileri” üzerine sertifika programı hazırladı. Mayıs 2020 ayında uluslararası sempozyum düzenledi ve bizzat sunum yaptı. Milli Savunma Üniversitesi’nde (Harp Akademileri) 2019 yılından beri “Dış Politika Analizi” ile “Küresel Güvenlik Stratejileri” başlıklı ders verdi. Genelkurmay SAREM “Dış Uzman”lık (2003-2010), Türk Askeri Tarih Kurulu (TATK) Genel Kurul üyeliği (1999-2007), Gnkur. Atatürk Araştırma ve Eğitim Merkezi “ATAREM” Genel Kurul Kurucu Üyeliği (1999-2007), Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Eğitim/Öğretim Kurulu üyeliği (2001-2003), Türkiye Emekli Subaylar Derneği (TESUD) “Strateji” Grubu üyeliği (2005-2011), Türk Ocakları Genel Merkezi Hars Heyeti (en üst düzeydeki kültür kurulu) üyeliği (2004-2010), TÜRKSAM düşünce kuruluşunun Kurucu Başkan Yardımcısı ve Terör Bölümü Başkanlığı (2008-2012) yapan Prof.Dr. Yavuz, pek çok süreli yayının yayın ve hakem kurullarında yer almaktadır. Almanca ve İngilizce bilen Prof.Dr. Yavuz’un “Güvenlik politikaları, Askeri Tarih/Strateji, İstihbarat, Ortadoğu, çevre ülkeler, terörle mücadele, bölgesel-küresel sorunlar, küresel güvenlik stratejileri ve Deniz Tarihi konularında, çoğu müstakilen yazılmış 30’un üzerinde kitabı ve süreli dergilerde yazılmış çok sayıda makalesi mevcuttur. Halen Anadolu Ajansı ve Yeni Şafak gazetesinin “Düşünce Günlüğü” bölümünde her ay “Bölgesel ve Küresel Güvenlik Politikaları” üzerine analizleri yayınlanan Yavuz’un son dönemde Stratejik Düşünce Enstitüsü (SDE)’de konferansları, sitesinde yazıları yayınlanmakta olup, gene son zamanlarda Devlet Dergisi ve Türk Yurdu dergilerinde de yazıları yayınlanmaktadır. Ayrıca, Eylül 2022’den itibaren TRT Türkiye’nin Sesi Radyosu’nda haftada bir gün “Mavi Vatan” adlı bir programın yapımcılığını (ve yorumculuğunu) yapmaktadır. Ankara’da ikame eden Prof.Dr. Yavuz, evli, iki çocuk babası olup Almanca ve İngilizce bilmektedir.

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.