WOTTV E-DERGİ
DOLAR 34,1031 0.21%
EURO 38,0993 0.07%
ALTIN 2.841,380,44
BITCOIN 21605442,05%
Yahudiler Mazlum mu Suçlu mu? – 8: Avrupa’da Yahudilere Baskılar

Yahudiler Mazlum mu Suçlu mu? – 8: Avrupa’da Yahudilere Baskılar

11 Aralık 2023 09:06
Yahudiler Mazlum mu Suçlu mu? – 8: Avrupa’da Yahudilere Baskılar
0

BEĞENDİM

Prof. Dr. Celalettin Yavuz Güvenlik Politikaları Uzmanı, 9 Aralık 2023

 

Önceki bölümde XVII’nci yüzyıla kadar Avrupa’daki faaliyetleri özetlenen Yahudilerin bu yazıda İngiltere’deki ilk dönemleri ile XIX’ncu yüzyıl Avrupa’sındaki durumları ele alındı.

Yahudilerin İngiltere’deki İlk Dönemleri

Yahudilerin İngiltere’ye yerleşmeleri ‘Piç William’ lakaplı Norman Kralı I. William’ın 1066’da adayı ele geçirip İngiltere’ye gelmelerine izin vermesiyle başladı. Vergi yoluyla para toplamaları öngörülmüştü. Yahudiler I. Henry döneminde 1100 yılında serbest ticaret yanında tefecilik ve rehincilik yaparak oldukça zenginleştiler. Borç karşılığı alınan değerli mallar için bir yıl sonra satma hakkına ulaşılmasıyla büyük servetlere kavuştular. XII’nci yüzyılın sonlarına doğru Lincoln’lü Aaron adlı Yahudi tüccar, ülkenin en zengini haline gelmişti.

Haçlı Seferleri sırasında Yahudilerden alınan borçlar ödenemeyecek hale gelince Yahudiler 3. Henry tarafından ellerindeki borç senetlerini İngiliz soylularına satmaya zorlandı. Verilen ayrıcalıkları azaltılırken daha fazla vergi ödemeye mecbur edildiler, bazı dini özgürlükleri de kısıtlandı. Kral I. Edward döneminde 1290’da sayıları 2000 ile 3000 arasında olduğu belirtilen Yahudiler sınır dışı edildiler. Böylece Yahudilerin İngiltere’deki ilk dönemleri sona ermişti.

XIX’ncu Yüzyılda Avrupa ve Yahudiler

Yahudilere karşı katliamlar arasında en şiddetlilerinden biri 1819’da başlayan Hep-Hep ayaklanmaları sırasındadır. Napolyon savaşları sırasında baskıdan kurtulan Almanya’daki Yahudiler, Napolyon sonrasında sıkıntılı döneme girdiler. Bavyera Krallığı’ndaki Almanların antisemitik yayınlarının da etkisiyle Würzburg şehrinin gettolarında yaşayan Yahudiler saldırılarla karşılaştılar. Bu saldırılar kısa bir süre sonra da Frankfurt, Bamberg, Bayreuth, Darmstadt, Karlsruhe, Mannheim, Koblenz, Köln ve Ren nehri kıyısındaki diğer şehirler ile kuzeydeki Bremen, Hamburg ve Lübeck kentlerine kadar sıçradı. Yahudiler katledilirken, evleri de kundaklandı. Ordunun müdahalesiyle bir hafta sonra ortam yatıştırılabildi.

İngiltere’nin ardından XIX’ncu yüzyılın ikinci yarısında Avrupa’nın bazı ülkelerinde sanayi devriminin yaşandığı sırada, para ve altın işini iyi bilen Yahudiler sermaye sahibi olunca, Fransız İhtilali’nin etkisindeki milletlerin Yahudilere bakışı tekrar değişmeye başladı. Genellikle Doğu Avrupa’da yaşanan bu Yahudi karşıtlığı Fransa da dahil neredeyse her Avrupa ülkesinde görülebiliyordu. Örneğin Fransa, 1870-71 Almanya-Fransa Savaşı’nın ardından kaybettiği Alsas-Loren’in acısını Yahudilerden çıkartıyordu. Bu bağlamda XIX’ncu yüzyılın son çeyreğinde Yahudi asıllı Yüzbaşı Alfred Dreyfus, her ne kadar yıllar sonra beraat etse de Almanlar lehine casusluk yaptığı gerekçesiyle yargılanarak çok ağır cezaya çarptırılmıştı. Yahudilerin Almanya’daki durumu da pek farklı olmayıp, orada da istenmiyorlardı. Din adamlarının da desteğini alan siyasiler 1879-1880’li yıllarda Yahudi karşıtı broşürlerin basılmasını ve makalelerin yayınlanmasını sağlıyorlardı.

Yahudilere karşı ağır katliamlar, Doğu Avrupa’da özellikle Rusya ve Polonya olmak üzere daha da yoğun yaşanmaktaydı. Beş milyon civarında Yahudi’nin yaşadığı Rusya’da XIX’ncu yüzyılın başlarında Çar I. Nikola tarafından vatandaşlık hakları konusunda bazı haklar tanınmıştı. Daha sonra bunlara Çar II. Aleksandr tarafından verilenler de eklendi. Ancak Fransa ve Almanya’da olduğu gibi yüzyılın son çeyreğinde Rusya Yahudileri de ağır baskılar altındaydılar. 1881’de Çar II. Aleksandr’ın katlinin ardından Yahudi düşmanlığı hız kazandı. III. Aleksandr ve II. Nikola dönemlerinde tavan yapan antisemitizmle birlikte Yahudiler, çarlığa karşı hemen her hareketle özdeşleştirilerek kıyıma uğradılar. Rusya ve Polonya’da katliamların hız kazanması üzerine Yahudiler kitleler halinde Rusya’dan göç etmeye başladılar. O dönemde Rusya’yı terk eden yüzbinlerce Yahudi’nin çoğu ABD’ye göç etti. Öyle ki, 1826’da ABD’deki Yahudi sayısı 5.000 civarında iken bu sayı 1880’lerde 280.000’e, 1920’lerin sonunda da 4.500.000’a ulaştı. Bunların yaklaşık %94’ü Rusya’dan intikal edenlerdi.

(Not: Yazı dizisi “Yahudiler Mazlum mu Suçlu mu?-9 ile devam edecektir.)

celalettin yavuz
Celalettin Yavuz

Güvenlik Politikaları Uzmanı Lisans ve Y. Lisans öğrenimini Milli Savunma Üniversitesinde (Deniz Harp Okulu – 1974; Deniz Harp Enstitüsü-1983) tamamladı. Daha sonra Silahlı Kuvvetler Akademisi öğrenimi (1985-86) gördü ve “Irak’ın Geleceği” ile ilgili bitirme tezini yazdı. 1989-1991 döneminde Führungsakademie (Hamburg/Almanya) 2 yıllık Güvenlik Politikası-Strateji-Stratejik İstihbarat-Jeopolitik, Askeri Tarih eğitimi aldı. “İstanbul Boğazı’nın Karadeniz Sahildarı Ülkeler Üzerindeki Jeopolitik ve Stratejik Etkileri” (Almanca) başlıklı mezuniyet tezini yazdı. Genelkurmay Personel Başkanlığı’nda görevli iken Kıbrıs Barış Harekâtı’nın madalya ve taltif projesini gerçekleştirdi. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı karargâhında NATO Planlama direktifleri ve kuvvet plan çalışmaları üzerinde çalıştı. Ayrıca bir yıl boyunca Deniz Kuvvetleri Komutanı’nın Milli Güvenlik Kurulu (MGK) Toplantı Dosyasını hazırladı. Ege'de gerilimli 1980'li ve 1990'lı yıllarda 2 ayrı geminin komutanlıklarını yaptı. 1994-1997 döneminde Almanya'da Deniz Ataşeliği sırasında Deniz Ataşe Birliği'nin başkanlığına (doyen) ve 143 kişilik Askeri Ataşeler Birliği'nin Yönetim Kuruluna seçildi. Daha sonra Mersin’de Karakol ve Çıkarma Gemileri Komodorluğu’nun ardından Genelkurmay Yunanistan Kıbrıs Dairesinde Yunanistan Şube Müdürü iken “Türk-Yunan Ege’de Güven Arttırıcı Önlemler Paketi” projesinin (Ocak 2000) yöneticiliğini yaptı. Türk-Yunan sorunları üzerinde General-Amiral Oryantasyon Kursu, Harp Akademileri, Milli Güvenlik Akademisi ve TSK İstihbarat Okulu'nda dersler veren Yavuz, Deniz Harp Okulu Dekanı olduğu 2001-2003 döneminde "Denizcilik Tarihi-Deniz Stratejisi", "Askeri Strateji" ve "Liderlik" dersleri verdi. 1994’te Dr., 2002’de Doç.Dr. olan Yavuz, Milli Güvenlik Akademisi öğretim üyesi iken 30 Mart 2004’te istekle emekli oldu ve BİLKENT Üniversitesi’ne ilaveten Milli Güvenlik Akademisi’nde Türk-Yunan Sorunları, Suriye, Ortadoğu, Terörle Mücadele dersleri, 2012’de Prof.Dr. olduktan sonra da Atılım Üniversitesi’nde (2012-2013) ve Kara Harp Okulu Savunma Bilimleri Enstitüsünde (2013 Bahar) Y. Lisans ve Doktora, Ufuk ve Başkent üniversitelerinde lisans dersleri verdi. 2022 yılı başlarında adı Topkapı Üniversitesi olarak değiştirilen “Ayvansaray Üniversitesi”nde İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi’nin kurucu dekanlığını yapan, fakülteyi 16 bölüme çıkartan Prof.Dr. Yavuz, “İstihbarat, Strateji ve Terörizm/Avrupa'da Terör Örgütleri” gibi 3 farklı konuda sertifika dersleri yanında İstanbul Topkapı Üniversitesi’nde lisans ve Y. Lisans dersleri verdi. Güvenlik Bilimleri ve Uygulamaları Y. Lisans programının kurucu ABD Başkanlığını Eylül 2022’ye kadar sürdürerek “Küresel Güvenlik Stratejileri” üzerine sertifika programı hazırladı. Mayıs 2020 ayında uluslararası sempozyum düzenledi ve bizzat sunum yaptı. Milli Savunma Üniversitesi’nde (Harp Akademileri) 2019 yılından beri “Dış Politika Analizi” ile “Küresel Güvenlik Stratejileri” başlıklı ders verdi. Genelkurmay SAREM “Dış Uzman”lık (2003-2010), Türk Askeri Tarih Kurulu (TATK) Genel Kurul üyeliği (1999-2007), Gnkur. Atatürk Araştırma ve Eğitim Merkezi “ATAREM” Genel Kurul Kurucu Üyeliği (1999-2007), Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Eğitim/Öğretim Kurulu üyeliği (2001-2003), Türkiye Emekli Subaylar Derneği (TESUD) “Strateji” Grubu üyeliği (2005-2011), Türk Ocakları Genel Merkezi Hars Heyeti (en üst düzeydeki kültür kurulu) üyeliği (2004-2010), TÜRKSAM düşünce kuruluşunun Kurucu Başkan Yardımcısı ve Terör Bölümü Başkanlığı (2008-2012) yapan Prof.Dr. Yavuz, pek çok süreli yayının yayın ve hakem kurullarında yer almaktadır. Almanca ve İngilizce bilen Prof.Dr. Yavuz’un “Güvenlik politikaları, Askeri Tarih/Strateji, İstihbarat, Ortadoğu, çevre ülkeler, terörle mücadele, bölgesel-küresel sorunlar, küresel güvenlik stratejileri ve Deniz Tarihi konularında, çoğu müstakilen yazılmış 30’un üzerinde kitabı ve süreli dergilerde yazılmış çok sayıda makalesi mevcuttur. Halen Anadolu Ajansı ve Yeni Şafak gazetesinin “Düşünce Günlüğü” bölümünde her ay “Bölgesel ve Küresel Güvenlik Politikaları” üzerine analizleri yayınlanan Yavuz’un son dönemde Stratejik Düşünce Enstitüsü (SDE)’de konferansları, sitesinde yazıları yayınlanmakta olup, gene son zamanlarda Devlet Dergisi ve Türk Yurdu dergilerinde de yazıları yayınlanmaktadır. Ayrıca, Eylül 2022’den itibaren TRT Türkiye’nin Sesi Radyosu’nda haftada bir gün “Mavi Vatan” adlı bir programın yapımcılığını (ve yorumculuğunu) yapmaktadır. Ankara’da ikame eden Prof.Dr. Yavuz, evli, iki çocuk babası olup Almanca ve İngilizce bilmektedir.

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.