WOTTV E-DERGİ
DOLAR 34,1041 0.22%
EURO 38,1317 0.12%
ALTIN 2.840,700,42
BITCOIN 21574051,82%
Yahudiler Mazlum mu Suçlu mu? – 18: Filistin’de Yahudi Tehciri

Yahudiler Mazlum mu Suçlu mu? – 18: Filistin’de Yahudi Tehciri

30 Aralık 2023 12:30
Yahudiler Mazlum mu Suçlu mu? – 18: Filistin’de Yahudi Tehciri
0

BEĞENDİM

Prof. Dr. Celalettin Yavuz Güvenlik Politikaları Uzmanı, 29 Aralık 2023

 

Önceki bölümde I. Dünya Harbi’nin başladığı sıradaki Filistin ve gelişmelere yer verilmişti. Bugün ise I. Dünya Harbi sırasında ağırlıklı olarak Filistin’deki Yahudi Tehciri ele alındı.

Harp sırasında Filistin’de yetişen buğday Türk kuvvetlerine yetişmiyor, aksine Halep, Hama ve Humus’tan getirilen buğday ordu Yahudiler arasında paylaşılıyordu. Bunun üzerine bölgedeki Yahudilerin harbin sonuna kadar buğdayın bol olduğu yerlere gönderilmesi planlanmıştı. Ancak bu plan daha açıklanır açıklanmaz Paris, Londra, Viyana ve Berlin gibi düşman ve müttefik ülke başkentlerinin gazetelerinde şiddetle itiraz edilmişti. Savaşta birbirinin boğazını sıkan ülkeler bile Yahudi tehciri üzerine Osmanlı Devleti’ne karşı birleşmişlerdi. Zira savaşın önemli finansman kaynağı Yahudi bankacılığı, Protestan, Katolik, Anglikan, Ortodoks vb. kiliselerin tamamını camiye karşı çevirmeyi becermişti. Savaşa rağmen, Yafa’daki rahat konaklarını, otellerini, portakal bahçelerini, yıllardır özenle kurdukları Yahudi yurdunu bırakıp Hama ve Humus kasabalarının kerpiç damlarına ve buğday tarlalarına gönderilmeye, “Asla” diye haykırmışlardı. Ancak, bu kez sert bir kayaya, Cemal Paşa’ya çarpmışlardı.

Cemal Paşa Yahudilerin ileri gelenlerini toplayıp önlerine şu iki seçeneği koymuştu: Kabul etmezlerse Ermeniler gibi tehcir edileceklerdi. Yani, evlerini, bağlarını, bahçelerini bırakıp yaya ya da ne rast gelirse onunla buğday tarlalarına doğru yürüyeceklerdi. Veya kabul etmeleri halinde evleri, bağları, bahçeleri için kendi içlerinden bekçi ve bakıcı bırakılarak trenle Hama ve Humus’a gönderilecekler, savaş sonunda da tekrar mal ve mülklerine kavuşacaklar, şayet mallarına bir halel gelirse, suçlular en şiddetli şekilde cezalandıracaktı. Bu seçenekte tek şart, Berlin, Viyana, Paris ve Londra’da çıkan aleyhteki yayınların derhal susturulmasıydı.

Filistin bölgesindeki bazı Museviler harbin başlamasıyla birlikte İngilizlerden yana casusluk faaliyetlerinde bulundukları gibi, gizlice silah da depoluyorlardı. Museviler bu tür faaliyete yönlendiren ve onlara destek verenler de İngilizlerdi. Cemal Paşa’nın “Yahudi Tehciri”nden amacının sebepleri arasında Filistin’de mevcut casusluğu önlemek de vardı.

Sonuçta Yahudiler Ordu telgrafhanesine giderek iki satırla bu dört büyük ülkenin başkentlerindeki basını susturmuşlardı. Yafa’yı burunları bile kanamadan terk edip, Hama ve Humus’a intikal etmişler, geride kalan Araplar da onların bıraktığı portakallardan birini bile ağız tadı ile yiyememişlerdi.

Bu Yahudi zorunlu göçü gene de İtilaf Devletleri tarafından aleyhte propaganda malzemesi olarak kullanılmak istendi. Gazze ve Yafa askeri nedenlerle boşaltıldığı halde, Yahudilerin tahliyesi sırasında güya Osmanlı yöneticilerinin görülmemiş zalimane davranışlarda bulunulduğuna ilişkin İtilaf Devletlerinin asılsız yalanları; Yahudilerin kendi açıklamaları, Meclis, İstanbul’daki tarafsız gazete ve diplomatik temsilciler tarafından çürütülmüştü.

Filistin’de 1915-1916 yıllarındaki çekirge istilası Yahudiler de dahil herkesin elindeki tarlaların, üzüm bağlarının ve diğer ürünlerin çoğunu yok etmiş, tifo ve kolera gibi bulaşıcı hastalıklar tüm Filistin nüfusunu etkilemişti. Kudüs ve Safed’de binlerce insan telef olmuşsa da Yahudi yerleşim bölgeleri en azından kendi yiyeceklerini yetiştirebildikleri için daha şanslı idiler. Ayrıca, savaşın başlarında ABD’nin İstanbul Büyükelçisi Morgenthau ve Kudüs Konsolosu Glazebrook ile Alman Yahudi organizasyonlarının çabalarıyla savaş boyunca, ABD Yahudileri tarafından gönderilen yiyecek ve paralar yardım gemileriyle ulaştırılıyordu.

I. Dünya Harbi’nde İstanbul ve Civarında Yahudiler

Osmanlı Devleti’nin harbin öncesinde Eylül 1914’teki seferberlik ilanına ivedilikle olumlu cevap veren Musevi vatandaşlar da olmuş ve bunlar harp içinde ellerinden gelen yardımı yapmaktan da geri kalmamışlardı. Hatta Çanakkale Cephesi’nde özellikle Rusya kökenli Siyonistler İtilaf Devletleri saflarında yer alırken, Türk tarafında ise devletin Musevi vatandaşları da Türklerle omuz omuza düşmana karşı çarpışmışlardı.

(Not: Yazı dizisi “Yahudiler Mazlum mu Suçlu mu?-19” ile devam edecektir.)

celalettin yavuz
Celalettin Yavuz

Güvenlik Politikaları Uzmanı Lisans ve Y. Lisans öğrenimini Milli Savunma Üniversitesinde (Deniz Harp Okulu – 1974; Deniz Harp Enstitüsü-1983) tamamladı. Daha sonra Silahlı Kuvvetler Akademisi öğrenimi (1985-86) gördü ve “Irak’ın Geleceği” ile ilgili bitirme tezini yazdı. 1989-1991 döneminde Führungsakademie (Hamburg/Almanya) 2 yıllık Güvenlik Politikası-Strateji-Stratejik İstihbarat-Jeopolitik, Askeri Tarih eğitimi aldı. “İstanbul Boğazı’nın Karadeniz Sahildarı Ülkeler Üzerindeki Jeopolitik ve Stratejik Etkileri” (Almanca) başlıklı mezuniyet tezini yazdı. Genelkurmay Personel Başkanlığı’nda görevli iken Kıbrıs Barış Harekâtı’nın madalya ve taltif projesini gerçekleştirdi. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı karargâhında NATO Planlama direktifleri ve kuvvet plan çalışmaları üzerinde çalıştı. Ayrıca bir yıl boyunca Deniz Kuvvetleri Komutanı’nın Milli Güvenlik Kurulu (MGK) Toplantı Dosyasını hazırladı. Ege'de gerilimli 1980'li ve 1990'lı yıllarda 2 ayrı geminin komutanlıklarını yaptı. 1994-1997 döneminde Almanya'da Deniz Ataşeliği sırasında Deniz Ataşe Birliği'nin başkanlığına (doyen) ve 143 kişilik Askeri Ataşeler Birliği'nin Yönetim Kuruluna seçildi. Daha sonra Mersin’de Karakol ve Çıkarma Gemileri Komodorluğu’nun ardından Genelkurmay Yunanistan Kıbrıs Dairesinde Yunanistan Şube Müdürü iken “Türk-Yunan Ege’de Güven Arttırıcı Önlemler Paketi” projesinin (Ocak 2000) yöneticiliğini yaptı. Türk-Yunan sorunları üzerinde General-Amiral Oryantasyon Kursu, Harp Akademileri, Milli Güvenlik Akademisi ve TSK İstihbarat Okulu'nda dersler veren Yavuz, Deniz Harp Okulu Dekanı olduğu 2001-2003 döneminde "Denizcilik Tarihi-Deniz Stratejisi", "Askeri Strateji" ve "Liderlik" dersleri verdi. 1994’te Dr., 2002’de Doç.Dr. olan Yavuz, Milli Güvenlik Akademisi öğretim üyesi iken 30 Mart 2004’te istekle emekli oldu ve BİLKENT Üniversitesi’ne ilaveten Milli Güvenlik Akademisi’nde Türk-Yunan Sorunları, Suriye, Ortadoğu, Terörle Mücadele dersleri, 2012’de Prof.Dr. olduktan sonra da Atılım Üniversitesi’nde (2012-2013) ve Kara Harp Okulu Savunma Bilimleri Enstitüsünde (2013 Bahar) Y. Lisans ve Doktora, Ufuk ve Başkent üniversitelerinde lisans dersleri verdi. 2022 yılı başlarında adı Topkapı Üniversitesi olarak değiştirilen “Ayvansaray Üniversitesi”nde İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi’nin kurucu dekanlığını yapan, fakülteyi 16 bölüme çıkartan Prof.Dr. Yavuz, “İstihbarat, Strateji ve Terörizm/Avrupa'da Terör Örgütleri” gibi 3 farklı konuda sertifika dersleri yanında İstanbul Topkapı Üniversitesi’nde lisans ve Y. Lisans dersleri verdi. Güvenlik Bilimleri ve Uygulamaları Y. Lisans programının kurucu ABD Başkanlığını Eylül 2022’ye kadar sürdürerek “Küresel Güvenlik Stratejileri” üzerine sertifika programı hazırladı. Mayıs 2020 ayında uluslararası sempozyum düzenledi ve bizzat sunum yaptı. Milli Savunma Üniversitesi’nde (Harp Akademileri) 2019 yılından beri “Dış Politika Analizi” ile “Küresel Güvenlik Stratejileri” başlıklı ders verdi. Genelkurmay SAREM “Dış Uzman”lık (2003-2010), Türk Askeri Tarih Kurulu (TATK) Genel Kurul üyeliği (1999-2007), Gnkur. Atatürk Araştırma ve Eğitim Merkezi “ATAREM” Genel Kurul Kurucu Üyeliği (1999-2007), Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Eğitim/Öğretim Kurulu üyeliği (2001-2003), Türkiye Emekli Subaylar Derneği (TESUD) “Strateji” Grubu üyeliği (2005-2011), Türk Ocakları Genel Merkezi Hars Heyeti (en üst düzeydeki kültür kurulu) üyeliği (2004-2010), TÜRKSAM düşünce kuruluşunun Kurucu Başkan Yardımcısı ve Terör Bölümü Başkanlığı (2008-2012) yapan Prof.Dr. Yavuz, pek çok süreli yayının yayın ve hakem kurullarında yer almaktadır. Almanca ve İngilizce bilen Prof.Dr. Yavuz’un “Güvenlik politikaları, Askeri Tarih/Strateji, İstihbarat, Ortadoğu, çevre ülkeler, terörle mücadele, bölgesel-küresel sorunlar, küresel güvenlik stratejileri ve Deniz Tarihi konularında, çoğu müstakilen yazılmış 30’un üzerinde kitabı ve süreli dergilerde yazılmış çok sayıda makalesi mevcuttur. Halen Anadolu Ajansı ve Yeni Şafak gazetesinin “Düşünce Günlüğü” bölümünde her ay “Bölgesel ve Küresel Güvenlik Politikaları” üzerine analizleri yayınlanan Yavuz’un son dönemde Stratejik Düşünce Enstitüsü (SDE)’de konferansları, sitesinde yazıları yayınlanmakta olup, gene son zamanlarda Devlet Dergisi ve Türk Yurdu dergilerinde de yazıları yayınlanmaktadır. Ayrıca, Eylül 2022’den itibaren TRT Türkiye’nin Sesi Radyosu’nda haftada bir gün “Mavi Vatan” adlı bir programın yapımcılığını (ve yorumculuğunu) yapmaktadır. Ankara’da ikame eden Prof.Dr. Yavuz, evli, iki çocuk babası olup Almanca ve İngilizce bilmektedir.

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.
    Tüm Yorumlar (1)
    • A.Yasar YÜCEOKUR

      Sayin Yavuz bey ,arastirms yazilarinizi ilgi ile okuyorumCok tesekkür ediyorum. Arkadaslarimada gönderiyorum. Hörmetlerimle.

      Yanıtla
      +0
      -0