WOTTV E-DERGİ
DOLAR 33,9974 0.29%
EURO 37,8529 0.64%
ALTIN 2.820,790,41
BITCOIN 1961047-3,13%
Yahudiler Mazlum mu Suçlu mu? – 34: HAMAS’ın Seçimi ve İsrail-Hizbullah Savaşı

Yahudiler Mazlum mu Suçlu mu? – 34: HAMAS’ın Seçimi ve İsrail-Hizbullah Savaşı

27 Şubat 2024 11:08
Yahudiler Mazlum mu Suçlu mu? – 34: HAMAS’ın Seçimi ve İsrail-Hizbullah Savaşı
0

BEĞENDİM

Prof. Dr. Celalettin Yavuz Güvenlik Politikaları Uzmanı, 27 Şubat 2024

 

Önceki bölümde Şeyh Ahmet Yasin’e suikast, Filistin Lideri Arafat’ın ev hapsi ardından Fransa’da ölmesi, İkinci İntifada’nın sona ermesi, İsrail’in Gazze Şeridi’nden çekilmesi ve Ahmedinejad’ın İsrail’in haritadan silinmesiyle ilgili sözü üzerinde duruldu. Bugün Filistin’de parlamento seçimlerinde HAMAS’ın zaferi ve İsrail-Hizbullah çatışmalarına yer verildi.

Filistin Genel Seçimlerinde HAMAS’ın Zaferi – Hizbullah-İsrail Çatışması

Kadima partisini kuran, Lübnan’da 1982 Sabra ve Şatilla katliamlarının kasabı Ariel Şaron, yeni bir seçime giderken Aralık 2005’te beyin kanaması sonucu kaldırıldığı hastanede bir daha sağlığına kavuşamadı. Daha sonra da Ocak 2014’te öldü. Yerine vekalet eden Ehud Olmert, Mart 2006 seçimlerinde 28 milletvekili ile ipi önde göğüsledi ve koalisyon hükümetini kurdu.

Bu arada her ne kadar taraflar arasında “Yol Haritası” gereği normalleşme başlamışsa da Gazze Şeridi ile Batı Şeria arasındaki bağlantı yolu üzerinde duvar, çukur, yasaklı yollar ve hareketli kontrol noktaları dâhil, 100’ün üzerinde engel mevcuttu. Öyle ki, Batı Şeria’daki güvenlik duvar ve kontrol noktaları sebebiyle Filistin Lideri Abbas bile eviyle makamı arasında İsrailli güvenlik güçlerine ait kontrol noktalarında durdurulmakta ve hatta kontrol edilmekteydi.

Bu aşırı kontrol yöntemi yüzünden hem Filistinlilerin ekonomik hayatı olumsuz etkileniyor hem bölünmüşlükten dolayı hoşnutsuzlukları yükseliyor, kendilerini “özgür hissedebilmeleri de mümkün olamıyordu. 25 Ocak 2006’da Filistin parlamento seçimleri sonucunda, evvelce terörist bir örgüt olarak anılan HAMAS 132 kişilik meclise 76 milletvekili sokarak tek başına iktidar olma şansını yakalamıştı. Bu sonuç, Filistinlilerin mevcut yönetime tepkisi gibiydi.

El-Fetih’in 46 sandalye kazanabildiği HAMAS’ın seçim zaferi üzerine İsrail, ABD ve AB, HAMAS’ın kuracağı hükümeti kabul etmeyerek, Filistin’e maddi desteği kestiler. Büyük ölçüde gümrük gelirinin bir kısmının İsrail tarafından aktarılması ile ABD ve AB mali yardımlarına bağımlı Filistin bütçesinin kırpılması, HAMAS iktidarına en önemli engeldi.

Aynı dönemde, Lübnan eski başbakanlarından Hariri’nin suikastının BM soruşturmasında hazırlanan Mehlis Raporu’na göre, “sanık” olarak köşeye sıkışan Suriye, ayrıca aynı dönemde Danimarka’da patlayan Hz. Muhammed’le ilgili “Karikatür krizi” üzerine Beyrut’u karışıklığı sürüklemek istediği gerekçesiyle iyice köşeye sıkışmıştı. Uluslararası baskıya dayanamayan Suriye, 1970’li yıllarda girdiği Lübnan’dan 2006’da askerlerini çekmiş, bu kuvvet boşluğunun ardından da Lübnan’da yeni İran destekli Şii Hizbullah öne çıkmaya başlamıştı.

HAMAS’la sorun yaşayan İsrail, Temmuz 2006’da sekiz askerini öldüren ve ikisini kaçıran Lübnan’ın Hizbullah grubuyla yeni bir çatışmaya başladı. Daha doğrusu Lübnan’a savaş açan İsrail, Lübnan’daki Litani nehrine kadar olan bölgede Hizbullah’ı etkisiz hâle getirmek için havadan, karadan ve denizden saldırıya geçti. Hizbullah üyelerine ilaveten çocuklar da dahil sivil insanları hedef alan bu saldırılardan en kanlısı 30 Temmuz 2006’da Kana yerleşim bölgesine gece yarısı düzenlenmiş, 37’si çocuk 60 kişi katledilmişti.

Hizbullah da sahip olduğu 20 km menzilli Katyuşa, 45 km menzilli Fecir-3 ve Fecir-5 füzelerini Hayfa limanı dahil İsrail yerleşim bölgelerine fırlattığı zaman, bunlara karşı savunma önlemi bulmakta çaresiz kalan İsrail’i durdurmanın yolu bulunmuştu. BM Güvenlik Konseyinin 1701 sayılı kararı sonucu Ağustos 2006 ortalarında sona eren İsrail-HAMAS çatışmalarında 1130’ı aşkın insan öldü, 3600 kişi de yaralandı. Yenilmese de İsrail, ilk kez bir savaşta yenememişti.

Savaşta 246 füze ateşleyen Hizbullah, 159 İsrail askerini öldürmüştü. Her ne kadar İsrail çok daha fazla sayıda Hizbullah militanını öldürmüşse de Hizbullah’ı zayıflatamamış ve Litani nehri kuzeyine atamamış, kaçırılan İsrail askerlerine de ulaşamamıştı. BM Güvenlik Konseyi kararı gereği Lübnan’a yerleştirilecek BM askerleri Hizbullah’ı Güney Lübnan’dan uzak tutacak ve Suriye’den silah desteği almasını engelleyeceklerdi. Bu arada denizden de Lübnan’a yönelik silah sevkiyatını önleyecek deniz birliği de ihdas edilmişti.

(Not: Yazı dizisi “Yahudiler Mazlum mu Suçlu mu?-35” ile devam edecektir.)

celalettin yavuz
Celalettin Yavuz

Güvenlik Politikaları Uzmanı Lisans ve Y. Lisans öğrenimini Milli Savunma Üniversitesinde (Deniz Harp Okulu – 1974; Deniz Harp Enstitüsü-1983) tamamladı. Daha sonra Silahlı Kuvvetler Akademisi öğrenimi (1985-86) gördü ve “Irak’ın Geleceği” ile ilgili bitirme tezini yazdı. 1989-1991 döneminde Führungsakademie (Hamburg/Almanya) 2 yıllık Güvenlik Politikası-Strateji-Stratejik İstihbarat-Jeopolitik, Askeri Tarih eğitimi aldı. “İstanbul Boğazı’nın Karadeniz Sahildarı Ülkeler Üzerindeki Jeopolitik ve Stratejik Etkileri” (Almanca) başlıklı mezuniyet tezini yazdı. Genelkurmay Personel Başkanlığı’nda görevli iken Kıbrıs Barış Harekâtı’nın madalya ve taltif projesini gerçekleştirdi. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı karargâhında NATO Planlama direktifleri ve kuvvet plan çalışmaları üzerinde çalıştı. Ayrıca bir yıl boyunca Deniz Kuvvetleri Komutanı’nın Milli Güvenlik Kurulu (MGK) Toplantı Dosyasını hazırladı. Ege'de gerilimli 1980'li ve 1990'lı yıllarda 2 ayrı geminin komutanlıklarını yaptı. 1994-1997 döneminde Almanya'da Deniz Ataşeliği sırasında Deniz Ataşe Birliği'nin başkanlığına (doyen) ve 143 kişilik Askeri Ataşeler Birliği'nin Yönetim Kuruluna seçildi. Daha sonra Mersin’de Karakol ve Çıkarma Gemileri Komodorluğu’nun ardından Genelkurmay Yunanistan Kıbrıs Dairesinde Yunanistan Şube Müdürü iken “Türk-Yunan Ege’de Güven Arttırıcı Önlemler Paketi” projesinin (Ocak 2000) yöneticiliğini yaptı. Türk-Yunan sorunları üzerinde General-Amiral Oryantasyon Kursu, Harp Akademileri, Milli Güvenlik Akademisi ve TSK İstihbarat Okulu'nda dersler veren Yavuz, Deniz Harp Okulu Dekanı olduğu 2001-2003 döneminde "Denizcilik Tarihi-Deniz Stratejisi", "Askeri Strateji" ve "Liderlik" dersleri verdi. 1994’te Dr., 2002’de Doç.Dr. olan Yavuz, Milli Güvenlik Akademisi öğretim üyesi iken 30 Mart 2004’te istekle emekli oldu ve BİLKENT Üniversitesi’ne ilaveten Milli Güvenlik Akademisi’nde Türk-Yunan Sorunları, Suriye, Ortadoğu, Terörle Mücadele dersleri, 2012’de Prof.Dr. olduktan sonra da Atılım Üniversitesi’nde (2012-2013) ve Kara Harp Okulu Savunma Bilimleri Enstitüsünde (2013 Bahar) Y. Lisans ve Doktora, Ufuk ve Başkent üniversitelerinde lisans dersleri verdi. 2022 yılı başlarında adı Topkapı Üniversitesi olarak değiştirilen “Ayvansaray Üniversitesi”nde İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi’nin kurucu dekanlığını yapan, fakülteyi 16 bölüme çıkartan Prof.Dr. Yavuz, “İstihbarat, Strateji ve Terörizm/Avrupa'da Terör Örgütleri” gibi 3 farklı konuda sertifika dersleri yanında İstanbul Topkapı Üniversitesi’nde lisans ve Y. Lisans dersleri verdi. Güvenlik Bilimleri ve Uygulamaları Y. Lisans programının kurucu ABD Başkanlığını Eylül 2022’ye kadar sürdürerek “Küresel Güvenlik Stratejileri” üzerine sertifika programı hazırladı. Mayıs 2020 ayında uluslararası sempozyum düzenledi ve bizzat sunum yaptı. Milli Savunma Üniversitesi’nde (Harp Akademileri) 2019 yılından beri “Dış Politika Analizi” ile “Küresel Güvenlik Stratejileri” başlıklı ders verdi. Genelkurmay SAREM “Dış Uzman”lık (2003-2010), Türk Askeri Tarih Kurulu (TATK) Genel Kurul üyeliği (1999-2007), Gnkur. Atatürk Araştırma ve Eğitim Merkezi “ATAREM” Genel Kurul Kurucu Üyeliği (1999-2007), Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Eğitim/Öğretim Kurulu üyeliği (2001-2003), Türkiye Emekli Subaylar Derneği (TESUD) “Strateji” Grubu üyeliği (2005-2011), Türk Ocakları Genel Merkezi Hars Heyeti (en üst düzeydeki kültür kurulu) üyeliği (2004-2010), TÜRKSAM düşünce kuruluşunun Kurucu Başkan Yardımcısı ve Terör Bölümü Başkanlığı (2008-2012) yapan Prof.Dr. Yavuz, pek çok süreli yayının yayın ve hakem kurullarında yer almaktadır. Almanca ve İngilizce bilen Prof.Dr. Yavuz’un “Güvenlik politikaları, Askeri Tarih/Strateji, İstihbarat, Ortadoğu, çevre ülkeler, terörle mücadele, bölgesel-küresel sorunlar, küresel güvenlik stratejileri ve Deniz Tarihi konularında, çoğu müstakilen yazılmış 30’un üzerinde kitabı ve süreli dergilerde yazılmış çok sayıda makalesi mevcuttur. Halen Anadolu Ajansı ve Yeni Şafak gazetesinin “Düşünce Günlüğü” bölümünde her ay “Bölgesel ve Küresel Güvenlik Politikaları” üzerine analizleri yayınlanan Yavuz’un son dönemde Stratejik Düşünce Enstitüsü (SDE)’de konferansları, sitesinde yazıları yayınlanmakta olup, gene son zamanlarda Devlet Dergisi ve Türk Yurdu dergilerinde de yazıları yayınlanmaktadır. Ayrıca, Eylül 2022’den itibaren TRT Türkiye’nin Sesi Radyosu’nda haftada bir gün “Mavi Vatan” adlı bir programın yapımcılığını (ve yorumculuğunu) yapmaktadır. Ankara’da ikame eden Prof.Dr. Yavuz, evli, iki çocuk babası olup Almanca ve İngilizce bilmektedir.

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.