WOTTV E-DERGİ
DOLAR 33,9818 0.11%
EURO 37,7251 -0.39%
ALTIN 2.726,78-0,69
BITCOIN 18416500,41%
Dugin’den Putin’i Doğrulayan Emperyal Rusya Özlemi

Dugin’den Putin’i Doğrulayan Emperyal Rusya Özlemi

20 Mart 2024 11:22
Dugin’den Putin’i Doğrulayan Emperyal Rusya Özlemi
0

BEĞENDİM

Prof. Dr. Celalettin Yavuz Güvenlik Politikaları Uzmanı, 20 Mart 2024

 

Türk kamuoyunun “Avrasyacı” olarak tanıdığı Aleksandr Dugin, daha sonra Rusya Devlet Başkanı Putin’in jeopolitik konularında “hocası” olarak da nitelendirildi. Ağustos 2022’de kızı Darya’nın Ukraynalı suikastçılarla katledilmesinin ardından Dugin’in sesi 4 Mart’ta Mehr News haber ajansından Başarılı Araştırmacı Yazar Azar Mahdavan’ın kendisiyle söyleşisinde “Moskova-Tahran-Ankara şeklinde stratejik bir üçgen oluşturmalıyız” başlığı altında tekrar duyuldu. İsrail-HAMAS ve Rusya-Ukrayna savaşları gölgesinde kalan bu konu ele alındı.

Çarlık Rusya Ütopyası Konusunda Putin’le Dugin Arasında Fark Yok Gibi

Büyük Rusya, Küçük Rusya (Ukrayna) ve Beyaz Rusya (Belarus)’da yaşayan büyük Rusların “Güney Kafkasya ve Orta Asya’nın diğer halkları arasında da kültür, medeniyet ve jeopolitik çıkarlar açısından önemli birlik içerisinde” olduklarını vurgulayan Dugin’e göre, bu coğrafyalardaki milletler bağımsızlıklarını ilan etmiş olsalar bile bu ülkelerin gerçek anlamda bağımsız olmaları mümkün değildir. Rusya ile “eşsiz bir jeopolitik alan yaratma şansları” yerine sömürgeleştirilecekleri Batı’yı tercih etmeleri halinde bağımsız olamayacaklardır.

Daha sonra sözü Güney Kafkaslara getirmekte, sorunların Batı ülkeleri karışmaksızın çözülebileceğinden hareketle, “6’lı Platform”u oluşturan Rusya, İran, Türkiye, Gürcistan, Ermenistan ve Azerbaycan’ın bunu başarabileceklerinin altını çizmektedir. Bölgedeki üç önemli güç olan Rusya, İran ve Türkiye’nin kesişen çıkarları ve bölgenin diğer küçük ülkeleriyle önemli ilişkileri olsa da birlikte çözüm bulunabileceğini ileri sürmektedir.

Dugin, bölge jeopolitiğini “Ruslar, Ortodoks Gürcüler, Azeriler (Azerbaycan Türkleri), Türkler ve Müslümanlar benzer etnik gruplara aittir. Azeri Şiilerin tarihsel olarak İran ile ortak bağı var. Ermeniler de etnik olarak da İranlılara yakındır. Ama Hıristiyanlığın bir kolu olan Monofizit Gürcü ve Ruslar var onlar da bizim ve Gürcüler gibi Ortodoks Hıristiyan değiller. Yani dinin, etnik grupların, tarihi ilişkilerin ve jeopolitik çıkarların kesiştiği bir durum söz konusu!” şeklinde etnik benzeşimlerle de izah etmeye çalışıyor.

Güney Kafkasya’da çözüm önündeki en büyük engellerden birinin Batılı ülkeler ve Soros etkisindeki Ermenistan Başbakanı Paşinyan olduğunu ifadeyle daha önce de Gürcistan Cumhurbaşkanı Saakaşvili’nin benzer şekilde Batı için çalıştığını ileri süren Dugin, Batı’nın “Rusları Türklere, Türkleri İranlılara, İranlıları da Ruslara karşı düşman etmek suretiyle” bölgesel güçleri birbirine düşürerek bölgeyi istikrarsızlaştırmaya çalıştığını iddia ediyor. İstikrarın “Moskova-Tahran-Ankara” stratejik üçgeniyle sağlanabileceğinde de ısrarcı.

Konu ABD’deki başkanlık seçimlerine geldiğinde Dugin, liberal Demokratların bölgeyi karıştırma konusunda Cumhuriyetçilerden daha istekli olduğuna, Batı’nın yardımları kesmesi halinde askeri gücü yetersiz Ukrayna’nın en geç bir ay içerisinde yenileceğinden hareketle, yeniden seçilirse Trump’ın Ukrayna’ya mali ve askeri yardımları kesme sözünde durması halinde Rusya’nın savaşı kısa sürede kazanacağına inanmaktadır. Trump’ın müdahaleci politika izlememesi ve Rusya yerine Çin’le uğraşmasını Rusya için tercih sebebi görse de, İran ve İslam karşıtı Trump’ın dünya için iyi bir tercih olamayacağını da ekliyor.

Dugin söyleşisinde bölgesel işbirliğinin önemine dikkat çekmeye çalışsa da Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısı sonrasında yazdığı makalesindeki “Ukraynalılar, Belaruslular, Kazaklar, Ermeniler, Azeriler ve Gürcüler büyük bir Rus gücü yaratmaya çağırdığımızı anlamalılar. Onlar bizimleydi ve hala bizimleler!” ifadesine de bir açıklık getiremedi.

Sonuç itibariyle; özellikle ABD olmak üzere, Batı’nın bölgedeki zararları konusunda Dugin çok haklıdır. Öte yandan Ukrayna saldırısı öncesinde Putin’in 22 Şubat 2022’de tüm dünyaya servis edilen Çarlık Rusya özleminin Dugin’de de aynen var olduğu görülebilmekte, bu durum Sovyet coğrafyasında kurulan yeni ülkeleri ürkütmektedir. Her ne kökenden gelirse gelsin bağımsızlığını ilan eden bir devlete, “Sen bizdensin, ayrılamazsın!” diyerek saldırmanın bağışlanabilir yanı olabilir mi? Sizce “Başka bir ittifaka giremezsin!” diye şart koşulabilir mi?

celalettin yavuz
Celalettin Yavuz

Güvenlik Politikaları Uzmanı Lisans ve Y. Lisans öğrenimini Milli Savunma Üniversitesinde (Deniz Harp Okulu – 1974; Deniz Harp Enstitüsü-1983) tamamladı. Daha sonra Silahlı Kuvvetler Akademisi öğrenimi (1985-86) gördü ve “Irak’ın Geleceği” ile ilgili bitirme tezini yazdı. 1989-1991 döneminde Führungsakademie (Hamburg/Almanya) 2 yıllık Güvenlik Politikası-Strateji-Stratejik İstihbarat-Jeopolitik, Askeri Tarih eğitimi aldı. “İstanbul Boğazı’nın Karadeniz Sahildarı Ülkeler Üzerindeki Jeopolitik ve Stratejik Etkileri” (Almanca) başlıklı mezuniyet tezini yazdı. Genelkurmay Personel Başkanlığı’nda görevli iken Kıbrıs Barış Harekâtı’nın madalya ve taltif projesini gerçekleştirdi. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı karargâhında NATO Planlama direktifleri ve kuvvet plan çalışmaları üzerinde çalıştı. Ayrıca bir yıl boyunca Deniz Kuvvetleri Komutanı’nın Milli Güvenlik Kurulu (MGK) Toplantı Dosyasını hazırladı. Ege'de gerilimli 1980'li ve 1990'lı yıllarda 2 ayrı geminin komutanlıklarını yaptı. 1994-1997 döneminde Almanya'da Deniz Ataşeliği sırasında Deniz Ataşe Birliği'nin başkanlığına (doyen) ve 143 kişilik Askeri Ataşeler Birliği'nin Yönetim Kuruluna seçildi. Daha sonra Mersin’de Karakol ve Çıkarma Gemileri Komodorluğu’nun ardından Genelkurmay Yunanistan Kıbrıs Dairesinde Yunanistan Şube Müdürü iken “Türk-Yunan Ege’de Güven Arttırıcı Önlemler Paketi” projesinin (Ocak 2000) yöneticiliğini yaptı. Türk-Yunan sorunları üzerinde General-Amiral Oryantasyon Kursu, Harp Akademileri, Milli Güvenlik Akademisi ve TSK İstihbarat Okulu'nda dersler veren Yavuz, Deniz Harp Okulu Dekanı olduğu 2001-2003 döneminde "Denizcilik Tarihi-Deniz Stratejisi", "Askeri Strateji" ve "Liderlik" dersleri verdi. 1994’te Dr., 2002’de Doç.Dr. olan Yavuz, Milli Güvenlik Akademisi öğretim üyesi iken 30 Mart 2004’te istekle emekli oldu ve BİLKENT Üniversitesi’ne ilaveten Milli Güvenlik Akademisi’nde Türk-Yunan Sorunları, Suriye, Ortadoğu, Terörle Mücadele dersleri, 2012’de Prof.Dr. olduktan sonra da Atılım Üniversitesi’nde (2012-2013) ve Kara Harp Okulu Savunma Bilimleri Enstitüsünde (2013 Bahar) Y. Lisans ve Doktora, Ufuk ve Başkent üniversitelerinde lisans dersleri verdi. 2022 yılı başlarında adı Topkapı Üniversitesi olarak değiştirilen “Ayvansaray Üniversitesi”nde İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi’nin kurucu dekanlığını yapan, fakülteyi 16 bölüme çıkartan Prof.Dr. Yavuz, “İstihbarat, Strateji ve Terörizm/Avrupa'da Terör Örgütleri” gibi 3 farklı konuda sertifika dersleri yanında İstanbul Topkapı Üniversitesi’nde lisans ve Y. Lisans dersleri verdi. Güvenlik Bilimleri ve Uygulamaları Y. Lisans programının kurucu ABD Başkanlığını Eylül 2022’ye kadar sürdürerek “Küresel Güvenlik Stratejileri” üzerine sertifika programı hazırladı. Mayıs 2020 ayında uluslararası sempozyum düzenledi ve bizzat sunum yaptı. Milli Savunma Üniversitesi’nde (Harp Akademileri) 2019 yılından beri “Dış Politika Analizi” ile “Küresel Güvenlik Stratejileri” başlıklı ders verdi. Genelkurmay SAREM “Dış Uzman”lık (2003-2010), Türk Askeri Tarih Kurulu (TATK) Genel Kurul üyeliği (1999-2007), Gnkur. Atatürk Araştırma ve Eğitim Merkezi “ATAREM” Genel Kurul Kurucu Üyeliği (1999-2007), Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Eğitim/Öğretim Kurulu üyeliği (2001-2003), Türkiye Emekli Subaylar Derneği (TESUD) “Strateji” Grubu üyeliği (2005-2011), Türk Ocakları Genel Merkezi Hars Heyeti (en üst düzeydeki kültür kurulu) üyeliği (2004-2010), TÜRKSAM düşünce kuruluşunun Kurucu Başkan Yardımcısı ve Terör Bölümü Başkanlığı (2008-2012) yapan Prof.Dr. Yavuz, pek çok süreli yayının yayın ve hakem kurullarında yer almaktadır. Almanca ve İngilizce bilen Prof.Dr. Yavuz’un “Güvenlik politikaları, Askeri Tarih/Strateji, İstihbarat, Ortadoğu, çevre ülkeler, terörle mücadele, bölgesel-küresel sorunlar, küresel güvenlik stratejileri ve Deniz Tarihi konularında, çoğu müstakilen yazılmış 30’un üzerinde kitabı ve süreli dergilerde yazılmış çok sayıda makalesi mevcuttur. Halen Anadolu Ajansı ve Yeni Şafak gazetesinin “Düşünce Günlüğü” bölümünde her ay “Bölgesel ve Küresel Güvenlik Politikaları” üzerine analizleri yayınlanan Yavuz’un son dönemde Stratejik Düşünce Enstitüsü (SDE)’de konferansları, sitesinde yazıları yayınlanmakta olup, gene son zamanlarda Devlet Dergisi ve Türk Yurdu dergilerinde de yazıları yayınlanmaktadır. Ayrıca, Eylül 2022’den itibaren TRT Türkiye’nin Sesi Radyosu’nda haftada bir gün “Mavi Vatan” adlı bir programın yapımcılığını (ve yorumculuğunu) yapmaktadır. Ankara’da ikame eden Prof.Dr. Yavuz, evli, iki çocuk babası olup Almanca ve İngilizce bilmektedir.

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.
    Tüm Yorumlar (2)
    • A.Yasar YÜCEOKUR

      Kisa vr öz olarak özetleyip yazmissinizMükemmel bati ermenistani hic bir zamam yalniz birakmayacaktir. Solange kücük ülkere olucak yani ezilecekler.bakalim ermenistan a fransa yerlesebilecekm?, USA istemez Türkiyem hüclü olmali Hörmetlerimle

      Yanıtla
      +0
      -0
    • İbrahim Akn

      Hürmetlerimle Kalemize Sağlık

      Yanıtla
      +0
      -0