WOTTV E-DERGİ
DOLAR 33,9818 0.11%
EURO 37,7251 -0.39%
ALTIN 2.726,78-0,69
BITCOIN 18372740,36%
Özel’in hedefi: CHP şu anda savunmada, biz hücumda olacağız

Özel’in hedefi: CHP şu anda savunmada, biz hücumda olacağız

CHP Genel Başkan Adayı Özgür Özel, kurultaydan galip çıktığı takdirde partiyi nasıl dönüştüreceğini açıkladı. Özel, "Parti, şu anda savunmada, biz hücumda olacağız" ifadelerini kullandı.

31 Ekim 2023 14:33
Özel’in hedefi: CHP şu anda savunmada, biz hücumda olacağız
0

BEĞENDİM

Hafta sonu CHP’de 38. Olağan Kurultay gerçekleşecek. Özgür Özel, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun ‘partiyi bilgili, iyi bir sosyal demokrata devredeceğim” sözlerini değerlendirdi.

Sözcü’den İpek Özbey’e konuşan Özel gündem olacak açıklamalarda bulundu. Özbey’in Özel ile röportajı şu şekilde:

Hesap vermeliyiz” noktasından genel başkan adaylığı noktasına nasıl geldiniz?

Genel Başkan’ın Sözcü TV’ye çıkacağı gün bir daha genel başkan adayı olmayacağını ilan etmesini bekliyordum. İnsanların sessizliğinin bizim yapacaklarımızı görmek için olduğunu, koltukta kalmaya devam edersek toplumda ciddi tepkilere sebebiyet vereceğini söylemiştim. Sözcü TV yayınını izleyince gördüm ki, sayın genel başkanımız hiçbir şey olmamış gibi devam edeceğini söylüyordu, yerel seçim önemli diyordu. Ben o gün “Artık devam edemeyeceğim” dedim. CHP seçmenini gördüğüm her yerde konuştum, partililerle konuştum. Dikili Festivali’nde insanlar alkışlıyor ama gözlerinde fer yok. “O kadar iyi insanlarsınız ki, ele güne rezil olmayalım diye beni alkışlıyorsunuz, partinin evladına sahip çıkıyorsunuz” dedim. Özür diledim ve bu sefer alkış daha da yükseldi. İnsanlar gördüm ki özeleştiri istiyorlar. Devam eden süreçte herkesle konuştum, süreç şuraya geldi: Değişim sadece isimlere dayalı olmamalı, içi doldurulmalı. Değişimin lidere ihtiyacı oldu. Dört saat kendimle kaldım ve karar verdim. “Eğer bugün kimse çıkmazsa partili partiden umudunu kesecek dedim ve Eylül ayının ilk haftasında adaylığımı açıklamaya karar verdim.”

Özürden bahsettiniz, Sayın Kılıçdaroğlu da diyor ki; “Acımasızca eleştirildik, bir bırakmadılar ki muhasebe yapalım.”

Genel başkana sürekli “Bir muhasebe yapılmalı” dedik. Muhasebe yapmalarına ne engelmiş onu anlamadım. “Birlikte muhasebe yapalım” dese zaten ortaya değişim hareketi çıkmayacaktı. Ellerini, kollarını bağlayan yoktu.

“Seçilseydim yanımda olacaklardı, şimdi karşımdalar” dedi Sayın Kılıçdaroğlu. Şu şekilde sormak istiyorum. Seçime kadar her şey doğruydu da seçimden sonra mı fark ettiniz, o güne kadar sizler hep aynı konuştunuz… Hiç itiraz etmediniz mi?

Taa dokunulmazlıklar sürecinde Veli Ağbaba, Selin Sayek Böke ve birkaç arkadaşımız MYK’da çok ciddi şekilde genel başkanın “Anayasaya aykırı ama evet diyeceğiz” tutumuna itiraz ettik. Yenikapı’ya gitmemesi, istikşafi görüşmelerin kesilmesi, referandumdan sonra YSK’ya itiraz meselesi, ittifakın dörtten altıya genişlemesi gibi altı kritik kavşakta çok ciddi itirazlarım oldu.

İttifakın dörtten altıya genişlemesine itirazınızı nasıl dillendirdiniz mesela?

Kontrolsüz genişlemeydi. Davutoğlu gelir gider oldu, Babacan sık gelir gider oldu, birden altı olduk. Dedim ki, “İttifakın iç hukuk belgesinin olması lazım. Milletvekili seçiminde ittifak kuracak partiler yöntemi şöyle belirleyecektir diye bir belge hazırlayalım. Altına imza atalım. Üç kamuoyu şirketinin 15 gün arayla yaptığı altı araştırmanın aritmetik ortalamasını seçim sonucu kabul ederek milletvekili listelerini oluşturalım. Herkes kantara çıkacak, kilosu kadar karşılık alsın”…

KAZANIRSA CHP’Yİ NASIL DÖNÜŞTÜRECEK?

1- CHP şu anda edilgen, bizim dönemimizde etken olacak.

2- Şu anda savunmada, biz hücumda olacağız.

3- Şimdi sokaktan, eylemden uzak duran bir CHP var, biz gelirsek meydanlardan, sokaklardan kaçmayacağız.

4- Mevcut CHP, “oyuna gelmeyelim, yanlış anlaşılmayalım, sağcıları küstürmeyelim” diyor, biz oyuna gelmeme oyununa itiraz edeceğiz.

5- “Sivil toplum ve meslek örgütleri itiraz etsin, biz arkadan gidelim” tutumu yerine, sivil topluma ve toplumsal muhalefete önderlik edeceğiz.

6- “Sağ-sol kavramları 18’inci yüzyılda kaldı” diyen bir CHP yerine, sol kimliğe sahip çıkan bir CHP göreceksiniz.

7- Altı oku yeterince savunamayan bir CHP yerine, laiklik başta altı oka sahip çıkan, aşındırmadan geliştiren bir parti olacağız.

8- Çok yaşlı ve çok erkek bir parti yerine, gençlerin ve kadınların CHP’sini yaratacağız.

9- Tarım, salgın, mavi vatan ve birçok sorun olmasına rağmen bu alanlarda genel başkan yardımcısı yoktu, bu koltuklar danışmanlarla dolduruldu. Atanmış danışmanlar değil seçilmişlerle yönetilen bir CHP olacak.

ŞEHZADEMİZ NEREDE, HANGİ KAFESTE?

Kılıçdaroğlu’nun bir tarifi oldu… “Partiyi bilgili, birikimli iyi bir sosyal demokrata devredeceğim” dedi. Ben de sordum, mevcut kişiler arasında böyle biri var mı diye. “Var ama görünür hale gelmesi lazım” karşılığını verdi… Bunu nasıl okudunuz?

Devretme meselesi demokrasi değil monarşide olur. Biz bunu 1 Kasım 1922’de saltanatın kaldırılmasıyla reddettik. Her yıl övünüyoruz. Yarın 1 Kasım ve saltanatın kaldırılışının yıldönümü. Biz partimize demokrasi getiremediysek, ülkeye getireceğimiz demokrasiyle nasıl övüneceğiz? Karşısındaki aday olarak baktığınızda ise, öyle bir tanımlama yapar ki, hiç alınmam. Beş yabancı dil bilen, 3 üniversite bitirmiş, geçmişinde şu tecrübe olsun denilen bir tanıma itiraz etmezsin. Ama tanımlama bilgili, birikimli, iyi bir sosyal demokrat… Ben ve Örsan Öymen adayız. Bu tanımı yapınca meşru rakiplerine “İyi bir sosyal demokrat değil” diyor. Bu açıdan centilmence değil. Örsan Bey ile bizi bırakın, bu partide bu tanıma uyan yüz binler var.

“Partide ama görünür değil” diyor…

Görünür olmayan bizim bilmediğimiz birinden bahsediyor. Bu kişi nerede? Hangi görevlerde sınanmış. Yarın partinin başına geldiğinde ne yapacağı nereden belli. Bakın bu bana ne hatırlattı: Saltanatın kaldırılmasıyla ortadan kalkan bir durumdan bahsedeceğim. Fatih Sultan Mehmet kardeş katlini uygun gördüğünden beri Osmanlı’da bir kafes uygulaması var. Sarayda haremin yanında, tahta geçmesi muhtemel şehzadeler kafeste tutuluyor. Bazen padişah çok uzun yaşayınca bekleyen şehzadenin yaşlanıp öldüğü oluyor. Kafeste delirenler var. Onu bir tek padişah biliyor. Bu uygulamayı görünce dedim ki “Şehzademiz nerede şimdi, hangi kafeste”…

Gemiyi güvenli limana teslim etmekten siz ne anlıyorsunuz?

Liman ve kaptan metaforuna itirazım var. Gemi güvenli bir limana ihtiyaç duyuyorsa demek ki fırtınanın içinde. Buradan limana ben götüreceğim diyor ya, “O gemiyi tehlikeli sulara kim sürükledi” diye sorarlar.

World of Türkiye

En az 10 karakter gerekli
Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.