Arb. Av. Halil ÖNCEL – 26 Aralık 2024
Ortadoğu’da birçok ülkede ırkçılık ve mezhepçiliğin yaygın olması, demokrasi eksikliği, hukuk devleti ilkesinin olmaması, insan haklarının uygulanmaması, işkence ve kötü muamele suçlarının olması ve ekonomik istikrarsızlıklar dikta yönetimlerine karşı ciddi anlamda bir reaksiyon oluşturmuştu.
Bu manada Tunus’ta 2010 yılında üniversite mezunu olan Muhammed Buazizi isimli bir gencin iş bulamaması nedeniyle meyve ve sebze satarken ilgili belediye tarafından tezgahına el konulması neticesinde kendisini yakmasıyla birlikte Arap Baharı başlamıştır. Arap baharı ile birlikte Ortadoğu’da bazı ülkelerde ortaya çıkan ayaklanmalar, iç çatışmalar ve isyanlar birçok ülkede iktidarlar ve diktatörleri devirmiştir.
18 Aralık 2010 tarihinde Tunus’ta başlayan Arap Baharı, daha sonra Mısır, Yemen, Cezayir ve Ürdün’e sıçramıştır. Bu ayaklanmalar Tunus ve Mısır’da başarı göstermiş olup, 23 yıldır Tunus’ta yönetimde olan Zeynel Abidin Bin Ali ile 30 yıllık Mısır’da yönetici Hüsnü Mübarek’in görevlerini bırakmasıyla sonuçlanmıştır.
Akabinde Libya ve Suriye’ye yansımıştır.
Yaklaşık 14 yıllık Suriye iç savaşı koalisyon güçlerinin de müdahalesi ile yüz binlerce insanın ölmesine ve milyonlarca insanın yurdundan göç etmesine sebep olmuştur.
Suriye’deki muhalif örgütlerle birlikte ABD, İsrail, İngiltere ve Türkiye Esad rejiminin sona ermesi için mücadele ederken Rusya ve İran ise Esad’ın kalması için mücadele etmiştir.
Geldiğimiz aşamada Suriye’de 62 yıllık Baas rejiminin son aktörü diktatör Esad ülkesini terk etmiş ve Esad rejimi HTŞ denilen cihatçı selefi örgütlerin oluşturduğu örgütlenme tarafından devrilmiştir.
Milyonlarca Suriyeliyi sığınmacı yapan Esad’ın kendisi Rusya’ya sığınmacı olmuştur. Şunu da belirtmek gerekir ki katil Esad’ın Lahey’de muhakkak yargılanması gerekmektedir.
Esad’ın devrilmesi her şeyin çözüldüğü anlamına gelmemelidir. Bilinmelidir ki Irak’ta Saddam Hüseyin öldürüldükten sonra çatışmalar daha da artmış hatta Saddam’ın büstünü deviren bir kişi yıllar sonra ‘Biz bir Saddam’ı devirdik şimdi onlarca Saddam var’ demiştir.
Yeni Suriye’de o kadar müspet bir yaşam ortaya konulmalıdır ki Esad’ın esamesi okunmamalıdır.
Suriye açısından yeni bir yaşam filizlenmektedir.
Suriye’deki yeni yönetim 62 yıllık Baas rejiminin bütün muhasebesini yapmalı, geçmişten ders alarak buna göre yeni yaşamı ortaya koymalıdır.
Peki nasıl bir Suriye inşa edilmelidir?
Yeni Suriye nasıl olmalıdır? İşte cevapları:
-Irkçılık bitmelidir.
-Mezhepçilik sona ermelidir.
-Rövanş siyaseti yapılmamalıdır.
-İntikamcı hissiyatla yönetim olmamalıdır.
-Liyakat odaklı yönetici belirlenmelidir.
-Demokrasi içselleştirilmelidir.
-Hukuk devleti belirlenmelidir.
-Yeni Anayasa kapsayıcı olmalıdır. Bütün halkları, mezhepleri ve inançları kapsayacak derecede modern bir Anayasa olmalıdır.
-Kadın hakları tesis edilmelidir.
-Yeni yönetim demografik yapı dikkate alınıp yapılmalıdır.
-Dünyadaki güçlü devletler ekonomik anlamda Suriye’ye katkı sunmalıdır.
-Dünyadaki sığınmacı Suriyelilerin ülkelerine dönmesi sağlanmalıdır.
-Suriye’de yaşam yeniden inşa edilmeli, güçlü devletlerin katkısıyla Konut, Elektrik ve Su gibi ihtiyaçlar giderilmelidir.