31 kez görüntülendi.
ferhat ünlü

Ferhat ÜNLÜ – 10 Ocak 2025

 

Yapay Zekâ etiğine odaklanan seri yazının dördüncüsüne de bir haberle başlayalım. Aşağıda kahir ekseriyetini alıntılayacağım haber, 30 yılı aşkındır habercilikle uğraşan biri olarak bana önümüzdeki 30 senenin konularını -Yapay Zekâ, teknoloji, nesiller arası düşünsel/duygusal uçurumlar ve bu dünyanın ezeli/ebedi konusu olan hayat/ölüm diyalektiği temalarını-aynı anda içeriyormuş gibi göründü. Haber şu:

“Ordu’da, alzheimer hastası bir vatandaşa çarpmamak için âni manevra yapan 2 aracın çarpışması sonucu meydana gelen trafik kazasında 2 kişi öldü, 5 kişi de yaralandı.

Kaza, Fatsa ilçesine bağlı Sefaköy Mahallesi’nde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Aybastı karayolu Gaga Gölü mevkiinde sabah saatlerinde alzheimer hastası Mevlüt Hızlı (96) yola çıktı. Bu esnada karşılıklı olarak seyir halinde olan Mahmut Ali Baştepe’nin (55) kullandığı 52 ABD 398 plakalı hafif ticari araç ile karşı istikametten gelen İbrahim Bulmuş idaresindeki 52 AUU 256 plakalı hafif ticari araç, hasta şahsa çarpmamak için manevra yaparak çarpıştı.”

Haberin ilerleyen satırlarında alzheimer hastası Mevlüt Hızlı (96) ile İsmail Bulmuş’un (56) olay yerinde hayatını kaybettiğinin belirlendiği bilgisi de yer alıyor. İlk bakışta basit gibi görünen bu haberin, hali hazırda hayatımızdaki en büyük tehditlerden biri, hatta birincisi olan trafik kazalarına dair dersler içeren nüansları var.

 

2009-19 ARASI TRAFİĞE 57 BİN KURBAN VERDİK

Her yıl trafik kazalarına binlerce kurban veriyoruz. Savaş, salgın, yoksulluk, terörle mücadeleden daha fazla canımızı yakıyor trafik. 2009-2019 yılları arasında trafik kazalarına tam 57 bin kurban verildi. Toplam 13 milyonun üzerinde kaza oldu o 10 yılda.

Bu evrede kazaya kurban gidenler arasında 21 Temmuz 2010 tarihinde İzmir Pınarbaşı Işıkkent’te aracıyla 12 tonluk asfalt silindirine çarparak hayatını kaybeden beş yaş küçük kardeşim Atilla Ünlü de var.

O yıllardan bu tarafa elbette otoban ağlarının artışına bağlı olarak kazalarda belirli oranda azalma kaydedildi. Ama her yıl en az 2 bin insanımızı yine yollarda kaybediyoruz. Pek çok farklı parametreden kaynaklanan kazalara bağlı olarak… Sürücü hatası, araç bakımlarının zamanında yapılmaması gibi sebepler başı çekiyor.

İlginizi çekebilir!  Gemini: Google yeni yapay zeka uygulamasını duyurdu! ChatGPT'ye dev rakip

Bu arada hemen hiç kimse şunu konuşmuyor; ama olgu, kendini dayatır biçimde ortada: Türkiye’de kazaların büyük çoğunluğu artık teknolojik faktörlerin negatif etkisine bağlı olarak da meydana geliyor. Misal seyir halindeyken, hafif trafikte hatta akış içindeki trafikte cep telefonuna bakanlar (navigasyon yardımı için bakanlar neyse) mesaj yazanlar, sosyal medyaya story çekenler vesaire… Bunların başına kaza gelme ihtimali yola odaklanan birine göre en az yüzde 50 daha fazla. Bugün itibarıyla kazaların çoğu akıllı telefonuyla meşgul dikkatsiz sürücü faktörüne bağlı olarak meydana geliyor. Alkollü araç kullanımı ikinci sıraya geriledi. Teknoloji ve Yapay Zekâ’nın yol açtığı en ekstrem kazaların biri geçtiğimiz aylarda galiba Güneydoğu Asya’da (Hindistan diye hatırlıyorum, günde önümüzden 200 haber geçtiği için…) yaşanmıştı. Navigasyon, sürücüyü bir köprünün sonunda ‘deadend’e bile değil, insan yapımı uçurumun kenarına kadar getirdi. Sürücü yanıldığını sonunda anladı, ama iş işten geçmişti.

 

İKİNCİ ÇEYREKTE TEKNOLOJİK EVRİM HIZLANACAK

Yirmi Birinci Yüzyıl’ın ilk çeyreğinin son senesine girdik artık. İkinci çeyrekte teknolojinin hayatımızı daha ne kadar değiştirebileceğini, ilk çeyrekteki hızlı simülasyonla gördünüz. Bizim gibi 20. Yüzyıl’ın ikinci yarısında doğanlardan bu hıza ayak uyduranlar kendini şanslı addediyor. Çünkü bizim nesil; bu evrimi hem göz göre göre yaşadı, hem de hafızası; eski zamanlardan, hayatın teknolojiden ibaret olmadığını dönemlerden hatıralar da muhafaza ediyor.

Girizgâhtaki haberi, yakın geleceğin bir simülasyonu ile Yapay Zekâ’nın Doğal Etiği açısından inceleyelim. Ki o doğal etiğin oluşumuna yaza yaza katkıda bulunmaya çalışıyorum. Bu, geleceğin meselesi.

Bundan 25 yıl sonra alheizmer hastası 96 yaşındaki bir vatandaşa çarpmamak üzere yapılan manevrada sürücü koltuğunda kimse yok, ama arabada iki kişi var diyelim. Araç otomatik sürücü ile gidiyor. Misal Tesla… Tesla, Yapay Zekâsı sayesinde alzheimerlı değilse bile davranışları öngörülemez biri olduğunu test ettiği yaşlı adama çarpmamanın araçtaki iki yolcuyu öldüreceğini hesaplarsa kazayı en ucuz can maliyetiyle atlatmayı etik bulabilir! Bu durumda yaşlı adama çarpar, araçtaki insanlar korunur. Hem üstelik araçtakiler kendi sahipleri değil mi, ayrıca zengin de insanlar; “96 yaşında ‘ne yaşar ne yaşamaz’ (!) birinin hayatından elbette değerli” diye bir akıl yürütür!

İlginizi çekebilir!  101. Yılda Terörle Mücadele Senaryoları - Ferhat Ünlü

 

YAPAY ZEKÂ’YI YAŞAMADAN ETİĞİNİ KURAMAYIZ

Çünkü Yapay Zekâ’nın bizim gibi vicdani, akli ölçüleri yoktur. Aynı Yapay Zekâ’nın 96 yaşındaki bir adamı şifaya kavuşturacağını, hastalığını tedavi edeceğini ve belki de ona 150 yıllık bir ömür kazandıracağını düşünemez.

Bu ihtimaller bütününe göre tercih yapılması gerektiği ana fikrini ona kazandırması gereken insandır. Bilim, düzen, hatta etik olmadan ilerlemeyi sever; ama bir noktada düzensizlik öyle gizli bir ilke haline gelebilir ki, bilim bile yapamaz duruma düşersiniz. Bilim yapmak şöyle dursun can güvenliğiniz tehlikeye girer. Dünyanın büyük evrimi kaostan düzene doğrudur; tarihte ileri geri gidişler olur arada, onlar ayrı. Ama kaostan düzene geçiştir esas mesele. Şimdi eski düzenler teknoloji ile yıkılıyor, bu durumda insanlık teknolojik gelişmeleri dikkate alan yeni bir etik oluşturmalı.

Bir önceki yazıda Las Vegas saldırısındaki eski askerin, terör eylemini planlarken, bombayı hazırlarken Open Artificial Intelligence’ın Yapay Zekâ sohbet botu ChatGPT’den faydalandığını belirtmiştim. GPT’nin dünyayla ilgili hepten yeise kapılmış bir genci (mahreç Amerika Birleşik Devletleri idi) daha da kederlendirerek intihara sürüklediğinin haberini de okuduk.

Bu arada Yapay Zekâ, onu kullanan nasıl konuşuyorsa ona göre reaksiyon geliştiriyor. Ama bu yine de bu üzücü olay da bir etik tartışma doğuruyor. Bu tartışma esnasında 1950’de intihar eden İtalyan şair yazar Cesare Pavese’nin zamanında Yapay Zekâ olmadığından dem vuran da çıkacaktır; insanlığın bu yüzyılda, 20. Yüzyıl’dan bin beter bir yalnızlığa gömüldüğünü ve inisiyatifi kaybetmeye başladığını ileri süren de… Belki de tam olması gereken de bu. Çünkü bir olgunun etiği -ne olduğu anlaşılana kadar birebir yaşanmadıkça- sağlıklı oluşturulamaz.

Bir Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.