fatih ünlü kpk

Fatih ÜNLÜ – 19 Kasım 2024

 

Herkes Allah’ı bilir. Allah’ı bilmeyenler bile gerçekte O’nu bir şekilde bilirler. Çünkü an gelir insan, çok zor zamanlarında -diyelim denizin ortasında şiddetli bir fırtınada-  veya olağan üstü durumlarda Yaratan, Yaşatan ve Vahid olan, Bir olan Allah’ı hatırlar. Kimisinde bu şimşeğin çakıp sönmesi gibi geçici olur, kimisinde de o güzel andan Mü’min bir hayata erişilir.

Allah’ı bilmenin -o ilmin engin genişliğince- sayısız dereceleri vardır. En üstte de Allah’ı en çok seven ve zorlu ömürleri, çileli günleri O’nun yolunda yaşayan bütün peygamberler ile Hatemürrusul Peygamberimiz Hz. Muhammed vardır (aleyhimüsselam, hepsine ayrı ayrı selam olsun).

Peygamberler Allah karşısında mutlak acizliklerini ve muhtaçlıklarını en iyi bilirler. Allah’ın verdikleriyle âlemlere hükmederler ama O’nun yardımı olmadan bir adım dahi atamayacaklarının şuurundadırlar. O’nun sonsuz yüceliğini bildikleri için de hayatı yalnız O’nun için yaşarlar.

Allah’ı en iyi bilenler peygamberlerdir demiştik. Ama onlar bile Allah’ı tam bilemezler.  Çünkü Allah mutlaktır, Sıfatları, İsimleri, Şanı, Kudreti ile sonsuzdur. Biz ise sonluyuz. Kul olarak aciz olduğumuz gibi, Allah’ı kâmilen bilmede de nihayetinde aciz kalırız. Peygamber Efendimiz aleyhisselam bir duasında şöyle der:

Sübhaneke. Mâ arafnâke bir hakkı marifetike ya Mar’uf!

Münezzehsin Sen. Seni gerektiği gibi tanıyamadık, bilemedik, Ey Bilinen!

Peygamberler bile olanca ilimlerine rağmen Allah’ı kâmilen bilmede eksik kalıyorlarsa, tüm mahlûkat haliyle öyledir.

Yine de insan O’nu bilmeye, O’nu söylemeye, O’nun rızasını istemeye azmetmelidir ki bu yolda istenen ve gereken merhaleyi kat edebilsin. Zaten Allah azimüşşan da kullarına taşıyamayacaklarını yüklemez. Ve bu uğurda hem varılacak menzil hem de yoldaki her an güzeldir.

Yalnız Allah’ı istemek, O’nun rızasını beklemek büyük bir kemâlât mertebesidir. Bu hal birçok güzel söz ve niyazda da ifade edilmiştir. Bunlardan birisi de İslami ilimlerden neşet etmiş ve büyük mutasavvıfların çok yaptıkları -hepimizin de bildiği- o öz niyazdır:

İlginizi çekebilir!  Usta - Çırak 3 (Edebiyat) – Fatih Ünlü

İlahi! Ente Maksudi ve Rıdake Matlubi.

Allah’ım! Maksudum, Amacım Sen’sin, Talep Ettiğim de Senin Rızandır. 

Yunus da bunu “Bana Seni gerek Seni.” diyerek ifade eder.

Yalnız O’nun Vechini istemek, -mutlak manada- yalnız O’nu bilmek birçok büyüğümüzün farklı biçimlerde bize yaptıkları bir tavsiyedir.

Peygamberlerin hayatları ve sözleri bu mana ile doludur. Peygamber efendilerimizin (a.s.) insanlığa ve hayatlarımıza yaptıkları eşsiz katkıları ayrı bir yazıda ele alabiliriz.

Bu çerçevede, Üstad Bediüzzaman hazretleri de Molla Cami hazretlerinin muhteşem bir sözünden hareketle şöyle der:

1- Yalnız Bir’i iste, başkaları istenmeye değmiyor.

2- Bir’i çağır; başkaları imdada gelmiyor.

3- Bir’i talep et; başkaları lâyık değiller.

4- Bir’i gör; başkaları her vakit görünmüyorlar, zevâl perdesinde saklanıyorlar.

5- Biri bil; marifetine yardım etmeyen başka bilmekler faidesizdir.

6- Bir’i söyle; Ona ait olmayan sözler mâlâyâni sayılabilir.

Veysel Karani hazretleri de Fırat nehri kıyısında kendisine yöneltilen sorular üzerine “Sen Allah’ı bil, yeter.” “Seni Allah bilsin, yeter.” manasında muhteşem cevaplar verir. Bu mukalemeyi de ayrı bir yazımızda detaylarıyla paylaşabiliriz.

Evet, Allah’ı bilmek makamların en yükseğidir. Ama bu sadece soyut bir makam değil, aynı zamanda hayatın pratiğine yayılmış bir yaşam tarzıdır da. Bu makamdaki kişi “Madem bu hayatı bize Allah bahsetmiştir, bu hayatın halleri ve işleri de Allah’ın rızasını gözetmelidir.” der.

Mesela, Allah’ı bilen bir insan önemli bir makamdaysa, o yetkisiyle Milletin işlerini görecek kişileri liyakat sahibi olanlardan seçer. Gider, o işi en iyi yapabilecekleri bulur. Bunu yapamıyorsa da, onun Allah’ı bilmesinde bir eksiklik vardır.

Yine Allah’ı bilen ilim sahibi bir insan, maddi imkânları olan bir insan… Bu halini muhakkak hayatına yansıtır. İnsanlara yardım eder, onlarla güzel ahlak ile geçim eder, sorunlarının çözümüne insanlara yardımcı olmaya çalışır… Hiç yapamıyorsa da, “insanlara eziyet veren bir taşı yerden kaldırır, insanlara güler yüzle davranır.” Çünkü Allah’ın razı olduğu budur.

İlginizi çekebilir!  Ülkemizin Savunmasına Nasıl Katkıda Bulunabiliriz? – Fatih Ünlü

Bir Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.