Rabia YAVUZ – 26 Ağustos 2024
Çoğumuz için YKS, KPSS, ALES, YDS gibi kısaltmalarla anılan bu sınavlar ömür kısaltan türdendir. Eğitim hayatımızla tanıştığımız bu sınavların biri biter, diğeri başlar. Birkaç saate sığdırılan bu sınavlar aylarımızı hatta yıllarımızın ana gündemini oluşturur. Birkaç saatte olup bitecek bu sınavlar için yıllara yayılan daha büyük bir sınav veririz. Disiplinli çalışma, motivasyonu kaybetmeme, ertelemeyle mücadele, artan endişeyle baş etme, yoğun stresi yönetme gibi birçok becerimiz de test edilir bu dönemlerde.
Bilgiyi ölçmek için tasarlanmış bu tür sınavlara hazırlanırken sürekli bilgi edinmeye çalışırız. Ders çalışmadığımız vakitler bize kayıp gibi görünür. Biraz keyif almak ya da dinlenmek için ders çalışmak dışında bir şeylerle meşgul olsak içimizde büyüyen suçlulukla tadımız daha da çok kaçar. Kafamızın içinde bu kadar çok bilgi varken belleğimizin yorulması ve strese girmemiz de kaçınılmaz olur. Bir nevi bilgisayarımızın web tarayıcısında birden çok pencere açtığımızda bilgisayarın daha ağır çalışmasına benzer bir durum yaşayabiliriz.
Zihnimiz bitkin düşüp donmadan hatta çökmeden önce molalar almak bize yardımcı olabilir. Her şey çok fazla geldiğinde, aynı açılan birçok sayfanın tek sayfaya odaklanmanızı güçleştirdiği zamanlardaki gibi hissettiğinizde beynin temel işlevlerinden birinden yardım alabiliriz. Farkındalığımızı tazelemek için “Topraklandırma” yönteminden faydalanabiliriz her ihtiyaç duyduğumuz zaman.
Zihnimizde düşünceler peşi sıra koştuğunda bir parça zihnimizi dinlendirmek ve düzenlemek için beş duyumuzdan destek alabiliriz. Bu yöntem sayesinde bulunduğumuz ana odaklanmak ve zihnimizdeki olumsuz düşünce zincirlerini de kırmak mümkündür. Hemen her zaman ve her yerde uygulayabileceğiniz bu teknik oldukça basittir.
Yapmamız gereken tek şey bedenimizin bulunduğu ortama zihnimizi de getirmektir. Bunu yapabilmek için bulunduğumuz ortamda görebildiğimiz beş şeye dikkatimizi yönelterek başlamak mümkün. Daha somut hale getirmek için, seçtiğiniz nesnelerin somut özelliklerine dikkat ederek nesneyi görmeyen birine tarif ediyormuşsunuz gibi sesli ya da yazarak uygulamayı yapmayı deneyebilirsiniz. Ya da sadece renk, boyut, fon, açı, üzerindeki yazılar gibi özelliklerine tek tek odaklanmayı denemek de yeterli olabilir. Size hangisi kolay geliyorsa.
Görme duyusu harekete geçirildikten sonra hissedebileceğiniz dört tane şey seçin. Örneğin, kıyafetinizin dokusu, oturduğunuz koltuğun kumaşının tuşesi ya da yüzünüze temas ettirebileceğiniz suyun teninizde oluşturduğu duyumsama gibi. Odak noktanızı bu hislere toplamayı deneyin sadece.
Ardından işitme duyusunu devreye sokabilirsiniz. Çevrenizde duyabildiğiniz üç farklı sese sırayla odaklanmayı deneyin. Dışarda öten kuşların sesi ya da camı açtığınızda sokaktaki konuşmalara veya araç seslerine odaklanın. Ya da dinleyebileceğiniz bir müzik parçası açıp hangi enstrümanların kullanıldığını ayırt etmeyi deneyin.
Sırada koku duyumuz var. Kokusunu alabileceğiniz iki şeyi fark edin. Özellikle bir koku bulmaya çalışmak zorunda değilsiniz. Bulunduğunuz yerde ne varsa ona odaklanın. Mesela, yakınınızda kolonya var ise kolonyadan bir nefes alıp içindeki aromaları fark etmeyi deneyebilirsiniz. İnsan burnu bir trilyon kokuyu ayırt etmeyi başarabiliyor. Muhakkak fark edebileceğiniz kokular bulacaksınızdır.
Son olarak tadabileceğiniz bir şeye odaklanmayı deneyin. Bir çikolata parçası ya da içtiğiniz kahveyi ağzınızda gezdirip nasıl bir lezzete sahip olduğunu fark etmeyi deneyin. Bu uygulamanın sonunda hem zihninizin hem de bedeninizin daha da sakinleştiğini ve kontrol hissinizin arttığını görebilirsiniz.