Haydar AS – 01 Ocak 2025
Bir lider çıkıyor, henüz Suriye’deki değişim olmamışken bölgede yararımıza olacak olan bazı gelişmeleri öngörüp cesur bir adım atıyor.
Elini değil, resmen gövdesini taşın altına koyarak oy kaygısı gütmeden “önce ülkem ve milletim” sözündeki iddiayı ispat edercesine bir davranış sergiliyor.
Önce DEM Parti’ye el uzatarak, “Türkiye partisi olun, terörle aranıza mesafe koyun” diyor ve ardından terörist başını işaret ederek “İmralı’daki terör örgütü elebaşı PKK’yı lağvettiğini açıklasın” diyor.
Hatta bir adım daha öteye giderek “Gelsin DEM parti gurubunda açıklasın” diyerek kararlılık vurgusunu perçinleyen iddialı da bir söz söylüyor.
Sonrasında olanları biliyorsunuz zaten…
Ülkenin birlik, beraberlik ve kardeşliğinden yana taraf olmayan hemen her kesim mazrufu bırakıp zarfı ön plana çıkarmaya çalışarak;
Vay efendim bu konuşmayı yapması için cesedimizi çiğnemelidir…
Yok efendim bu çıkış MHP’ye çok oy kaybettirirmiş!
Ettirsin, sana ne kardeşim.. Elinden gelse MHP’yi bir kaşık suda boğmaya hevesli bu kesimler nedense MHP’nin iyiliğini düşünüverdiler birden.
Sen benzer adımlar atmak için ne yaptın derler adama!
Yapmış olduğunuz ittifaklarda muhatabınıza en azından, terörle aranıza mesafe koyun yoksa ittifak yapmayız diyebildiniz mi?
Ama DEM Parti sayesinde oturduğunuz koltuklarda utanmadan sıkılmadan ahkam kesip sahte kabadayılık yapmakta üzerinize yok!
Fakat bu adımı, siyasi ve etnik kimliklerin üzerinde gören büyük bir çoğunluk, destek veren açıklamaları ile katkı sunuyor olmaları güzel bir gelişme elbette.
Son zamanlarda bu çağrıyı daha iyi okuyup anlayanların gitgide artması dikkatlerinizden kaçmıyordur muhtemelen.
Bizlere düşen bu kararlı adımı küçük adımlarla da olsa destekleyip hızlandırmaktır.
Bu arada terörle mücadele tüm hızıyla devam ediyor.
Yani ortada şart şurt veya bir anlaşma yok.
Bu satırları yazarken bile MİT’in nokta operasyonları sonucu etkisiz hale gelen terörist haberleri geliyor bir yandan.
Bu arada terör örgütü neye karşılık silah bırakacak diyenler var. İlk anda doğru bir bakış olarak görebiliriz. Fakat örgüte çözüm sürecinde olduğu gibi benzer bir şans tanınmıyor artık.
Devlet bey, bu konudaki son açıklamasında ilk günkü kararlılığını devam ettirirken özetle;
“Ya silahlar gömülecek, ya da silah tutanlar gömülecek…” diyerek bu şekil düşünenlere en net cevabı veriyor aslında.
Her şey ortada açık ve net, kapalı kapılar ardında değil kamuoyu önünde cereyan ediyor ve edecek.
Fakat Suriye’deki bu değişimi fırsata çevirebilmek ve dosta düşmana güçlü bir Türkiye fotoğrafı vermek için bu kamburu hangi yöntemle olursa olsun bir an önce sırtımızdan atmalıyız.
Vakit tamamdır…
Oyalanacak ve israf edilecek vakit kalmamıştır.