ferhat ünlü

Ferhat ÜNLÜ– 19 Temmuz 2024

“Üçüncü Dünya Savaşı riski görmüyorum, görmek de istemiyorum.”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan. 12 Temmuz 2024.

“Böyle bir risk (Üçüncü Dünya Savaşı) var. Dünya, bu senaryoyu ciddiye almalı.”

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan. 24 Haziran 2024.

“Üçüncü Dünya Savaşı bir bakıma başladı.”

Eski Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar. 16 Temmuz 2024.

Birbirine yakın üç farklı tarihte yapılmış bu üç açıklamadan ne anlamalıyız, sorusuna odaklanacağımız bir yazı olacak. Ve de Türkiye’nin dış politikasına…

Bu görüşlerden üçünün de kendine göre doğruluk raddesi var. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Üçüncü Savaş riski görmüyorum, görmek de istemiyorum” cümlesi; bildiğimiz, geleneksel anlamda, tıpkı bir ve ikinci gibi bir dünya savaşı riskine dair bir cümledir. Bu anlamda bir Üçüncü Dünya Savaşı riski, Albert Einstein’ın leziz bir ironiyle belirttiği şekilde ‘dördüncü dünya savaşı sopalarla yapılacağı’ için, bir başka deyişle insanlık kendi öz medeniyetini üçüncü savaşla tamamen yıkmış olacağı için varsa bile azdır.

Ama işte az da olsa konvansiyonel savaş riski halen vardır. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın söylediği üzere… Böyle bir ihtimal yüzde 25 olsa bile istihbari ve diplomatik mantıkla bu tehdidi ciddiye almalı ve ona göre strateji belirlemelisiniz.

 

POSTMODERN ÜÇÜNCÜ DÜNYA SAVAŞI BAŞLADI

Hulusi Akar’ı açıklaması da bir anlamda doğrudur. Çünkü postmodern bağlamda Üçüncü Dünya Savaşı zaten başlamıştır. Bunu da 2014’den beri dile getiriyorum. Daha ziyade Vekâlet Savaşı ve terör vasıtasıyla yürütülmektedir. Her açıdan daha az maliyetli olduğu için…

Biz, bu daha az maliyetlerle savaşın Adana deyişiyle ‘üteni’nin, yani kazananının belli olmadığı durumlarda ‘zafer’in kimin olduğunu belirlemek için bir konvansiyonel savaşın çıkıp çıkmayacağı sorusuna odaklanalım yazının bundan sonraki bölümünde.

İlginizi çekebilir!  Mafyanın mutasyonuna karşı devlet bağışıklığı

Hakan Fidan’ın “Üçüncü Dünya Savaşı riski var” sözleri nasıl yorumlanmalı? “Bu gerçekten hesabı kitabı yapılmış mesele” diye de devam etmişti Bakan, benim Habertürk TV’de sorduğum soru üzerine. Bu demek ki istihbari bir öngörü hesabı ve daha önce belirli muhataplarıyla da konuşulmuş.

Fidan’ın açıklamasından sonra Milli Savunma Bakanlığı da “Her türlü senaryoya hazırız” açıklamasını yapmıştı, hatırlatalım.

27 Mayıs 2010 ile Haziran 2023 arasında tam 13 sene MİT’in müsteşarlığını ve başkanlığını yapmış; dolayısıyla en uzun surun süreyle, 13 yıl MİT’in başında kalmış biri Fidan.

Evet, dünya savaşı riski var, ama bu konuda oran vermek zor. Yapay zekâ bile bu konuda ketum. Zaten bizim bilemediğimiz bilemez de… Fakat şunu biliyoruz: Diplomasi ve istihbarat devreden çıkar da silahlar patlarsa susturması zor olur. O yüzden Türkiye; askeri, istihbari ve diplomatik açıdan güçlü olmalı, ki bunun için de gereken neyse yapmaya çalışıyor.

Dışişleri Bakanı, yine bu yüzden; yani olası bir savaş riskini önlemeye katkı olsun diye Batılı, Orta Doğulu, Uzak Doğulu, Afrikalı diye ayırmadan pek çok mevkidaşıyla sürekli mesaide. Uzak Doğu’dan Çin’e gitti en son. Güney Kore zaman zaman gittiği bir ülke. Malezya, Uzak Doğu ve Güney Asya’da sık gittiği yerlerden biri.

 

‘TÜRK DEVLETLERİ’NİN ALFABE PLANI

‘Ata toprağı’ Maveraünnehir’e de ülke olarak önem veriyoruz. Yine Dışişleri Bakanı Fidan’ın söylemine yansımış, ‘Türk Devletleri Teşkilatları üyeleri olarak tek alfabeye geçme planının olduğunu’ beyan etmesi önemli. Çünkü Suriye Lideri Beşar Esad bile çok yakın gelecekte alfabe düzenlemesine gideceklerini açıkladı. Türkiye’nin, Atatürk liderliğinde 100 sene önce yaptığını Suriye, yeni yapmaya çalışacak. Ki Suriye, son 13 yılda ziyadesiyle gördüğümüz üzere bir açıdan zaten başlamış olan Üçüncü Dünya Savaşı senaryolarının sahne alanlarından biriydi.

İlginizi çekebilir!  Ramazan'ın Öğretisi: Fıtratın Keşfi

Toparlarsak dünya, bir konvansiyonel savaş riskini de ciddiye almalı evet.

Her şeye hazırlıklı olmalıyız. Yüzde 25 ihtimali bile olsa, ki bu da az değil, dünya savaşı riski de dâhil her şeye…

Bir Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.