abdullah yılmaz çete

Abdullah YILMAZ – 11 Eylül 2024

 

AK Parti’nin en başarısız olduğu iki alandan bir tanesinin eğitim olduğu konusunda bir kanaat var. Bendeniz bu kanaate pek katılmıyorum. Defalarca üzerinden buldozerle geçilmiş, içinden çıkılması artık zor bir hale gelmiş, laikliğin sopasının iliklerine kadar işletildiği ve yıkılmaz bir kaleye dönüştürülmüş olan bir sistemden bahsediyoruz. Bu yaklaşımımı Türkiye’nin gerçeklerini göz önünde bulundurarak değerlendirmenizi ve peşin hükümlü olmamanızı istirham ediyorum.

Evet iddiamı yeniliyorum. Zor ve mayınlı bir alandan bahsediyoruz. Milletin değerlerine tam zıt bir şekilde, hatta bu değerlere düşmanca bir yaklaşımla kurgulanmış çetrefilli bir alandan bahsediyorum. AK Parti hükümetleri dönemlerinde görev alan bakanların kimi az başarılı, kimi çok başarılıdır ama hepsi de vazifelerini en iyi şekilde yapmaya gayret ettiler. Konuyu fiziki açıdan da ele alacak olursak, 2002 yılından beri süregelen dönüşüm çalışmaları vesilesiyle yenilenmeyen okul binası kalmamıştır. Kalanlar da sağlam oldukları içidir. Emeği geçen bakanların her birine bir veli olarak teşekkür ederim.

Belli yaş üzeri insanlar tarih boyunca gençleri kendi gençlik dönemlerine göre kıyaslayarak hep eleştirmişler. Bugün de aynı şeyler yaşanıyor aslında. Yeni nesillerin halini gördükçe eleştiri oklarımızı gençlerin yanı sıra Milli Eğitim’e ve hükümete de yöneltiyoruz ama bu yeni dünya ile olan imtihanı hep beraber kaybettiğimizi kimse hesaba katmıyor. Eleştirilecek çok şey var kabul ediyorum, ancak bu eleştirilerin de ölçülü olması gerekiyor.

Peki Yusuf Tekin’den Ne İstiyorlar?

Daha önce Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşarı olarak görev yapmış olan Yusuf Tekin, yapıyı en iyi bilen isimlerden biriydi. Müsteşarlık döneminde FETÖ’nün hedefinde olduğunu da biliyoruz. Devran döndü ve neticede bu dönem Milli Eğitim Bakanı olarak vazife aldı.

Görev alır almaz Şeriatı konu eden bir kitabından dolayı şeriatçı eleştirilerine muhatap oldu. Kendisine bu konu sorulduğunda “Keşke şeriatı övecek kadar bilgim olsaydı ama yok. O kitap Türkiye’de demokrasi tartışmalarıyla ilgiliydi” diyerek duruşunu ortaya koydu. Hem de lafı eğip bükmeden. Muhataplarına sizin gözünüze gireceğim diye değerlerimden vazgeçemem mesajıydı bu!

Tekin, yine Milli Eğitim Bakanlığının bazı STK’larla yaptığı protokollerden dolayı tartışmalara odak olunca, yine muhataplarının gözünün içine baka baka, “Bunların içinde sizin tarikat-cemaat dediğiniz bizim STK dediğimiz yapılarla toplasanız 10 tane protokolümüz vardır. Ve ben bu protokollerle bize hizmet eden, destek olanlara da teşekkür ediyorum. Onlarla da protokol yapmaya devam edeceğiz. Çünkü onlar çocukların dağa çıkmasını engelliyor. Onlardan siz bunun için rahatsızsınız… Protokol yaptığımız bu sivil toplum örgütleri sizin çocukları dağa çıkarmanıza engel olduğu için çatlıyorsunuz. Ben o STK’larla protokol imzalamaya devam edeceğim. Çocuklarımın dağa çıkmaması için, sizin insan kaynağınıza insan yetiştirmemek için buradan devam edeceğim” sözleriyle derdi milletin değerleriyle savaşı olan tiplere ağızlarının payını verdi.

Eğitim sisteminin içinde istedikleri gibi cirit atmaya, Müslüman çocuklara ateizm gibi, evrim teorisi gibi ne kadar sapkınlık varsa aşılamaya alışmış malum kesimler, Tekin’den gelen cevaplar karşısında deliye ve şaşkına dönmeye devam ediyor.

Ne zamandır sesleri çıkmayan eski Türkiye’de istedikleri zaman istedikleri yerlere ayar vermeye alışkın TÜSİAD tayfası da, şansımızı deneyelim derken sert kayaya çarptılar. Akılları sıra eski alışkanlıklarını yinelemeye çalışırlarken, aldıkları tokat gibi cevaplarla sus pus oldular ve bu tokat kendilerine bir süre yetecektir.

Hele ders zilinin ilk çaldığı günkü “Çanakkale’den Gazze’ye Vatan Savunması” isimli dersi duyunca neler yaşadıklarını da görmek isterdim.

Türkiye müstemleke bir ülke değildir beyler! Kendinize gelmeyi öyle veya böyle öğreneceksiniz. Bunu Fransız okulu da, onların arkasındaki içeriden destekçiler de öğrenecek. Hele Fransız okuluna yaptırım kararı verildikten sonra bakanı sağlı sollu yıpratma operasyonuna maşa olanlar da öğrenecek! Öyle çarşı pazar hep sizin isteğinize göre şekillenmeyecek!

Ara Başlıktaki soruya cevabı verdik ama biz yine de biraz daha açık hale getirelim; Yusuf Tekin’den suya sabuna dokunmamasını, istedikleri gibi olmasını, mevcudu idare etmesini falan istiyorlar, lakin istediklerini bulamıyorlar. Dertleri bu!

Bunca saldırı yaşanırken tam da en çok sahip çıkılması gereken bir bakana neden içeriden anlamlı bir destek gelmiyor, bu da merakımı celbetmiyor değil! AK Parti’nin üst düzey yetkilileri, milletvekilleri bu konuda Tekin’i yalnız bırakıyor. Milli Eğitim Bakanı’nın; trol diye küçümsenen sosyal medya kullanıcılarının, bir grup sağduyulu insanın ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın dışında destekçisi yokmuş gibi bir hava yok mu? Yukarıda zikrettiğim destek olması gerekenler; ya bu konuyu önemsemiyorlar, ya da bu mayınlı alana dahil olmayarak konforlu alanda kalmayı tercih ediyorlar. Bunu da tarih yazıyor!

Yeni maarif modeli de uzun yıllar sonra cesurca planlanmış, nesillerimizin ülkemizi daha da ileri taşıyabilmeleri için kurgulanmış büyük bir emeğin ürünü. Atılan bu adımın hayırlı olmasını diliyorum. Yusuf Tekin’in; “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli neredeyse dünyanın her yerinde kabul gören beceri temelli eğitime geçiş açısından bizim için bir zorunluluktu. Biz geçtiğimiz mayıs ayı itibarıyla beceri temelli eğitim öğretim sürecimizi başlatacağımızı deklare etmiştik. Bugün itibarıyla okul öncesi, 1, 5 ve 9. ve hazırlık sınıfı olan ortaöğretim kurumlarında Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli uygulanmaya başlanacak. Ders kitaplarımız, bu modele uygun olarak hazırlandı.” ifadeleriyle anlattığı ve daha birçok yenilik getiren bu model; inanıyorum ki, çocuklarımızın bizden daha gelişmiş ülkelerin çocuklarıyla rekabet etmelerine vesile olacaktır.

Çanakkale’den Gazze’ye Vatan savunmasının ne manaya geldiğini anlatma derdindeki başta Milli eğitim Bakanı Yusuf Tekin olmak üzere tüm dertli bürokratlara da selam olsun.

Büyük Aile Buluşmasına Davet

Yazımızı önemli bir davetle bitirelim. Ülke çapında yaptıkları hayır faaliyetleri ile tanınan bilinen ve geniş kitlelerce kabul görmüş STK’ların işbirliğiyle bu yıl 3.’sü düzenlenecek olan “Büyük Aile Buluşması” 15 Eylül Pazar günü saat 14.00’te Fatih Saraçhane parkında olacak. Aileyi korumaya kendini adamış birçok yerli ve yabancı özel konuğun konuşmacı olarak katılımıyla düzenlenecek olan etkinlikte, özellikle küresel çapta propagandası yapılan sapkın LGBT’ye karşı bir tepki ortaya konularak farkındalık oluşturulacak. “Dursun Bu Hayasızca Akın” temasıyla düzenlenen bu mitinge tüm okurlarımın ailecek katılımını hararetle tavsiye ediyorum.
Ailemiz bizim her şeyimiz, vesselam…

Bir Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.