
Ceyhun BOZKURT – 15 Nisan 2025
Son birkaç yıldır dünyada ve ülkemizde yaşananlar, öncesindeki onlarca yıl yaşanana bedel gibi. Sadece terör örgütü PKK ve DEAŞ’a karşı 24 Temmuz 2015’te başlayan operasyonları veya 15 Temmuz 2016 darbe/işgal saldırısını püskürtmeyi milat olarak alsak yaşananlar inanılmaz. Hafızalarımızı hızlı bir şekilde yokladığımızda;
-Türkiye’nin sokakları terör örgütleri tarafından işgal edilmiş, buna karşı (Fethullahçı teröristlerle de mücadele etmek zorunda kalan) askerimiz, jandarmamız, polisimiz, korucumuz, sivil bürokrasimiz inanılmaz bir mücadele yürütmüştü.
-PKK terörüyle teslim alınamayan Türkiye’ye 15 Temmuz 2016’da NATO/ABD destekli korkunç bir saldırı gerçekleştirilmiş, kahraman Türk ordusunun içine sızan teröristler ülkeyi işgal etmeye kalkmış, 251 şehit veren büyük milletimiz, askerimiz, polisimiz, saldırıyı püskürtmüştü.
-Eş zamanlı olarak DEAŞ, DHKP-C gibi terör örgütleri de harekete geçirilmiş, 2015’ten itibaren ülkemizin çeşitli kentlerinde terör saldırıları artmıştı. İnsanlarımız artık toplu taşımaya binmeye, kalabalık caddelere çıkmaya korkar hale gelmişti.
-Yine eş zamanlı olarak siyasi kaos tetikleniyor, kaos sahipleri Türkiye’nin milli hamlelerinin önüne geçmeye çalışıyorlardı. Bu kapsamda iç savaş senaryoları hazırlanıyordu. Örneğin 7 Haziran 2015 seçimleri sürecinde Türkiye’nin Alevi-Sünni, Türk-Kürt çatışmasına evrilmesi için büyük bir provokasyon hazırlığı yapılmıştı. Bu plan, Genelkurmay Başkanlığı’nda vatandaşlarımıza ateş etmesiyle görüntülere yansıyan sözde tuğamiral özde Fetullahçı terörist Sinan Sürer’in Genelkurmay’daki odasında bulunmuştu.
-Sınırımızın ötesinde önce Suriye’yi sonra da Türkiye’yi parçalayacak bir terör devletçiği hazırlığı yapılıyordu. İçerideki hain ve Fetullahçı teröristler eliyle zayıflatılması amaçlanan Türk ordusunun, bu terör devletçiğine müdahalesinin önüne geçmek için her türlü dolap çevrildi.
-Uçak düşürme hadisesiyle Türkiye ile Rusya arasında büyük bir gerilim, belki de savaş planlandı. Böylece iki ülke de zayıflatılacak ve istenilen operasyonun kıvamı oluşturulacaktı.
-Alt alta satırlarda yazdığımız bu saldırıların hepsi kararlı, sabırlı ama kolay olmayan bir mücadeleyle püskürtüldü. Saldırılar halen sürüyor. Daha geçen yıla kadar Gri Liste garabetiyle uğraşıyorduk. Yine yaklaşık 1,5 yıldır İsrail saldırganlığına karşı direniyoruz. İçeride ailecek İsrail istihbaratına çalışanlar tespit ediliyor. Daha tespit edilemeyen kimler var mesela.
Kolay olmayan süreç…
Hariciye, yani Dışişleri hattımız önemli.
Günümüzde de başka problemler çıkmaya başladı. İlmek ilmek işlenen Türk Devletleri Teşkilatı, geleceğe damga vuracak. Türk devletlerinin siyasette, ekonomide, askeriyede, enerjide dünyanın önde gelen ülkeleri haline gelmesi için büyük çaba sarf ediliyor. Ama bir anda üç Türk devletinin çıkıp Rumları tanıması, mücadelenin halen kararlılıkla sürmesi gerektiğini gösterdi. ABD ve AB sevdamız nedeniyle “Aman Rusya ve Çin’e karşı hamle yapıyorlar, ABD ve Avrupa ülkeleri bizim müttefiklerimiz sonuçta” derseniz, çıkıp Rumları tanıtıp, Kıbrıs Türk’ünü devre dışı bırakırlar.
Hariciyemizdeki Batı emperyalizmine teslim olmuş zihniyetle mücadele önemli bir savunma hattını oluşturuyor. Bu sadece mevcut yönetim açısından söylemiyorum. Muhalefetin de yok bir farkı. CHP Hariciye politikasını Namık Tan gibi bir isme teslim etti. Tan, CHP’nin dış politika temsilcisinden çok Washington-Londra-Tel Aviv hattının CHP temsilcisi gibi davranıyor. Bu nedenle Hariciye hattı önemli.
Emniyet, yargı, medya hattı önemli…
2023 seçimlerinin hemen ardından birilerinin Cumhur İttifakı’nı parçalamak, MHP’yi, lideri Devlet Bahçeli’yi, bir önceki İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’yu yıpratmak amaçlı kumpas süreçleri şimdilik püskürtülmüş gözüküyor ama bu kesimlerin pusuda beklediği kesin. Örneğin Ayhan Bora Kaplan ve Sinan Ateş cinayeti soruşturmasının üstüne bir de son günlerde kulağımıza acayip acayip bilgiler gelen fenomenler dosyasının iyice incelenmesi gerekiyor. Birçoğumuzun yaşam tarzına kızıp (ki yaşam tarzının eleştirilecek boyutta olmasının Türk Ceza Kanunu’nda bir cezai karşılığı yok) “iyi olmuş” dediği ünlü fenomen çift davasında gizli tanıkla ilgili duyduklarım, hepinizi dehşete düşürecek boyutta (Sonraki yazılarımızda bunun detaylarını da aktarırım).
Bu sözünü ettiğim dosyalarda emniyet ve yargıdaki ekipler ile servislerin hep aynı kişiler olması çok dikkatimi çekmişti. Bana FETÖ kumpaslarını hatırlattı. Şu mesaj veriliyor olabilir: Sen misin 15 Temmuz gecesi sokak sokak NATO’ya, Gladyo’ya, Fetullançı teröristlere direnen, Cumhur İttifakı’nı kuran, FETÖ’yü, PKK’yı, DEAŞ’ı vb. zayıflatan? Seni bitirmek, itibarsızlaştırmak için her türlü kumpası yaparız. İşte bunun için Emniyet, yargı, medya hattı da son derece önemli.
Özetle, zor dönemdeyiz. Bu zor dönemde kumpasçılarla, muhiplerle değil Türk milletine ve hukuka inananlarla yol yürümek zorunlu.