54 kez görüntülendi.
hüseyin alemdar

Hüseyin ALEMDAR – 11 Aralık 2024

 

Esad devrilirken İsrail Suriye’deki kritik noktaları bir bir vuruyordu. Türkiye’deki Esad aşıkları “Gördünüz mü? İsrail muhaliflere destek veriyor, muhaliflere karşı kullanmasın diye kimyasal silah tesislerini vuruyor” diye yaygara koparıyordu. Saatler sonra muhalifler Şam’ı ele geçirdi, Esad ülkeden kaçtı. Suriye’de sevinç gösterileri düzenlenirken, binlerce Suriyeli vatanına dönüşe geçmişken ‘Netanyahu rejimi’ Suriye’deki kritik noktaları vurun talimatı verdi.

Şam’ın muhaliflerin eline geçmesinden saatler sonra İsrail Golan tepelerinin Suriye kısmındaki tampon bölgeyi işgal etti. Yüzlerce hava saldırısıyla kurumlar, askeri tesisler, limanlar ve donanmalar paramparça etti. Ve dolayısıyla Esad aşıklarının tezi ağızlarındaki tükürüğü yutmadan çöktü.

İSRAİL’İN ŞAM’I İŞGAL HAYALİ SIR DEĞİL

İsrailli psikopatlar, Gazze’den sonra Şam’ı, sonra da Mekke-Medine’yi topraklarına katacaklarını her fırsatta dile getiriyorlardı. Güç boşluğu oluşunca Suriye ve Lübnan arasındaki Hermon Dağı İsrail’in kontrolüne geçti. Bu dağ başkent Şam’a 40 km mesafede. Askeri uzmanlara göre bu hakim dağın İsrail’in eline geçmesi Şam’ın çok kolay şekilde hedef alınmasına olanak sağlıyor.

Ancak İsrail’in bunu yapmasındaki amaç bir korkunun eseri. Zaten bunu Netanyahu da söylüyor. “Suriye’deki saldırıları İsrail’in güvenliği için yapıyoruz” dedi verdiği demeçte. İsrail’in Şam’ı ele geçirecek gücü bu aşamada yok. Hayalleri Arz-ı Mevud olsa da sabretmeyi de iyi bilir Siyonistler.

İSRAİL SURİYE’DEN NE İSTİYOR?

İsrail kendine bir cisim yaklaştığını görüyor. Esad onlar için tehlikesiz, niteliksiz ve zayıf bir düşman(!)dı. Şimdi ise Suriye’de Türkiye’nin desteğine ve doğrudan etkisinde olan bir yönetim oluşuyor. Esad’ın Filistin, Kudüs, Mescid-i Aksa diye bir derdi yoktu. Suriye’nin yeni yönetiminin ise ideolojisinin temelinde bu kavramlar altı kalın çizgilerle yer buluyor. Bu nedenle Suriye’nin askeri-teknolojik kapasitesi hedef alınıyor.

İlginizi çekebilir!  Kendimizle Baş Başa Kalmanın Anksiyete Üzerindeki Etkisi

 

PKK-İSRAİL İTTİFAKI

Türkiye ve SMO’nun PKK’yla mücadelesi ABD ve İsrail’i endişelendiriyor. Suriye’de mevzilerini kaybeden PKK/YPG/PYD, İsrail’le temas alanını genişletti.

Jerusalem Post gazetesinde yer alan haberde teröristlerin İsrail’den yarım ve koruma talep ettiği ifade edildi. Her gün bir İsrailli yetkili “Suriye’deki Kürtlerin durumundan endişeliyiz” diyor. Önümüzdeki süreçte bu irtibat daha da güçlenecek. Tabii Suriye’de PKK kalırsa.

KANDİL KADROSU İYİ TAHLİL YAPIYOR!

Rejimin düşmesine saatler kala, lider yurt dışına kaçmışken “Esad’la görüşün, genel af ilan etti” diyen muhalefet liderleri var Türkiye’de. Süreci okuma yetenekleri bununla sınırlı. Kandil’deki terör baronları kadar durum-etki analizi yapamıyorlar.

PKK elebaşı Mustafa Karasu “Türk Devleti ve ÖSO çeteleri ile HTŞ, rojavaya saldırma planı içindeler, bunun hesabını yapıyorlar. rojovanın savunması bütün kürdistanın savunmasıdır. ‘İsrail’i tasfiye edeceğiz’ yaklaşımları doğru değil. Rejim yıkılıyorsa, herhalde onun yerine HTŞ, İsrail’in güvenliğini sağlayacak değil. Eğer İsrail’in güvenini sağlama söz konusuysa, Esad’ın Suriye’deki yönetiminin ideolojisi, yaklaşımı belki daha yatkındır. İsrail’le veya Batı’yla uzlaşma içine girebilirdi. Şimdi bunların ne olacağı belli değil.” diyor. “Esad gitti ama”cılara daha ne desin ki!

TÜRKİYE-İSRAİL SAVAŞI BAŞLIYOR

Cumhurbaşkanı Erdoğan 15 Mayıs 2024’te “Hamas, Gazze’de Anadolu’nun ileri hat savunmasını yapıyor. Bunu göremeyecek kadar kör müsünüz? Bunu anlamayacak kadar mı idrakiniz kapandı? İsrail durdurulmazsa gözünü er ya da er geç Anadolu’ya dikecek. İsrail Gazze’de sadece Filistinlilere saldırmıyor, bize saldırıyor bize!” demişti.

Sanırım o gün yaklaşıyor. İsrail, Amerika ve PKK’yla birlikte savaşı Anadolu coğrafyasına taşımak istiyordu. Ancak Türkiye Suriye’de yaşananlarla birlikte savaşı İsrail sınırına, İsrail coğrafyasına taşıyor. Gazze ve Beyrut’un etkisizleşmesinin ardından Şam savaşın merkezi oluyor. Yukarıda anlattığım saldırılar ve işgalin de nedeni bu.

İlginizi çekebilir!  Engin Alan Paşa'nın Uyarıları-2

Erdoğan 10 Aralık’ta yaptığı açıklamada ise İsrail’e meydan okudu. “Suriye’ye yapılacak her saldırı karşısında bizi bulacak. Suriye’nin bölünmesine izin vermeyiz. Birilerinin sırtını dayadığı güçlerden aldığı cesaretleri, fanatik inançları, sapkın ideolojileri, hastalıklı hayalleri uğruna bölgemizi kana ve ateşe bulamasına seyirci kalmayacağız” dedi Cumhurbaşkanı. İsrail mesajı Erdoğan vermeden almıştı zaten.

Yarın Suriye’nin güneyinde, İsrail sınırında Türk askeri devriye atabilir, gözlem noktaları-üsler kurabilir, hava savunma ve taarruz sistemlerini bu bölgeye yerleştirebilir. İsrail’in bütün derdi kederi bu. İsrail’le sıcak savaş ihtimali dosyası Ankara masalarında üst sıraya çıkmış olmalı.

İsrail bu savaş ihtimalini göze alamadığı için oluşacak yeni Suriye yönetimine doğrudan, ABD aracılığıyla diplomasiyle, PKK aracılığıyla asimetrik savaşla, Mossad aracılığıyla yönetimdeki grupların birbirleriyle çatışmasına zemin hazırlama gibi faaliyetlere yönelecektir. Umarım Suriyeliler tuzağa düşmez.

Bir Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.