celalettin yavuz

Prof. Dr. Celalettin Yavuz Güvenlik Politikaları Uzmanı, 12 Kasım 2024

 

Önceki bölümde Büyük Selçuklulara bağlı, Anadolu’da kurulan Çaka Beyliği, Ahlatşahlar Beyliği ile İnaloğulları beyliği özetlenmişti. Bugün Anadolu (Türkiye) Selçukluları ele alındı.

Büyük Selçukluların Anadolu topraklarına gelişi, Malazgirt Meydan Muharebesini takiben, uç komutanlarınca Anadolu’da beylikler kurulması sonrasında Anadolu hakimiyeti Türkiye Selçuklularına nasip olmuştur. Türk tarihinin en görkemli dönemi olan Osmanlıların da nüvesini Anadolu Selçuklularının oluşturduğu söylenebilir. Bizans ile Anadolu coğrafyası uğruna mücadeleler yanında Haçlı ordularıyla mücadeleleri de İslam tarihi ve dünya tarihinin akış seyrini etkilemişlerdir. Dönemlerinde dünyanın en büyük tehlikesi Moğollarla mücadeleleri Anadolu’nun tamamen harap olmasını engellediler.

Dandanakan Savaşı sonrası Büyük Selçuklu Devleti kuruldu, Tuğrul Bey Horasan sultanı ilan edildi. Selçuk Bey’in torunlarından Kutalmış da fetihleri genişletmek üzere doğrudan Tuğrul Bey’in hizmetindeydi. Ancak bu büyük Selçuklu şehzadesi, Tuğrul Bey’in saltanatının son zamanlarında başlattığı ve bastırılamayan isyanını, Alp Arslan’a karşı da sürdürürken hayatını kaybetti. Savaşta oğulları Süleyman Şah, Mansur, Devlet ve Alp İlig yakalanıp hapsedildiler. Alparslan’ın 1072’de erken ölümü üzerine yerine geçen oğlu Melikşah, komutanlarına Anadolu içlerine akınlar düzenlemeleri emrini verdi.

Bizans tarafından sömürge haline gelmiş olan Anadolu’ya seferlerde görevlendirilen komutanlardan en çok göze çarpanı Kutalmış’ın oğlu Süleyman Şah’dı. Aslında bu güçlü komutan hem saltanat makamından uzaklaştırılmak hem de kendisine bağlı olan güçlü ordusundan istifade etmek amacıyla Anadolu Seferlerinde görevlendirilmişti. 1074’te Antakya’dan Anadolu’ya giren Süleyman Şah, Konya ve çevresini takiben 1075’te İznik’i Bizans’tan alarak istiklalini ilan etti. Sadece 3 yıl içerisinde 700 Km’lik bir hat üzerinde ilerleyerek 1075 yılında İznik’e kadar ulaşan Süleyman Şah, Anadolu’ya giren Oğuz/Türkmen kabilelerini de birleştirdiği gibi büyük kitleler halinde Anadolu’ya gelmelerini sağladı.

Malazgirt hezimetinin çöküntüsü ve iç karışıklıklar sebebiyle Bizans’ın direnciyle karşılaşılmadığı gibi Bizans ordusunda Türklere karşı oluşmuş büyük bir korku hâkimdi. Bölgedeki zaferlerle Süleyman Şah, Büyük Selçuklu Devletine bağlılığını reddederek 1077’de bağımsızlığını ilan etti. İznik ve İzmit’i tamamen kontrol altına aldıktan sonra devletinin sınırlarını Güney Marmara bölgesinden batıya doğru genişleyerek Çanakkale Boğazı’nın kontrolünü ele geçirdi, Marmara denizine giren ve çıkan gemilerden vergi tahsil etmeye başladı.

Bizans’ın çevresini kuşatan Anadolu Selçukluları Bizans’ın tek ve yegâne düşmanı haline geldi. Süleyman Şah Bizans’ın iç karışıklığından da yararlanıyordu. Anlaştığı Dukas sebebiyle Nikeforos’u karşılamak için Kütahya-İznik hattına doğru ilerlediğinde, Nikeforos’tan daha cazip bir teklif alınca Dukas’a verdiği desteği çekerek Nikeforos’a destek verdi. Nikeforos, Dukas’ın yerine III. Nikeforos ünvanıyla Bizans İmparatoru oldu. Bu destek karşılığında Selçuklu Türkmenleri İstanbul Boğazı kıyılarına kadar yerleşme imkanı buldular. Çanakkale Boğazının denetimi tam anlamıyla Anadolu Selçuklularına bırakıldı.

Süleyman Şah, Çin’in Göktürkler ve diğer Türklere uyguladığı muhaliflere destek/zayıflatma ve isyan hareketlerini teşvik stratejisini Bizans’a da uyguladı. İmparator olmasını sağladığı III. Nikeforos’un muhalifi ve tahtı ele geçirmek için ayaklanan Melissenos’a destek vererek Bizans’ın iç karışıklıklarla zayıflamasını sağladı. Melissenos’un isyan girişimi başarıyla sonuçlanmadı ancak Bizans hem isyanlarla zayıflamış hem de ülkenin Batı sınırları olan Balkanlarda Bizans’a karşı ayaklanmalar ve taarruzlar hız kazanmıştı. Anadolu Selçuklu Devletine karşı koyamayan Bizans, vergi yoluyla Selçuklu Akınlarından korunma yoluna gitti.

Batı sınırlarını güvence altına alınca hakimiyetini Doğu ve Güney istikametlere doğru genişletmek üzere 1082’de çıktığı seferde Adana, Tarsus ve Misis bölgesini, ardından da Antakya’yı aldı. Süleyman Şah’ın bu ilerleyişi Suriye Selçuklu Melik’i Tutuş’u tedirgin etmişti.

  1. Mustafa Ersöz dedi ki:

    Kutalmış’ın oğlu Süleyman Şah, sanırım Ertuğrulgazi nin babası Süleyman Şah değil herhalde.

Bir Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.