Prof.Dr. Celalettin Yavuz Güvenlik Politikaları Uzmanı, 20 Ekim 2024
Önceki bölümde Büyük Selçuklulara bağlı diğer Selçuklu melikliklerinden Irak-Horasan Selçukluları ile Kirman Selçukluları özetlendi. Bugün ise Suriye Selçukluları ele alındı.
Suriye Selçukluları (1092-1117): Suriye fâtihi Emir Atsız’ın Kahire yakınlarında Fatımiler karşısında mağlûbiyeti sırasında öldüğü zannedilince, Sultan Melikşah 1077’de Suriye’yi kardeşi Tutuş’a verdi. Fakat Atsız’ın, Sultan Melikşah’a hayatta olduğunu bildirmesi üzerine, Tutuş’a Haleb bölgesine gitmesi emredildi. Bir süre sonra Fatımiler Şam’ı kuşatınca, Atsız, Melik Tutuş’u yardıma çağırdı. Atsız’ın ölmesi üzerine Tutuş, daha önce hâkim olduğu Suriye şehirlerini ele geçirdi (1079). Sonra da Kudüs’ü aldı. Böylece Tutuş, Büyük Selçuklu Devleti’ne bağlı olarak, başşehri Şam olmak üzere, Suriye Selçuklu Devleti’ni kurdu.
Melik Tutuş, Ukayli kabilesinden Müslim bin Kureyş’in ardından Antakya’yı fetheden Süleyman Şah’a karşı Artuk Bey’le birlikte Ayn Seylem’de muharebe ettikleri sırada 1086’da Süleyman Şah hayatını kaybetti. Tutuş, Melikşah’tan aldığı yardımcı kuvvetlerle 1090’da Humus’u fethetti. Tutuş, kardeşi Melikşah’ın ölümü üzerine kendisini Büyük Selçuklu sultanı ilan ederek üzerine yürüdüğü Berkyaruk karşısında 1095’te savaşı ve hayatını kaybetti.
İki oğlundan Rıdvan Halep’te, Dokak ise Şam’da bağımsız hareketlerini sürdürdüler. Rıdvan kardeşini sıkıştırarak Suriye hükümdarı olmuşsa da kısa bir süre sonra anlaşamayarak iki ayrı şehirde devleti paylaştılar. Rıdvan, Mısır Fatımileriyle anlaşan Haçlılara kaybetti. Şam’daki Atabeğ Tuğ-tegin’le anlaşamadığı için Kudüs’e ilerleyen Haçlılara karşı başarılı olamadı. 1098’de haçlılar Antakya’yı ele geçirdi. Rıdvan, haçlıların ele geçirdiği Kella kalesine yaptığı seferde mağlûp oldu. Haçlılar, Halep’i kuşatma hazırlıklarına başladıkları sırada Malatya Emiri Danişment komutasındaki bir Müslüman ordusu tarafından sıkıştırılınca geri çekildiler.
Rıdvan’ın eski veziri Cenahüddevle, haçlılardan Efsuna kalesini ele geçirerek Rıdvan üzerine baskın düzenledi. Fakat Rıdvan, eski veziriyle anlaşmayı tercih etti. Halep çevresine saldırarak birçok Müslümanı katleden Urfa ve Antakya Haçlıları, 1104’te Sökmen Bey ve Emir Çökürmüş idaresindeki Türk kuvvetlerince Harran’da mağlup edildi. Ardından Haçlıların Artah kalesini kuşatması ve yardım talebi üzerine Rıdvan’ın kuvvetleri, Kmnesrin’de karşılaştıklarında Haçlıların barış teklifi kabul edilmedi, ancak savaşı kaybeden Rıdvan Haleb’e çekildi.
Haçlılar Halep bölgesini yağmalayınca Rıdvan; Artukoğlu İlgazi ve Sincar hâkimi Alp bin Arslantaş ile ittifak kurdu. Fakat bu müttefikler önce Çökürmüş’ün idaresindeki Nusaybin’e saldırınca, İlgazi ile Rıdvan’ın arası açıldı. Rıdvan sonunda Haçlılara karşı Büyük Selçuklu Sultanı Muhammed Tapar’dan yardım istedi. Mevdud’un komutasındaki, Selçuklu ordusu Teü-Başir’i kuşattı. Fakat başarısızlıkla neticelendi. Rıdvan, Büyük Selçuklu ordusunun Halep’e istedi. Halep önlerine gelen Mevdud, askerin halka kötü davranması üzerine Rıdvan’ın şehir kapılarını kapamasına yol açtı ve Selçuklu ordusu Halep’ten ayrılmak mecburiyetinde kaldı.
Rıdvan, artan haçlı baskısı karşısında, 1112’de Dimaşk hâkimi Tuğ-tegin ile bir anlaşma yaptı. Tuğtegin, bir süre sonra kendisini tehdit eden haçlı ordusuna karşı melik Rıdvan’dan yardım istedi. Rıdvan, senelik vergi verdiği Antakya hâkimi Roger’den çekinerek bu davete uymadı. Fakat Tuğ-tegin ve Mevdud’un Haçlılara karşı Taberiyye muharebesini kazanmaları üzerine yüz atlı gönderdi. Bu duruma kızan Tuğ-tegin, aralarındaki anlaşmayı bozdu. Bu olaydan sonra şiddetli bir hastalığa yakalanan Rıdvan, Aralık 1113’te Halep’te vefat etti.
Melik Rıdvan sonrası Selçuklu Sultanı Sultan-şah zamanında yönetim Selçuklu ailesinden olmayan Lu’lu’nün elinde iken bu kişi öldürüldü. Bunun üzerine Halep, halkın daveti ile 1117’de gelen Artukoğlu İl-Gazi’ye geçti. İlgazi Halep’e tamamen hakim oldu ve Sultan-şah’ı da hapsetti. Böylece Halep Melikliği, dolayısıyla Suriye Selçuklu Devleti, sona ermiş oluyordu. Şam’da ise 1128’de öldürülen Tuğ-tegin’in oğlu Tac’üd-din Böri ile Böri oğulları (Şam Atabeyliği) yönetimi devraldılar.
Not: Yazı dizisi “Türk Kimliği Üzerine-43” ile devam edecektir.