35 kez görüntülendi.
adem kılıç

Adem KILIÇ – 06 Ocak 2024

 

20 Ocak’ta Beyaz Saray’a dönmeye hazırlanan Trump’ın şimdiye kadar açıkladığı ekibi ve Ortadoğu ile ilgili yaklaşımının ortaya koyduğu işaretler, İran’ın önümüzdeki yıl rejim değişikliği için ABD’nin yoğun baskısıyla karşı karşıya kalacağını gösteriyor.

Geçtiğimiz günlerde 100 yaşında hayatını kaybeden Jimmy Carter’ın, İran İslam Devrimi’nin gerçekleştiği 1979’da İran’a karşı başlattığı izolasyon politikasından bu yana ABD, kırk yılı aşkın bir süredir İran’da rejimi devirmek istiyor.

1979’daki İran’da gerçekleşen İslam Devrimi, Amerikan yanlısı Şah Pehlevi’ye karşı yapılmış ve bu devrim ile o tarihte Tahran’daki ABD büyükelçiliğinde yaşanan rehine krizi, ABD’nin küresel imajına ve bölgesel çıkarlarına büyük darbe vurmuştu.

Zira Şah Pehlevi,1953’te ABD-İngiliz darbesiyle iktidara getirilmişti ve 26 yıl boyunca seçimler olmaksızın İran’ı yönetmiş ve Amerikan silahlarının en büyük alıcılarından birisi olmuştu.

Şah Pehlevi’nin devrilmesi, İran’ı hedef tahtasına oturttu. Nitekim Amerikalılar 1980-1988 yılları arasında da bu rejime karşı Irak-İran Savaşı’nı tetikledi ve ardından gelen Irak işgali ve bölgesel gelişmeler sırasında, İran’a karşı yaptırımlar ve ABD izolasyonu devam etti.

2015 yılında Obama yönetiminin aracılık ettiği İran nükleer anlaşmasının imzalanmasıyla hafifletilen felç edici ekonomik yaptırımlar Trump’ın ilk döneminde yeniden tersine çevrildi.

Trump ilk döneminde, İran’ın en üst düzey komutanlarından birisi olan Kasım Süleymani’ye suikast emri verdi, nükleer anlaşmadan çekildi, İran karşıtı Arap Devletleri’nin İsrail ile Abraham Anlaşmaları’na yönlendirdi ve İran’a karşı “maksimum baskı” politikası uyguladı.

Gelinen noktada ise; Suriye’de İran destekçisi olan Esad’ın düşmesi ve İran’ın “Direniş Ekseni” olarak tanımladığı grupların 15 ayını geride bırakan Gazze’deki soykırım savaşı nedeniyle yıpranmış olması, İran’ın giderek daha fazla savunmasız hale geldiği izlenimi oluşturuyor.

 

İlginizi çekebilir!  Kazanan Seçmen Oldu!

Yeni dönem

İran ile nükleer görüşmelerden çekilen ve İran’a karşı “maksimum baskı” politikası izleyen Trump’ın Beyaz Saray’a geri dönüşü ve Suriye’de Esad’ın düşüşü, İran için yeni bir baskı sürecini tetikleyecek gibi görünüyor.

Amerikalı şahinler ve İsrail’in aşırı sağcı ve soykırımcı yönetimi de “rejim değişikliği için mükemmel bir zaman” olduğunu düşünüyor ve Trump yönetimine şimdiden baskı yapmaya başladılar.

Nitekim; Demokrat Senatörler Cory Booker ve Jeanne Shaheen ile Cumhuriyetçi Senatör Ted Cruz geçtiğimiz hafta “İran’da değişim” çağrıları yaptı.

Hatta Cumhuriyetçi Senatör Ted Cruz yaptığı açıklamada; “Uzun zamandır İran’da rejim değişikliği için açık bir şekilde çağrı yapıyoruz. Artık Ayetullah düşecek, mollalar düşecek ve İran’da özgür ve demokratik seçimler göreceğiz. Değişim çok yakında gelecek.” ifadelerini kullandı.

Yine Trump’a yakın olduğu bilinen ve Beyaz Saray’ın eski ulusal güvenlik danışmanlarından James Jones da, “Suriye hükümetindeki tektonik değişim İran halkı için de değişimin mümkün olduğu anlamına gelmelidir.” açıklaması yaptı.

Trump da seçim kampanyası sırasında İsrail’in İran’ın nükleer tesislerine askeri saldırı planlarını desteklediğini açıklamıştı.

İkinci ve son kez başkanlık görevini yürütecek olan Trump, İran’daki rejim değişikliğinin kendi siyasi mirası için büyük bir başarı olabileceğini ve böyle bir zaferin, Rusya-Çin-İran bloğuna karşı da büyük bir başarı olacağını düşünecektir.

Tüm bu veriler ışığında 2025 yılının, ABD’nin İran’ı hedef alacağı ve rejim değişikliği için “elinden gelen her şeyi yapacağı” bir yıl olacağı net bir şekilde görünüyor.

  1. Av. Yıldız Özel dedi ki:

    Süper

Bir Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.