Trump ve Netanyahu İran Nükleer Tesislerine Saldırıya Hazırlanıyor! – Adem Kılıç

Adem KILIÇ – 31 Mart 2025

Son dönemdeki ABD’nin askeri olarak imza attığı stratejik konuşlanmalar, soykırımcı Netanyahu güdümündeki İsrail yönetiminin yaptığı açıklamalar ve Trump yönetimindeki ABD’nin bölgesel politikaları, önemli bir askeri harekat için hazırlık yapıldığını gösteriyor.

 

ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth’in talimatı ile, ABD ordusunun özellikle B-2 bombardıman uçaklarını Hint Okyanusu’nun kalbindeki bir Amerikan üssü olan Diego Garcia’ya konuşlandırması ve ABD uçak gemilerinin, İran’a ve vekil güçlerine karşı savunmasız kalabileceği Basra Körfezi’ndeki pozisyonlardan uzaklaştırılması, net bir şekilde yaklaşan bir saldırının ilk emareleri olarak görülebilir.

 

Trump’ın ikinci döneminde “savaşları bitirme” taahhüdünü baz alan analistler, yüksek ihtimalle bu yaklaşıma karşı çıkacaktır.

 

Ancak bu analistler; Trump’ın bu taahhüdünün “güç yoluyla barış” stratejisi gereği, aslında “çatışma potansiyeli olan alanlarda ABD politikalarını etkin hale getirecek keskin adımları” da kapsadığını gözardı ediyor.

 

Gelinen noktada Trump; ikinci ve ABD kanunlarına göre son başkanlık dönemini yaşadığı bu süreçte, ilk döneminde İran nükleer anlaşmasından çekilme ve “tam baskı” politikasını uygulama gibi adımlarla şekillendirdiği süreci, “ İran sorununun kesin çözümü” mantığı ile askeri bir hamle ile taçlandırabilir.

 

Bölgede Değişen Dengeler ve Trump Etkisi

 

Gazze’deki soykırımın üzerinden geçen yaklaşık 18 ay, şüphesiz olarak İran’ın “Direniş Ekseni” olarak adlandırdığı grupları zayıflattı ve özellikle Netanyahu bu durumu, Trump’a bir “fırsat” olarak sunmaya çalışıyor.

 

Zira; George Bush’tan itibaren ABD’de göreve gelen neredeyse her başkan, İran’a olası bir saldırıyı masasında buldu ancak “İsrail’in güvenliği” nedeniyle bu seçeneği kullanmadı.

 

Gelinen noktada ise Trump, tüm bu şartları gözönünde bulundurarak, askeri olmayan çabaların Tahran’ı engelleyememesi halinde, İran’ın nükleer ve askeri tesislerine askeri saldırı seçeneğini hayata geçirecek gibi görünüyor.

İlginizi çekebilir!  Soykırımda ikinci aşama…

 

Nitekim; “ABD elitlerinin ve Trump’ın İsrail’in güvenliğine olan bağlılığı” ve “İran’ın nükleer programını dizginlemek” için diplomatik mekanizmaların işlememesi gerekçesinin ardına sığınması, askeri güç kullanımının rasyonalize edilmesi açısından yeterli bir sebep olarak görülüyor.

 

Saldırı Nasıl Gerçekleşecek?

 

Netanyahu yönetiminin içeride yaşadığı sıkışmışlığın telafisi, Trump’ın Gazze konusundaki Riviera Planı’nın hayata geçirilmesi ve Gazze’deki soykırımın gözlerden uzak kalabilmesi için tek seçenek var.

 

O da; daha büyük bir savaş!

 

ABD ve İsrail’in, sadece hava saldırıları ile İran’ın dağların altına gömülü nükleer tesislerini tamamen yok etmesi zor görünüyor. Ancak ABD ve İsrail, yüksek ihtimalle büyük bir saldırı ile İran’a mesaj verecek, İran’ı zayıflatmak ve İran içerisinde bir yönetim değişikliğini tetiklemek için fırsat yaratmak hedefi ile hareket edecek.

 

Gölge CIA olarak adlandırılan Stratfor’dan, Fox News ve VAO News’e kadar çok sayıda kuruluş, Netanyahu’nun Trump’a sunduğu son raporların, ABD ve İsrail’in bu güne kadar tehdit olarak gördüğü İran’ın vekil güçlerinin hiç olmadığı kadar zayıf olduğu yönünde.

 

Bu raporlara göre, İran’ın vekil güçlerinin zayıflatılması, İsrail’e olan tehditleri büyük ölçüde azalttı ve bu konudaki tek engel olarak Husiler kaldı.

 

Bu bilgiler, aslında son dönemde Trump yönetimindeki ABD’nin, neden Husi güçlerini tek hedef olarak gördüklerini de açıklıyor.

 

İşte tam da bu nedenle ABD-İsrail saldırıları yaklaşık 1 aydır tüm dünya tarafından da takip edildiği üzere Husiler üzerinde yoğunlaşıyor.

 

Olası bir saldırıda, başta Basra Körfezi’ndeki ABD tesisleri olmak üzere bölgedeki ABD tesisleri İran’ın hedefi olabileceğinin aşikar olduğunu gören Trump yönetimi, özellikle de ABD’nin Bahreyn’deki beşinci filosunu daha aktif hale getirmek için adımlar atıyor.

 

Diğer yandan ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth’in geçtiğimiz günlerde açıkladığı talimatı ile, ABD ordusunun özellikle B-2 bombardıman uçaklarını Hint Okyanusu’nun kalbindeki bir Amerikan üssü olan Diego Garcia’ya konuşlandırması da bu tezi net bir şekilde destekliyor.

İlginizi çekebilir!  O “Geri Zekalılar” Sizi İktidar Yapacaktı!

 

Nitekim ABD’li kaynaklara göre, İran’ın menzili dışında olan uçak gemileri de sürecin bir parçası olarak devreye girecek.

 

Zira; İran’a şu anda yakın olan ABD uçak gemileri İran’ın insansız hava araçlarına ve gemisavar füzelerine hedef olabilir.

 

Sonuç

Tüm bu dengeler ve ortaya çıkan diğer emareler, Orta Doğu’da yeni bir çatışma için zamanın giderek daraldığını gösteriyor.

 

Görünen o ki; satranç taşları yerlerine yerleştiriliyor ve çatışmayı kontrol altına almak ya da gerekirse ikinci bir saldırı başlatmak için ABD gemilerinin Basra Körfezi dışında yeniden konumlandırılması bu sürecin başlamasının en net sinyali olacak gibi görünüyor.

Bir Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.