Fatih ÜNLÜ – 03 Şubat 2025
Trump uçakta gazetecilerle yaptığı sohbette Gazzelilerin Mısır’a, Sina’ya ve Ürdün’e gönderilebileceklerini söylemiş. Bu ülkelerin de Gazzeli Filistinlileri almaları gerektiğini! İfade eden Trump “Gazze şu anda bir yıkım sitesi gibi, 1, 1,5 milyon Gazzeli geçici olarak veya uzun süreli başka ülkelere gidebilir.” demiş.
Biliyorsunuz Trump’ın dile getirdiği bu fikir, fanatik Yahudilerin, Siyonistlerin uzun zamandır dillendirdikleri sapkın bir planın bir parçası.
Önce Sayın Trump’a şu iki önemli hususu soralım:
1. Soru:
Gazzeliler on binlerce can kaybına, yüzbinlerce yaralıya rağmen, başlarına 100 milyon kilo bomba yağmasına rağmen, evleri, beldeleri yerle bir olmasına rağmen neden direndiler ve hâlâ da direniyorlar?
Vatanlarını, topraklarını savunmak için…
İsrail o küçücük Gazze şeridini bu kadar yakıp yıkmasına rağmen orada yaşayan insanları sindirebildi mi? Şu ana kadar hayır.
İsrail onca teknolojik üstünlüğüne rağmen Gazzelileri savaş meydanlarında yenememişken şimdi Gazzeliler ülkelerini neden terk etsinler?
Yoksa bazı çevreler sahada yapamadıklarını Trump’ın ve ekibinin varlığından da istifade ederek masada hile ile mi elde etmek istiyorlar? Bu direnişi masada mı sıfırlamak istiyorlar?
Biliyorsunuz, literatürde “Şark kurnazlığı” diye bir tabir vardır. Gerçi kurnazlığın doğusu batısı olmaz ama bu yaklaşıma illa bir ad verilecekse, bu da “Garp kurnazlığı” olsa gerek.
Kurnazlıklarıyla bilinen insanların veya ülkelerin salt Doğuya has olduğunu düşünmek hiç şüphesiz eşyanın tabiatına da yakın tarihteki gerçeklere de aykırı düşer.
2. Soru:
Trump uzun zamandır çok zengin birisi. Kendisi ve ekibi şöyle bir senaryo hayal etsinler. Bir çete, bir kartel Trump’ın o geniş mülküne, servetine musallat oluyor. Uluslararası güçlerin desteğini de arkasına alan Kartel durmadan Trump’tan mal ve arazi gasp ediyor.
Birçok mülkünü ve toprağını kaybeden Trump kendisini ancak sınırlı imkânlarla savunabiliyor ve sonunda bir bölgeye ve ince bir sahil şeridine sıkışıp orada bir düzen kurmaya çalışıyor. Trump’ın elinde kalanlar da yarı kapalı, mülteci kampı gibi yerler. Kartel neticede burada da rahat durmuyor, durmadan Trump ve ekibinden toprak gasp ediyor, insanları hapse atıyor, bazen de öldürüyor.
Bu ağır baskı altında yaşarken, Trump ve arkadaşları bir huruç harekâtı deniyorlar. Ve bu harekâtta bazı kişileri esir alarak kendi bölgelerine dönerken Kartel müdahale ediyor ve çatışmalarda birçok kişi de vefat ediyor.
Karizmasına bir darbe alan Kartel “Ben bunu senin yanına bırakmam Trump” diyerek o şeride karşı yoğun bir saldırıya geçiyor. Karada üstünlük kuramasa da Kartel havadan bombardımanla bölgeyi yerle bir ediyor. Yine Kartel dünyada çok protesto edilse de fiilen ona müdahale eden çok az.
Neticede, Trump ve ekibi tüm baskılara ve bombardımana rağmen pes etmiyor ve bir şekilde ateşkes imzalanıyor. Trump elindeki esirlerinden, Kartel de hapistekilerden bir kısmını bırakıyor.
Tam bu sırada birisi gelip Trump’a ve arkadaşlarına “Siz bu sahil şeridinden çekilin. Burası yıkım yeri gibi. Sizi komşu ülkelere, Sina çölüne yerleştirelim, orada size yerleşim yerleri yapalım.” dese, zaten uzun yıllardır Kartel’in hırsına nice toprağını feda etmiş olan Trump ve ekibi “İyi düşündünüz” mü derler, yoksa “Biz bu kalan son topraklarımızı canımız pahasına da olsa savunmaya devam edeceğiz.” mi derler?
Gazzelilerin başına gelen kısmen bile Trump’ın başına gelseydi ve sonra da ona bu teklif yapılsaydı buna isyan ederdi şüphesiz. Çünkü ortada apaçık, adaletsiz, haksız ve zulüm dolu bir durum var.
Bu kurgusal örneği Trump ekibinden birisi bu yazıyı okursa, empati kurabilsinler, Gazzelilerin gerçekte neler yaşadıklarını biraz görebilsinler, tahayyül edebilsinler diye verdik.
Üstelik tüm bunların ötesinde Gazze’de bir milletin, Filistinlilerin geleceği de söz konusu.
Bu insanlar kendi vatanları olan toprakları bırakıp neden Sina’ya, bir çöle yerleşsinler veya yerlerinden yurtlarından olsunlar? Kendilerine bunca zulmü reva gören sapkın bir anlayış gidip kendi topraklarına yerleşmeye çalışsın diye mi?
Trump ABD’yi yeniden “ihtişamlı / büyük” zamanlarına döndüreceğiz iddiasında.
Trump bunu ABD’nin eski hastalıklarını nüksettirerek mi yapacak? Zaten şu anda ayağına pranga olan düşüncelere prim vererek mi Trump ABD’yi yeniden eski ihtişamına kavuşturacak? Bu gibi sözler her ne maksatla olursa olsun akla esip te söylenecek sözler değil.
ABD’nin Yahudi ve Siyonizm’in ne kadar etkisinde olduğu bilinen bir husus. Yıllar önce ABD Başkan Adayı Pat Buchanan şöyle demiş:
“Congress is an Israeli Occupied territory.”
“Kongre İsrail tarafından işgal edilmiş bir bölgedir.”
Buchanan açıkça ABD Meclisi İsrail’in işgali altındadır diyor. İsrail ve onu destekleyen Yahudi lobisi başka alanlarda da aşırı etkin oldukları için Kongrede de, Senatoda da aşırı güç devşirmişler ve bunu da tepe tepe kullanıyorlar.
ABD’nin birçok haksız savaşa girip dünyanın birçok yerinde özellikle de İslam dünyasında prestijini yerle bir etmesinde ve aşırı borçlanıp zayıflamasında bu tür lobilerin etkisi ortadayken, yine onların ekmeğine yağ sürecek yaklaşımların ABD’ye ve Trump’a bir şey kazandırmayacağı çok açık.
Hiçbir güç adalet duygusunu hiçe sayan yaklaşımlarla bir yere varamaz. Vardım zanneder ama ulaştığı bir sanrıdır, vebalini bırakıp kaybolup gider.
Bugünlük burada bitirelim. Dualarınızı bekleriz, Allah’a emanet olun.