56 kez görüntülendi.
ferhat ünlü

Ferhat ÜNLÜ – 02 Ocak 2024

 

Yazının başlığı; bir önceki Trump iktidar devrinden kalan (2017-2021) deneyimlerle sabit ve daha önemlisi neredeyse ‘sağır sultan’ın bildiği bir klişe içeriyor, farkındayım. Ama bu başlığın altını, güncel puzzle parçalarını birleştirerek artık kitabın ortasından konuşarak doldurma vakti geldi.

Gazetecilik hayatım boyunca başlıkta ‘karşı’ (Latincesi ile versus, kısaltmasıyla vs) kelimesini içeren pek çok yazı yazdım. Bunlardan en hatırda kalanı, Sabah Gazetesi’ndeki köşemde 12 Şubat 2012’de yazdığım ‘Devlet, Paralel Devlet’e Karşı’ başlıklı yazıdır.

Bundan 13 yıl öncesiyle geldiğimiz noktayı baz alırsak ülkemizin geçmişte yaşadığı devlet içi türbülansların muadillerini, başta Amerika Birleşik Devletleri olmak üzere güçlü müttefiklerimiz yaşamaya başladı. Peki, nedir bunun esbab-ı mucibesi, yoksa ABD’ye devlet için krizler mi ihraç eder hale geldik? ABD’de bir devlet krizi yaşandığı bir gerçek. Ama gelinen noktayı; kendimize, ülkemize bağlanmaktansa tarihin akışının ABD’yi bu noktaya sürüklediğini söylemek elbette daha rasyonel ve gerçekçi olacaktır.

SAVAŞ, GALİP BELİRLENENE KADAR SERTLEŞECEK

İmdi… Bu girizgâhtan sonra en sonda söylenmesi gerekenleri başlarda söyleyelim: ABD’nin henüz koltuğuna oturmamış müstakbel Başkanı Donald Trump ile onun ekürisi Elon Musk’ın ABD derin devleti ya da orada bilinen ismiyle Müesses Nizam (Establishment) ile savaşı, bir galip ortaya çıkarana kadar sertleşecek, şiddetlenecek. Trump ve Musk, şimdilik Edi ile Büdü gibiler, sonradan araları bozulur mu bilmem, ama ortak düşman varken bir süre birlikte yürüyecekler belli ki.

Trump; ‘Doğu’da sizin ürettiğiniz düşmanlarla uğraşmaya niyetim yok, askerimizin bulunduğu coğrafyalarda ille de olmamız gerektiğini de düşünmüyorum (misal Suriye bizim meselemiz değil).’ ana fikriyle hareket ediyor. Ve şunu da demeye getiriyor: ‘Eğer ABD ille de dışarıda bir şeylere müdahale edecekse bunu Avrupa ülkelerini düzeltmeye başlayarak yapmalı. Almanya, Fransa NATO yükümlülerini tam yerine getirmeli.’

Bu yaklaşım, yeni ABD başkanının eskiler kadar misal IŞİD fobisi oluşturarak İslamofobik bir strateji izlemeyeceğinin işareti. E bu da; ne Pentagon’un, ne CIA’in, ne de küresel silah lordlarının/şahin lobilerin işine gelir!

Bunlar bir yana sanki FBI çok mu seviyor Trump’ı. FBI’ı neredeyse elli yıl yöneten John Edgar Hoover adlı şeytan evladından bu yana Federal Soruşturma Bürosu tarihinde ilk kez bir başkanla ilgili soruşturma yürüttü, evini bastı, belge aradı vesaire, vesaire. Bu arada Trump derken John F. Kennedy hariç hiçbir başkanın karşı karşıya kalmadığı bir riskle, suikast tehdidi ile bertaraf edilmeye çalışılan bir siyasi figürü kast etmiş oluyoruz, unutmayalım. O kurşun ile kulağına kan suyunu akıttılar diyelim, kulağına kar suyunu akıttılar deyiminden mülhem. Lâkin Trump geri basmadı, bizim Adana lafıyla ‘anarya’ yapmadı.

İlginizi çekebilir!  Evliler mi Daha Mutlu Bekarlar mı?

Bilakis Musk’ı da yanına aldı, mitinglere devam etti, seçimi de aldı. Şimdi diyorlar ki, seçim alarak tek başına iktidar olamazsın.

TRUMP, ERDOĞAN TAKTİKLERİNİ UYGULAYABİLİR

Biz bu filmi gençliğimizde (1990’larda) ülkemizde gördük. Rahmetli Necmettin Erbakan’ı iktidarı vermemek için ne gerekiyorsa yaptılar, bunu başardılar. Ancak Recep Tayyip Erdoğan onlara siyaseten dünyanın kaç bucak olduğunu gösterdi. Erdoğan, Trump’ın ABD’de şimdi yapmak istediğini Türkiye’de yaptı. Yaptı ama öyle kolay olmadı; pek çok engel aştı, yıllar sürdü bu süreç.
Ayrıcalıklarını kaybeden ABD müesses nizamı Suriye senin de meselen, DEAŞ da… Eğer DEAŞ önemli değil dersen içeride DEAŞ imzalı bir terör eylemi yaptırırım dediler, yaptırdılar da… Hele bir de kadroları değiştireceğim, yüzbinlerce bürokratı göndereceğim” derseniz… Ki Trump’ın kafasında bu plan da var.

Trump’ın karşısında kim var? Pentagon, CIA, FBI içindeki küresel emperyalist odaklar bu ittifakın devlet kısmını; silah lordları ve lobiler de bu işin para kısmını oluşturuyor. Gözlerini kırpmadan insan öldürüyorlar. Kendi vatandaşını öldürmekten imtina etmiyor, sana mı kıymayacak.

‘ANTİ-11 EYLÜL’ SÜRECİNE DİRENÇ VAR

Ve fakat bu gelişmenin 11 Eylül 2011 tarihinden hemen sonra şimdiki ABD derin devlet operasyonlarının hukuksal kılıfı olan Vatanseverlik Yasası (Patriot Act) ile başlayan savaşı düşman coğrafyaya yığma stratejisinin bittiğini haber verdiğini de görmeliyiz. ABD’nin yurtdışına savaş ihracı, bir bumeranga dönüşmeye başladı.

İmdi… Gelelim bu ana fikrimizi destekleyecek puzzle parçalarına… Sahadaki izler her zaman makro resim hakkında ipuçları verir. New Orleans’taki terör saldırısını gerçekleştiren şahsın adı Şemseddin Cabbar. Teksas doğumlu bir siyahi. ABD ordusundaki hizmetlerinden ötürü terörizme kaşı savaş madalyası bile almış. Bunu Wall Street Journal söylüyor, ben değil.
Herifin yaşı 42. Arabasına IŞİD bayrağını koydu, saat 03:15 gibi aracı kalabalığın üstüne sürdü. 10 kişiyi öldürdü, 35 kişiyi de yaraladı.

Bu Cabbar, Şubat 2009’dan Ocak 2010’a kadar Afganistan’da görev yapmış. 2015-2017 yılları arasında Georgia State Üniversitesi’nde okumuş, Bilgisayar Bilişim Sistemleri bölümünden hem de dereceyle mezun olmuş. İki kez evlenmiş, boşanmış. Baktığımızda zamanımız için sıradan bir insan hikâyesine sahip gibi duruyor.

İlginizi çekebilir!  Vladimir Putin'den ABD'ye gözdağı!

ABD bu saldırıyı IŞİD saldırısı olarak görüyor. Bu durumda şunu sormak hakkımız değil mi: Bu adam (Cabbar) savaştığın şeye mi dönüştü. Aliya İzzetbegoviç’in o çok meşhur deyişine atıf yaparak söyleyelim: Düşmanına mı benzedi!

ABD, bu terör saldırısına bakılırsa daha kendi askerinin, geçmişte savaştığı IŞİD’e dönüşmesini sağlamıyor, IŞID’le savaştığını söylediği PKK/YPG’yle ilgili hangi garantiyi verebilir ki! Ama bütün bunlar onların aklımızla alay ettiğini ispatlamaya yönelik akıl yürütmeler. Hepimiz biliyoruz ki, IŞİD’le savaşmak bir metafordan ibaret. IŞİD/DEAŞ bir terör markası. Önüne gelen kullanıyor.
Öte yandan Las Vegas’taki Trump Hotel önünde patlatılan Tesla siber kamyonet saldırısında (Burada bir ölü var) aracı kullanan şahsın da bir asker olarak etkileyici bir CV’si var. Adı, Matthew Livelsberger, 37 yaşında. Özel Kuvvetler’de operasyon direktörlüğü ve istihbarat yöneticiliği deneyimi bulunuyor. İki saldırganın aynı askeri üste görevde yaptığı iddiası da var, ancak bu bilgi henüz teyitli değil.

LAS VEGAS: ŞİFRESİZ TERÖR EYLEMİ

Terör eylemlerinin kimi zaman, gizli servisler ya da gizli güçler arasında şifreli bir mesajlaşma yöntemine dönüşebildiğini yıllardır söyler dururum. Her terör eylemi bir görünen bir de kriptolu mesaj içerir. Las Vegas’taki Teslalı Trump Hotel eylemi artık kör gözüne parmak, bütün mesajlarını kusarcasına boca eden bir eylem. Ama biz yine de bu eylemle tam olarak söylenmek isteneni cümleleştirelim: Trump’a şu denilmiş oluyor: “Doğu’yla ilgilenmeyeceğiz, uzak coğrafyalardaki sorunları kendi sorunumuz olarak görmeyeceğiz, bunlarla uğraşmak yerine Avrupa ülkelerine yükleneceğiz, gerekirse NATO’yu lağvedeceğiz gibi ucuz lafları bırak, yoksa iktidarından ve dahi canından olursun.”

Musk’a da şunu demiş oluyorlar: “Sen bu işlerden anlamazsın. 400 milyar dolarlık servetle de olsa ABD’nin devlet ruhunu dönüştürebileceğini sanma. ABD devleti, ruh değil; beden değiştirir.”

İmdi… Önümüzdeki dört yılın ilk bir yıllık evresinde Donald Trump’ı tercihen istedikleri çizgiye getirir ya da o olmazsa öldürürlerse savaş çabuk biter. Eğer iktidarının ilk yılında Trump’ın sırtını yere getiremezlerse Kapitalizm’in şatosundaki bıçkın CEO dediklerinin çoğunu yapacak demektir. İlk ihtimale yüzde 40, ikinciye yüzde 60 veriyorum. Her birlikte izleyip göreceğiz.

Bir Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.