Prof.Dr. Celalettin Yavuz Güvenlik Politikaları Uzmanı, 25 Ekim 2024

1 Ekim 2024’te MHP Genel Başkanı Bahçeli’nin TBMM’nin 2024/2025 yasama döneminin açılışında, daha önce PKK terörünü desteklediği için kapatılmasını istediği DEM’li milletvekilleriyle el sıkışması, 2009’da “Açılım”, 2013’te “Çözüm süreci”nin tekrarlanacağını akla getirdi. Konuyla ilgili “MHP Lideri Bahçeli ve İmralı’dan ‘Terörü Durdur!’ Çağrısı” başlıklı ilk yazımız 23 Ekim 2024’te yayınlanmış, aynı gün TUSAŞ’ın Ankara’daki tesislerinde terör saldırısı yaşanınca yazının devamını, terörün söndürülmesini hatırlatarak sürdürüyoruz.

TUSAŞ terörü öncesindeki Gelişmeler

TUSAŞ’a terör eylemi öncesinde çok hızlı gelişmeler yaşandı. Bahçeli’nin DEM’li milletvekilleriyle el sıkışmasından bir gün önce DEM’li milletvekilleri 30 Eylül 2024’te “Ağırlaştırılmış Müebbet Hapis Cezasında Koşullu Salıverme Yasağının Kaldırılması ve 25. Yılda Koşullu Salıverme İmkanının Sağlanması Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi”ni verdi. Adı konmasa da DEM’li vekillerin amacının 25 yıldır İmralı’da tutulan Öcalan’a “koşullu salıverilme” imkanı tanınması olduğu açıktır.

Bu konuda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ve MHP Genel Başkanı Bahçeli’nin haberdar olup olmadığı bilinmemekle birlikte Bahçeli’nin DEM’e, Kandil’in talimatlarından kurtularak “Türkiye partisi” olma çağrısıyla elini uzatması, siyasette bazı hareketlenmelerin varlığının işaretidir. Bahçeli’nin, bunun bir “çözüm süreci” değil, “iç cepheyi güçlendirmek” olduğu, “Elimi vatan, millet ve devlet için uzattığımı, dışarıda sert rüzgarlar eserken, içimizde barışsever ve hoşgörülü bir havanın kati surette hakim olmasını gönülden istediğimi herkesin bilmesinde yarar olacaktır!” şeklindeki ifadesinden de anlaşılabilmektedir. Gerçi Bahçeli her ne kadar DEM’e uzanan eli yeni bir “seçim süreci” olmadığını söylese de MHP tabanı dahil, kamuoyunda “çözüm süreci” olarak algılanmış ve tepkilere sebebiyet vermiştir.

Öte yandan CHP Genel Başkanı Özel, Bahçeli’nin DEM’li vekillerle el sıkışmasını, normalleşme yolunda “Türkiye’ye çok lazım!” diyerek önemli bulduğunu açıkladı. Tüm bu gelişmeler, sanki MİT’in İmralı ile görüştüğü ve bu kez iki taraflı değil de terörün tasfiyesi için Türkiye’nin güdümünde yeni bir beyaz sayfa açılması gayretleri olabileceğini göstermektedir.

İlginizi çekebilir!  MİT'ten Suriye'de operasyon: Muhtesim Akyürek etkisiz!

TUSAŞ’taki Terör Saldırısının Anlamı ve Ana Hedefi

Her ne kadar 1996’daki gibi Tunceli’de bir kadın militanı canlı bomba olarak kullanmış ve 9 şehide, 29 yaralanmaya sebebiyet vermişse de, TUSAŞ’a karşı terör saldırısında teröristlerin kendilerini havaya uçurmaları, PKK’dan ziyade el-Kaide ve türevi terör örgütlerinin hareket tarzıdır. Bu arada saldırının en az bir hafta süreyle keşif yapılarak planlandığı, muhtemelen içeriden de destekle kısa/orta namlulu silahlarla profesyonelce icra edildiği görülmektedir.

Tv kanallarındaki yorumcuların aksine saldırının ana hedefinin, TUSAŞ ya da Türk savunma sanayii değildir. Hedef savunma sanayii olsaydı roketler ve İHA’lar kullanılabilirdi. Aynı anda birkaç hedefi var olabilse de muhtemelen sebebi hiçbir zaman açıkça öğrenilemeyecektir. Tahminimizce birkaç amacı olsa da ana hedef, özellikle DEM’e “sakın anlaşma yapma!” demektir. Tabii hala az da olsa var olan PKK militanı devşirme tabanına da moral vermektir.

“Çatışmaların çözümlenmesi” disiplinine giren terörün tasfiyesi için ya taraflardan biri “pes” der, ya da her iki taraf “güvenilir” bir aracı (otorite) vasıtasıyla çözüme yanaşırlar. Türkiye, 206’dan bu yana terörle mücadelede büyük bir kaynak ve enerji harcasa da pes eden taraf değildir. Öte yandan Suriye’de ABD tarafından eğitim, silah, maddi ve siyasi destek bulan PKK’nın tek başına “pes ettim” deme lüksü de yoktur. Akla MİT-Öcalan görüşmesi ve DEM’in Kandil’den farklı ekabirleri yeni bir beyaz sayfa açmayı teklif etmiş olabileceği gelmektedir.

Sonuç: PKK, daha önce İngiltere ve İspanya’daki IRA ile ETA’nın tasfiyesi kadar kolay değildir. Zira bunlar bulundukları ülke ile sınırlıyken PKK, “yarı küresel” bir terör örgütüdür. Tasfiyesi için diğer ülkelerin desteğinin kesilmesi de önemlidir. Tabii çözüm süreçlerinde karşı tarafın hileleri unutulmayıp yoğurdun üflenerek yenmesi de… Ne dersiniz?

İlginizi çekebilir!  Topla, Kısırlaştır, Sahiplendir...

Bir Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.