Coşkun BAŞBUĞ – 04 Kasım 2024
Türkiye terörle mücadelede çok ciddi bir noktaya geldi.
Bu başarıyı getiren en önemli etkenlerden biri “Hudut namustur” bilinciyle koruduğumuz sınırlarımızın asker görünümlü teröristlerden kurtarılarak gerçek askerlere teslim edilmesi oldu.
Bir diğer önemli etken ise devletimizin hudutlarda almış olduğu çok katmanlı güvenlik tedbirleri oldu.
Alınan bu tedbirler sayesinde sınırlarımız yolgeçen hanı olmaktan çıktı.
Ancak tüm bu olanlar hudutlar konusunu provoke etmekle görevli olanları susturmaya yetmedi.
Hain Her Yerde Hain…
Boynundaki yuların ucu Anadolu dışında olan bu odaklar tüm bu yapılanlara rağmen aldıkları talimat gereği bu durumu görmezden gelerek işi farklı yerlere çekmenin gayreti içinde olmaya devam ettiler.
Dışarıdan güdümlü bu çevreler, yapılanları görmezden gelerek “sınırlar yolgeçen hanına döndü, göçmenler ellerini kollarını sallayarak sınırlarımızı geçiyor.” yalanıyla iç kamuoyunu hareketlendirmeye çalıştılar.
Çünkü dış güçlerin elinde kalan tek ve en büyük koz buydu.
Göçmen karşıtlığı üzerinden ülkede iç savaş çıkarmak.
Bahse konu şer güçler sırf bu savaşı çıkarmak için siyasi parti kurdurdular ve köpürttükleri proje ismi bu yapının başına getirdiler.
Bu partinin hangi parti olduğunu ve başındaki kişinin de kim olduğunu cümle alem biliyor.
Neyse biz dönelim konumuza.
Terör mü…
Malum Türkiye son dönemlerde alınan bu tedbirler nedeniyle terör denilen hadiseyi unuttu.
Güvenlik güçleri aldıkları tedbirler sayesinde halkımıza hissettirmeden onlarca terör saldırısını sessiz sedasız engellediler.
Bu saldırılar içinde maalesef engellenemeyenlerde oldu.
Mersin’de 2022 yılında polis evine yapılan saldırı girişimini hatırlayalım. Çıkan çatışma sonucu iki terörist ölü ele geçti.
Bir diğer saldırı girişimi 2023 yılında Ankara’da yaşandı. Meclisin açıldığı gün İç işleri Bakanlığı nizamiyesine yapılan saldırı sonucu iki terörist ölü ele geçti.
Üçüncü ve son olarak TUSAŞ’a saldırı düzenlendi. Söz konusu saldırı girişimi sonucu yine iki terörist ölü ele geçti.
Kopya Saldırılar…
Birbirinin kopyası bu üç saldırının birçok ortak özelliği vardı.
Peki neydi bu özellikler?
Her üç saldırıda;
Önceden prova edilmiş aynı taktiklerle yapıldı.
Kurumların nizamiye girişleri hedef alındı.
Amaç tesislere girerek alabildiğine kan dökmekti.
Her üç saldırıda da terörist sayısı sadece iki kişiydi.
Tüm bu benzerlikler içinde en önemlisi her üç saldırıda da teröristlerin paramotor ile ülkeye giriş yapmalarıydı.
Peki düşündük mü teröristler neden hep iki kişi?
Cevap basit.
İlave donanımlarla paramotora en fazla iki kişi binebiliyor da ondan.
Terörist Amerika…
Şüphesiz akıllara teröristler bu paramotorları nereden buluyor ve nasıl kullanıyor sorusu gelecektir.
Merak etmeyin bu sorunun cevabı da zor değil.
Çünkü paramotorları teröristlere temin eden ve ardından eğitimini veren yakından tanıdığınız bir isim.
Amerika.
Terör destekçisi ABD çapulcu teröristleri donatıyor ve sonrasında mayın tarlasına sürülen eşek misali üzerimize salıyor.
FETÖ’nün temizlenmesi ile sınırlardaki saltanatı biten Amerika şimdilerde paramotor yöntemini kullanıyor.
Zira paramotorlar 5.000 metreye kadar yükselebiliyor, aynı zamanda çok alçaktan uçarak arazi şartlarına da kolaylıkla uyum sağlayabiliyor.
Bu yeteneklere sahip bir hava aracını gece görüş cihazları ve GPS gibi teknolojik cihazlarla donattığınız takdirde gece koşulları dahil sınır geçişleri yapabilirsiniz.
Acil Önlem…
Yapılması gereken girecek delik bulamayınca terörü havalandıran Amerika’nın bu yöntemine acilen bir çözüm bulunmalı.
İşte bu zafiyeti önlemenin yolu sınırlarımızı gözleyen radarlarımızı daha aktif kullanmak ve mevcut yapıyı alçak irtifada hiçbir kör nokta bırakmayacak şekilde güçlendirmektir.
ASELSAN üretimi balonlu gözetleme sistemi de devreye alınabilecek ekonomik seçeneklerden biri. Bahse konu balonlar 500 metre irtifadan sekiz kilometrelik bir mesafeyi gözetleyebiliyor.
Bu ve benzer tedbirler uygulanarak sistemdeki gedik kapanabilir.
Kapandığı taktirde ise bu kez teröristler yerine Amerika havalanır ve bu coğrafyaları terk etmek durumunda kalır.