ceyhun bozkurt 800-563 yeni

Ceyhun BOZKURT – 24 Mart 2025

 

Kitabın ortasından konuşalım: KPSS sorularını çalarak kamuya giriş yapan FETÖ militanları teröristliklerinin yanında hak gaspı yaptıkları için hırsız ise hakkı olmayan yatay geçişi yaparak yine hak gaspı yapanlar da hırsızdır.

Nokta.

YÖK ve İstanbul Üniversitesi’nin açıklamalarından sonra Ekrem İmamoğlu’nun bir üniversite diploması yoktur. Çünkü üniversite mezunu ve diploma sahibi olabilmek için sahte işlemlere başvurmuş, yatay geçiş yapabilmek için toplumda tanınan bazı kimselere tavassuta bulunmuş, rüşvet ve kayırmacılığa varana kadar bir takım katakulli işlere başvurduğu ayan beyan ortaya çıkmıştır. Bu durum belgelerle ortaya çıktıktan sonra diploması geri alınıp iptal edilmiştir. Bu saatten sonra Cumhurbaşkanı adayı olamaz.

Nokta.

Ancak meseleye sadece Cumhurbaşkanlığı adaylığı ile bakabilir miyiz? Kesinlikle hayır. Çünkü bazı kimseler bizi bu zaviyeden bakmaya yönlendiriyor. Bu bazı kimseler “Ekrem İmamoğlu’nun önü kesilmek isteniyor” diye konuşup düşünen muhalif (CHP’li) bir kesim ve kesinlikle gözlerini karartmışlar.

AHLAK VE VİCDAN YOKSUNLUĞU

Ancak esas sorun kaynağında ahlak ve vicdan yer alıyor. Bunun mutlaka görülmesi gerekiyor. Bir amaç uğruna her türlü sahtekarlık mübah olabilir mi? Kazanç için, belli bir makam ve mevkiye gelebilmek için haksız ve hukuksuz yöntemlerin kullanılması normal görülebilir mi? O zaman üniversiteye, askeri okullara, Polis Akademisi’ne girişte, yargı gibi herhangi bir uzmanlık isteyen bir mesleğe girişte soru çalan FETÖ’cülerden ne farkı var yapılan bu işin. Dolayısıyla ahlaki ve vicdani sorunu olan bir kişi ile karşı karşıyayız. Sorun ise bu kişinin yaptıklarından çok muhalefet kitlesinin bu şahsın arkasında konsolide edilmesi. Ekrem İmamoğlu’nun yaptığı her şeyi normalmiş gibi düşünen ve davranan bir kesim var.

Diploma meselesinin haricinde İmamoğlu ile ilgili, belediyede rüşvet, irtikab, ihaleye fesat karıştırma, kayırmacılık gibi bir sürü yolsuzluk iddiaları ile terörle iltisaklı bir takım iddialar ve yürüyen soruşturmalar var. Bu soruşturmalardan yolsuzluk iddialarıyla ilgili olanında mali suçlara giren hususlar MASAK tarafından belgelenip raporlanmış. Bu çok önemli. MASAK bir konuyu boş yere ele almaz ve belgelendirmeden rapor tutmaz.

İlginizi çekebilir!  Yavaş İmamoğlu’nun Hızını Kesti – Hüseyin Alemdar

Diğer taraftan iş adamlarından belediye gücü ile (irtikab) tehdit ve şantaj ile para talebi iddiası, bu taleplere maruz kalan şahısların adli makamlara şikayet dilekçeleri var. Hatta ses kayıtları ve diğer belgeler bulunduğu iddia ediliyor. İddialarda, ihalelerde kurulan düzenler, para aklamak için yapılan naylon faturalar, dolaylı yoldan verilen rüşvetler, haksız kazançlar, belediyeyi zarara uğratan iş ve işlemler vb. yer alıyor. Bunların hepsi soruşturuluyor.

Fakat, muhalefet ne diyor: “İmamoğlu’nun Cumhurbaşkanlığı’nın önünü kesmek için bu operasyon yapıldı.”

El insaf. İmamoğlu’nun zaten üniversitede yaptığı ortada. Mesele cumhurbaşkanlığı adaylığı ise geçmiş olsun bu artık mümkün değil. Çünkü diploması iptal.

Hükümet için mesele cumhurbaşkanlığı adaylığı ise, bu artık mümkün değilse ve velev ki hükümet YARGIYA MÜDAHALE edebiliyorsa, o zaman fincancı katırlarını niye ürkütüyor. Ve bir şey çıkmayacaksa, bu yolsuzluğun üzerine neden gitsin. Neden İmamoğlu’na ve ekibine mağduriyet oluştursun. Böyle saçma bir düşünce olamaz.

BİZZAT CHP’LİLER ŞİKAYETÇİ

Her şeyden önce başta para kuleleri, şaibeli CHP kurultayı olmak üzere yargıya başvurup şikayetçi olanların, bizzat CHP üyeleri olduğu ortada.

Madem hükümet yargıya müdahale ediyor diye düşünüyorlar, o halde Hükümetin devreye girip yargıya müdahalede bulunup, “böyle bir dava açmayın, bir şey çıkmazsa mağduriyet yaratmış oluruz, bu da bizim aleyhimize olur” demesi gerekmez miydi?

“Zaten İmamoğlu’nun diploma meselesinden dolayı işi bitti. Şimdi ortalık karışır ekonomiyi ancak bir düzleme oturtabildik. Tam verim alacakken bu kadar emeğimiz heba olmasın” demesi ve bu operasyonu engellemesi gerekirdi.

Böyle mi oldu?

Hayır!

Yargı kendi işini yaptı, ne ekonomiye, ne dövize, ne de borsaya baktı.

Ama muhalefet, yargı tarafından CHP Kurultayı’ndaki delege satın almalardan, diploma konusuna, belediyelerde terörle bağlantılara, akçeli işler ve terör bağlantılı kişilere kadro açılmasından yolsuzluklara varana kadar birçok iş ve işlemlerle ilgili soruşturmayı engellemek için elinden gelen her türlü marifeti ortaya koyuyor. Gerçeği perdeleyip hakikatin ortaya çıkmasını engellemeye çalışıyor.  Ayrıca hükümetin yargıya müdahale ettiği savını ortaya atıyor. Ve kendilerine “sivil darbe” yapıldığı gibi absürt bir iddia ortaya atıyor.

İlginizi çekebilir!  Hayat Pahalılığı - III

Bu muhalefet anlayışı Türkiye’ye bir şey kazandırmaz, aksine sadece kaybettirir…

Bir Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.