ersoy dede 800-563 tarafsız ilkeli

Ersoy DEDE – 18 Nisan 2025

 

Çoğu kişi farkında değil sanırım ama 19 Mart’ta İBB’ye dönük olarak çok büyük bir yolsuzluk ve terör soruşturması başlatıldı. Bu soruşturma kapsamında İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, yakın kurmayları ve iş ilişkisi içinde oldukları iddia edilen pek çok isim tutuklu yargılanıyor..

**

Çoğu kişi farkında değil dememin sebebi şu..

19 Mart’tan bu yana söz konusu dava dışında her şeyi konuştuk.. Fakat bir türlü şu davaya gelemedik..

Arkadaş birilerinin bir takım çevrelerin algımızı yönetmesine izin vermeyelim. Burada tarihin en önemli soruşturmalarından biri yürütülüyor..

**

İBB ve iştiraklerine yönelik yolsuzluk soruşturması..

Savcının ortaya koyduğu tabloya göre; Ekrem İmamoğlu’nun başında bulunduğu çıkar amaçlı bir organize suç örgütünün varlığı ortaya çıkmış ve bu suç örgütünün faaliyetlerine ilişkin bulgular tespit edilmiş durumda.

Bahse konu bu “çıkar amaçlı suç örgütü”nün yapısı ve faaliyetleri; MASAK raporları, teknik takip ve baz karşılaştırmaları, İçişleri Bakanlığı tevdi raporu ile onlarca gizli/açık tanığın ifadeleri gibi bir dizi delillerle ete kemiğe büründürülmüş ..

Söz konusu örgütün lideri olmakla suçlanan Ekrem İmamoğlu ve örgüt yöneticileri; ihaleye fesat karıştırma, rüşvet alma ve rüşvet verme, irtikap, suçtan elde edilen geliri naylon faturalar ve paravan şirketler üzerinden aklama ile kamu kurumu zararına dolandırıcılık gibi suçlardan yargılanıyor..

Yine bu örgütün suç gelirlerini örgütün amaçları doğrultusunda kullanma, kişisel verileri hukuka aykırı ele geçirme, KVKK’ya aykırı olarak kullanma ve yayma, sebepsiz zenginleşme ile kaynağı belli olmayan mal edinip vergi usul kanununa muhalefet etme gibi eylemlere karıştığı iddia ediliyor.

 

Klasörlerden bir iki detay vereyim dilerseniz..

Mesela Güllüce Tarım A.Ş dosyası..

Nisan 2021’de Ali Nuhoğlu tarafından 50 bin TL sermaye ile kuruluyor ..  Şirketin taşınmazları arasında Emirgandaki 3 villa da bulunuyor.. 2024’te de, şirket Ekrem İmamoğlu’nun şirketi İmamoğlu A. Ş.’ye 15 milyon TL’ye devrediliyor..  MASAK raporlarına göre, içinde 1,6 milyar TL değerinde 3 villanın da bulunduğu şirket, İmamoğlu A.Ş.’ye,  İBBden alınan 3 milyar TLlik ihalenin rüşveti olarak kaydırılıyor..

İlginizi çekebilir!  Öcalan, DEM, Kandil, YPG, KBY Arasında ‘Çözüm Süreci’ Nereye? - Prof. Dr. Celalettin Yavuz

 

Mesela BVA dosyası…

Kültür A.Ş’den 193 milyon TL ödeme alan BVA firması sahibi Murat Kapki’nin, ödemenin yapılmasının ardından İmamoğlu İnşaat’a “daire parası” adı altında 50 milyon TL para transferi yaptığı iddiası yer alıyor klasörlerde..

 

Mesela Kalfa dosyası..

Adem Soytekin..

İmamoğlu İnşaat’ta kalfa olarak çalışıyordu.  Üzerine kayıtlı şirketlere ihale ve doğrudan temin yoluyla çok sayıda iş verildi.

Kaynağı belirsiz paralarla çok sayıda gayrimenkul aldığı ve sattığı MASAK raporu, tanık beyanları, HTS kayıtları ile delillendirildi.

Banka hesaplarından 600 milyon TL çıktı.. 

2020-2024 yılları arasında hesaplarına 1,25 milyar TL para geldiği ve bunu çeşitli şirketlere dağıttığı belirlendi.

Ekrem İmamoğlu’nun mal beyanında bulunmadan önce 2017 ve 2018 yıllarında İmamoğlu İnşaat’ın 8 taşınmazını bedelsiz biçimde Soytekin’in şirketine devrettiği, onun da üzerindeki gayrimenkullerin bir bölümünü bedelsiz olarak Fatih Keleş’e devrettiği tespit edildi.

İBBden yaptığı işin karşılığını alamayan iş adamlarından yüzde 10 ile 20 arasında değişen oranlarda rüşvet aldığı, iş adamlarına hakedişlerinin, bu ödemelerden sonra verildiği anlaşıldı..

Influencerlar Üzerinden Bir Ağ Kuruldu

Mesela; Kültür A.Ş ve Medya A.Ş.

Murat Ongun’un,  Medya A.Ş. yöneticisi Barış Kılıç, çocukluk arkadaşları Emrah Bağdatlı ve Mustafa Nihat Sütlaş ile reklamcı Hüseyin Köksal’ın birlikte hareket ettikleri tespit edildi..  Savcının elindeki bilgilere göre; Barış Kılıç, gerçek ve naylon ihale organizasyonu yaptı. Emrah Bağdatlı, ihalelere girecek firmaları, ihale sonuçlarını, naylon fatura kesecek şirketleri organize ederek, para toplama süreçleri ve nakit akışını idare etti. Murat Ongunun organize ettiği yapının 20 şirkete ait 170 ihale evrakında sahtecilik yaptığı belirlendi. Murat Ongun’un çeşitli gazete ve televizyonlarda kadrolu gazeteciler, serbest çalışan gazeteciler ve influencerlar üzerinden bir ağ kurduğu, bu isimlere elden zarf içinde paralar verildiği belirlendi.

Murat Ongunun bu çalışmalarda Soner Yalçın ve İsmail Saymaz ile koordineli hareket ettiği, Halk TV, Tele 1, Milli Gazete gibi basın kuruluşlarında çalışan gazeteciler ve influencerlara ödemeler yaptığı tespit edildi.

İlginizi çekebilir!  Esenyurt Olayı Maskeleri Düşürecek Mi? – Haydar As

Para dağıtımının, eski kameraman Emrah Bağdatlı üzerinden yapıldığı, Bağdatlı’nın yurt dışına kaçmadan önce Murat Ongun ile kaçtıktan sonra da İsmail Saymaz ile yoğun telefon trafiğine girdiği dijital verilerle tespit edildi.

Ongun yapılanmasında bulunan Mustafa Nihat Sütlaş’ın reklamistanbul” adlı bir firma kurduğu, firma çalışanlarına da firmalar kurdurduğu ve bunlara ihale verdirerek örgüte suç geliri oluşturduğu belirlendi.

 reklamistanbul” firmasının yapay zeka tabanlı bir yazılım aracılığıyla vatandaşların kişisel verilerini topladığı bu verilerin vatandaşları yönlendirmek için kullanıldığı tespit edildi.

Suç örgütüne rüşvet vermeyi reddeden firma sahiplerinin tehdit edildiği, bu şirketlere astronomik cezalar uygulandığı belirlendi.

Ayrıca; örgütün açık hava reklam sektörüne ilişkin Kültür A.Ş. ve Medya A.Ş. ihalelerinde yolsuzluk yaptığı ve toplam tutarın 68 milyar lirayı bulduğu belirlendi.

Murat Ongun’un açık hava reklamları ile ilgili yolsuzluğu yönettiği tespit edildi.

Açık hava reklam ihalelerinin öncesinde Ekrem İmamoğlu, Murat Ongun, Necati Özkan, Murat Kapki, Eyüp Subaşı, Murat İlbak ve Hüseyin Köksal’ın 3 ayrı lokasyonda toplantılar yaptığı teknik verilerle belirlendi.

 Toplantılarda hangi ihalelerin hangi firmada kalacağı, hangi firmanın kazanacak teklifi, hangisinin ise kaybedecek yan teklifi vereceği, hangi ihalede oranların ne olacağı ve paylaşım oranlarının nasıl şekilleneceğine karar verildiği tespit edildi..

**

Ve böyle onlarca dosya daha…

Daha yazmaya devam etsek sayfalarca sürer…

Neden anlattım bunları? Şu yüzden…

Öyle bir iklime girdik ki, ortada böylesine büyük bir yolsuzluk dosyası varken, tek kelime bundan konuşmuyoruz. Nerede ne kadar lüzumsuz iş varsa onları konuşuyoruz. Ve bu şekilde zaman kaybediyoruz.. Oysa konuşmamız gereken konu buz gibi ortada duruyor.. Ama bir kesim bunları konuşmayalım diye yapmadığını bırakmıyor.. Düşmeyelim tuzağa arkadaş… Algıyı birilerinin yönetmesine izin vermeyelim.. Bu dava bitene kadar “talk of the town” budur… Dikkatiniz dağılmasın lütfen…

Bir Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.