Tahıl koridoru nereye çıkıyor?

haydar as

Kıymetli dostlar sizlerden istirhamım, güncel konuları işleme amaçlı yazılarımda konunun uzmanı imişim gibi bir beklenti içerisine girmemeniz.

Benim yazılarım hepimizin arkadaş sohbetlerinde dile getirip bazen hararetli tartışmalara dönen sohbet kıvamındadır. Beni bu çerçevede değerlendirmenizi rica ediyorum.

Hülasa güvenlik ve savunma gibi konularda bir Mete Yarar, dış politika konularında bir Reşit Kemal As, istihbaratın dününün, bugününün derinliğindeki bir Ferhat Ünlü edasında yazı beklerseniz onların bilgi birikim ve uzmanlık alanlarına hakaret etmiş oluruz diye düşünüyorum.

Gelelim konumuza;

Son yıllarda yaşadığımız Suriye krizi, göçler, Covid-19 salgını ve Ukrayna-Rusya savaşı ile dünya politik, ekonomik ve sosyal değişimlerle adeta sarsıldı.

Ukrayna-Rusya savaşının ‘gıda krizini’ de beraberinde getirmesi, dünyada tahıl fiyatlarının artmasına ve az gelişmiş ülkelerin açlık sorunuyla karşı karşıya kalmasına neden oldu.

Hal böyle olunca Türkiye’nin gayretleriyle bir koridor oluşturulup bu mazlum coğrafyalara Ukrayna üzerinden tahıl sevkiyatının yapılması için BM, Ukrayna, Rusya ve Türkiye garantörlüğünde bir koridor açıldı. Yaklaşık bir yıl süren sevkiyat geçtiğimiz günlerde Rusya’nın kararıyla sona erdi.

Rusya’yı bu kararı almaya zorlayan durum neymiş diye bakınca, Rusya’nın pek de haksız olmadığını görüyoruz;

Bu anlaşma yapılırken Rusya’ya uygulanan yaptırımların ve ambargoların esnetilmesi sözü verilmiş ve bu süre içinde hiçbir söz yerine getirilmemiş maalesef.

Putin bu gerekçeleri öne sürerek kısacası ‘el insaf’ diyerek anlaşmayı bozdu.

Peki bu durumda Ukrayna ne yapıyor diye bakınca her zaman ki gibi Zelenski’nin ben yandım herkes yansın edasıyla tehlikeli önerilerini görüyoruz:

Zelenski, Rusya olmadan bu anlaşmayı devam ettirelim diyor.

Zelenski de biliyor ki; Rusya garantörlüğü olmadan yapılacak olan bu sevkiyat Karadeniz’de suların ısınması Allah muhafaza bölge ülkeleri ve Türkiye’nin bu savaşa taraf olması ve dolayısıyla NATO’nun kayıtsız kalamayacağı bir anda al sana 3.Dünya Savaşı…

İlginizi çekebilir!  Ayhan Bora Kaplan Soruşturmasındaki Gariplikler

Zelenski’nin başından beri istediği bu tehlikeli tablonun gerçekleşmesi aslında pek mümkün değil.

Yoksa kendisi de pekala biliyor ki, bu sevkiyat yapılırken Rus donanması da çekirdek çitleyip gemilerin geçişini izlemeyecek.

Bu konuda Putin’in açıklamaları bana daha sorumlu ve mantıklı geliyor.

Ne diyor Sayın Putin;

• “Bana verdiğiniz sözleri yerine getirin 24 saat içinde sevkiyat yeniden başlasın” diyor.

• “Az gelişmiş ülkeleri bahane ediyorsanız, yardımın onlara çok azının ulaştığını biliyorum” diyor.

• “Yaklaşık yüzde 70’ini zengin ülkeler cukka ediyor” diyor.

Bana göre en önemli önerisi ise;

Mademki bu az gelişmiş ülkelerin açlıkla karşı karşıya kalmasını dert ediniyorsunuz o zaman kayıtsız şartsız ben bu ülkelerin bütün tahıl ihtiyacını Rusya olarak ücretsiz karşılayayım hatta sevkiyat ücreti de benden olsun, sizde bu dertten kurtulun diyor.

Daha ne desin!

Fakat bu son teklifi de muhatapları tarafından kabul görmeyeceği için yine iş dönüp dolaşıp bize yani Türkiye’ye geliyor.

Şu an eminim ki, bütün mazlum coğrafyadaki insanların umudu yine Türkiye…

Tüm dünyanın gözü kulağı önümüzdeki günlerde Türkiye’de yapılacak olan Erdoğan-Putin görüşmesinde olacak.

Hayırlı bir sonuç çıkması temennisiyle…

Yorumlar kapalı.

haydar as

Kıymetli dostlar sizlerden istirhamım, güncel konuları işleme amaçlı yazılarımda konunun uzmanı imişim gibi bir beklenti içerisine girmemeniz.

Benim yazılarım hepimizin arkadaş sohbetlerinde dile getirip bazen hararetli tartışmalara dönen sohbet kıvamındadır. Beni bu çerçevede değerlendirmenizi rica ediyorum.

Hülasa güvenlik ve savunma gibi konularda bir Mete Yarar, dış politika konularında bir Reşit Kemal As, istihbaratın dününün, bugününün derinliğindeki bir Ferhat Ünlü edasında yazı beklerseniz onların bilgi birikim ve uzmanlık alanlarına hakaret etmiş oluruz diye düşünüyorum.

Gelelim konumuza;

Son yıllarda yaşadığımız Suriye krizi, göçler, Covid-19 salgını ve Ukrayna-Rusya savaşı ile dünya politik, ekonomik ve sosyal değişimlerle adeta sarsıldı.

Ukrayna-Rusya savaşının ‘gıda krizini’ de beraberinde getirmesi, dünyada tahıl fiyatlarının artmasına ve az gelişmiş ülkelerin açlık sorunuyla karşı karşıya kalmasına neden oldu.

Hal böyle olunca Türkiye’nin gayretleriyle bir koridor oluşturulup bu mazlum coğrafyalara Ukrayna üzerinden tahıl sevkiyatının yapılması için BM, Ukrayna, Rusya ve Türkiye garantörlüğünde bir koridor açıldı. Yaklaşık bir yıl süren sevkiyat geçtiğimiz günlerde Rusya’nın kararıyla sona erdi.

Rusya’yı bu kararı almaya zorlayan durum neymiş diye bakınca, Rusya’nın pek de haksız olmadığını görüyoruz;

Bu anlaşma yapılırken Rusya’ya uygulanan yaptırımların ve ambargoların esnetilmesi sözü verilmiş ve bu süre içinde hiçbir söz yerine getirilmemiş maalesef.

Putin bu gerekçeleri öne sürerek kısacası ‘el insaf’ diyerek anlaşmayı bozdu.

Peki bu durumda Ukrayna ne yapıyor diye bakınca her zaman ki gibi Zelenski’nin ben yandım herkes yansın edasıyla tehlikeli önerilerini görüyoruz:

Zelenski, Rusya olmadan bu anlaşmayı devam ettirelim diyor.

Zelenski de biliyor ki; Rusya garantörlüğü olmadan yapılacak olan bu sevkiyat Karadeniz’de suların ısınması Allah muhafaza bölge ülkeleri ve Türkiye’nin bu savaşa taraf olması ve dolayısıyla NATO’nun kayıtsız kalamayacağı bir anda al sana 3.Dünya Savaşı…

İlginizi çekebilir!  Ayhan Bora Kaplan Soruşturmasındaki Gariplikler

Zelenski’nin başından beri istediği bu tehlikeli tablonun gerçekleşmesi aslında pek mümkün değil.

Yoksa kendisi de pekala biliyor ki, bu sevkiyat yapılırken Rus donanması da çekirdek çitleyip gemilerin geçişini izlemeyecek.

Bu konuda Putin’in açıklamaları bana daha sorumlu ve mantıklı geliyor.

Ne diyor Sayın Putin;

• “Bana verdiğiniz sözleri yerine getirin 24 saat içinde sevkiyat yeniden başlasın” diyor.

• “Az gelişmiş ülkeleri bahane ediyorsanız, yardımın onlara çok azının ulaştığını biliyorum” diyor.

• “Yaklaşık yüzde 70’ini zengin ülkeler cukka ediyor” diyor.

Bana göre en önemli önerisi ise;

Mademki bu az gelişmiş ülkelerin açlıkla karşı karşıya kalmasını dert ediniyorsunuz o zaman kayıtsız şartsız ben bu ülkelerin bütün tahıl ihtiyacını Rusya olarak ücretsiz karşılayayım hatta sevkiyat ücreti de benden olsun, sizde bu dertten kurtulun diyor.

Daha ne desin!

Fakat bu son teklifi de muhatapları tarafından kabul görmeyeceği için yine iş dönüp dolaşıp bize yani Türkiye’ye geliyor.

Şu an eminim ki, bütün mazlum coğrafyadaki insanların umudu yine Türkiye…

Tüm dünyanın gözü kulağı önümüzdeki günlerde Türkiye’de yapılacak olan Erdoğan-Putin görüşmesinde olacak.

Hayırlı bir sonuç çıkması temennisiyle…

Yorumlar kapalı.