Prof. Dr. Celalettin Yavuz – Güvenlik Politikaları Uzmanı – 12 Eylül 2023
Türkiye’nin Suriye ile ilgili devam eden güvenlik sorunları arasında Esad rejiminin diplomatik ilişkileri tekrar başlatmaması ilk sırada iken, PKK terör örgütünün Suriye uzantısı PYD/YPG’nin ABD tarafından desteklenmesi de bir diğeridir. İdlib bölgesindeki çarpık statüko da devam etmektedir.
Suriye sınırı duvarla örülmesine rağmen hala Suriyeli sığınmacı akını riski de mevcuttur. Suriye ile normalleşme başlatılamadığı için Türkiye’deki “zorunlu misafir” Suriyeli sığınmacıların yükü de ekonomik sıkıntıların ağırlaştığı son iki yıl içinde giderek ağırlaşmıştır.
Suriye’deki DEAŞ terörünün hala devam ediyor olması da bir diğer sorundur. Son iki haftadır Suriye’nin doğusundaki Deyrizor bölgesinde PKK/YPG ile bölgenin Arap aşiretleri arasındaki silahlı mücadele dikkat çekecek derecede büyüyünce konuyu mercek altına aldık.
ABD ve Kısmen Rusya Himayesinde PYD/YPG’nin ‘Mini Devlet’ Yapılanması
ABD’nin 2015 yılından itibaren “Özel Kuvvetler” gibi eğitip silah ve teçhizatla donattığı, %80’inini PKK’nın Suriye uzantısı PYD/YPG’nin oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri, son yıllarda DEAŞ’la mücadele bahanesiyle Suriye’nin Irak sınırına yakın bölgelerinde hakimiyet kurdu.
ABD’nin siyasi desteğini de alan PYD/YPG, Suriye’nin kendisine yeterli petrol kaynaklarının %80’ine yakın kuyularını da ele geçirerek ve önemli bir kısmını Esad rejimine satarak ciddi şekilde gelir elde etmeye başladı.
Her yıl ABD bütçesinden de önemli miktarda mali destek alan terör örgütüne bu yılın Ocak ayında 90 ve 50 araçlık konvoylarla içinde radar da dahil çeşitli silah ve erken ihbar malzemesi yardımı yapıldı. Haziran ve Temmuz aylarındakilere ilaveten Ağustos 2023’te de 50 konvoyluk askeri malzeme sevk edildi.
Suriye’deki terör örgütü Rusya’nın da siyasi himayesi altındadır. Daha Aralık 2022 içerisinde Rus Dışişleri Bakanı Lavrov, “Maalesef Kürt grupları Amerikalıların güvenilir ortaklar olduklarını düşünüyorlar. Hüsnü Mübarek’in, Afgan Hükümeti’nin başlarına neler geldiğini biz unutmadık…” diyerek “dostlarını” uyarmak mecburiyetinde kalmıştı.
Aslında Lavrov’un bu uyarısı, bir dönemin ABD’li Ankara Büyükelçisi Jeffrey tarafından da “Washington’un bu ‘mini devletin’ (PYD/YPG) ‘nihai aşamasını somut bir şekilde ortaya koyamamış olduğu” sözüyle de örtüşmektedir. Rusya, Türkiye ile çok iyi siyasi ve ekonomik ilişkilerine rağmen YPG’yi bir sorundan ziyade bir partner olarak görmektedir.
Arap Aşiretleri YPG’ye Karşı
PYD/YPG’nin 2013’te Türkiye sınırına bitişik bölgelerde üç özerk “kanton” ilanından itibaren bölgede eğitim dili Kürtçe’ye dönüştürüldü. Bu gelişme BM’nin de raporlarında yer aldı. Daha 2022 yılı sonlarında BM Genel Sekreteri Guterres’in raporuna göre, YPG hakimiyetindeki bölge okullarında başörtüsü yasaklanmıştı.
Bu karar Deyrizor, Rakka ve Haseke’nin muhtelif yerleşimlerinde öğretmenlerin, velilerin ve aşiretlerin gösterilerine yol açmış, protestolar üzerine yasak askıya alınmıştı. Alınan karar Kürt nüfusun yoğun olduğu bölgelerin dışında, Rakka ve Deyrezor gibi Arap unsurun ağırlıklı olduğu yerlerde de alınmıştı. BM raporlarında bu gelişme “düşünce, vicdan ve din özgürlüklerinin ihlali” şeklinde yer alırken, daha 2018’de ülkenin kuzeydoğusunda 250’nin üzerindeki okulda Arapça dilinde eğitim yasaklanmıştı.
Bir diğer önemli konu da terör örgütünün bölgedeki Kürt ve Arap çocukları devşirme girişimleriydi. Bu durum üzerine Türkiye’nin BM Daimi Temsilcisi Büyükelçi Feridun Sinirlioğlu tarafından geçen Nisan ayında BM Konseyi’ndeki konuşmasıyla YPG/SDG’nin çocukları silah altına alması ve sivillerin evlerine dönüşlerini engellemesi ve Arapça okutan öğretmenleri tutuklanması kayda geçirilmişti.
Son olarak PKK/YPG’nin Deyrizor Askeri Meclis grubu lideri Ahmed el Habil’i alıkoymasıyla 27 Ağustos’ta Arap aşiretlerin başlattığı silahlı mücadeleyle PKK/YPG’li teröristler kontrolleri altındaki bölgelerden kaçarken, sadık müttefikleri ABD arabuluculuğa soyunmak istedi ama şimdilik başaramadı. 10 Eylül itibariyle Arap aşiretleri, Münbiç’te de dahil 40’ı aşkın köyü teröristlerden kurtardı. Bu mücadelede Arap ülkelerinin aşiretleri desteklemesi teşvik edilebilir.