73 kez görüntülendi.
Suriye Devriminin Bölgesel Etkileri – Prof. Dr. İ. Yaşar Hacısalihoğlu

Prof. Dr. Yaşar HACISALİHOĞLU – 06 Ocak 2025

 

Almanya ve Fransa Dışişleri Bakanları Suriye’ye geldiler. Suriye’nin başkenti Şam’da HTŞ lideri Ahmed Hüseyin el-Şara ile görüşme yaptılar.

Böylece Avrupa Birliği’nden gelen ilk dışişleri bakanları oldular.

Bakanların bu temasları sırasında yaptıkları açıklamalar, Suriye’nin yapılanma sürecine dayalı mücadelesinde nasıl rol almak istedikleriyle ilgili bazı ipuçları veriyor.

Almanya Dışişleri Bakanı Baerbock; Avrupa’nın Suriye’yi destekleyeceğini ancak yeni İslamcı yapıları finanse eden bir kaynak olmayacağını söylemiş. Bu sözlerine Suriye’de tüm etnik ve dini grupların, tüm insanların dahil olduğu bir siyasi diyalog gerektiğini ve buna ülkedeki kadınların da dahil edilmesi anlamına geldiğini de eklemiş.

Baerbock’ın bir diğer açıklaması da Türkiye’ye ve komşu ülkelere yaptığı atıfla bu ülkelerin Suriye’nin toprak bütünlüğüne ve egemenliğine saygı göstermeleri gerektiğine yönelik olmuş ve buna ilişkin; “Suriye, ne yeniden yabancı güçlerin oyun aracı ne de radikal güçlerin deney alanı haline gelmelidir” demiş.

Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noël Barrot da Suriye’nin kuzeydoğusundaki Kürt otoriteleriyle, sivil toplum temsilcileriyle ve Suriye’deki PKK terör örgütü elebaşlarından “Mazlum Abdi” kod adlı Ferhat Abdi Şahin ile de görüşerek;” Kürtler’in Suriye’nin geleceğiyle ilgili siyasi sürecin dışında bırakılmaması, tersine siyasi sürece tamamen entegre olmaları gerektiğini” söylemiş.

İki Dışişleri Bakanları, Batı’nın bildik ikiyüzlü tavrıyla, kendi çıkarlarının maskeli, sahte yüzünü bir kez daha ortaya koymuştur. Esad zulmü altında ezilen Suriye halkının mücadelesini öncelemeyen, insan mezbahanesine dönmüş hapishanelerde kadınların karşı karşıya kaldıkları insanlık dışı muameleler gerçekleşirken, kadın haklarını unutan Avrupa Birliği, Almanya, Fransa, İngiltere, ABD kısacası BATI şimdi halkın iktidarına, Suriye devrimine akıllarınca ayar çekmeye çalışıyor. Aktaracaklarını söyledikleri finans kaynaklarıyla Suriye Devrimini çalmanın hesaplarını yapıyorlar.

İlginizi çekebilir!  Göz Yaşarır, Kalp Hüzünlenir

Suriye’deki PKK terör örgütünü sahaya sürerek, kendileri gibi düşünmeyen Suriyeli Kürtlere de zulmeden PKK terör örgütünü hala koruyup kollamanın çabasındalar. Şimdi de PKK’yı Suriye Devriminin içine sokmaya, halkın iktidarının bir parçası haline getirmeye çalışıyorlar. Suriye’de ABD-İsrail yapımı olan PKK işgalinden hala çıkar devşirmenin gayretindeler. Suriye’nin Esad zulmünün kimliksiz bırakılmış, vatandaş yapılmamış mazlum Kürtlerini, ABD-İsrail’in himayesindeki PKK terör örgütü temsil edemez. PKK, küresel sömürü ve terör baronlarının Suriye topraklarına şer hevesleri için monte ettikleri terör yapılanmasıdır. Esad ile ilişkisini olumlu zeminde sürdürmüş, halkın iktidarının önünün kesilmesinde bazen doğrudan bazen de dolaylı bir unsur olarak kullanılmıştır.

Şimdi tüm bu yaşananları yok sayarak, Suriye’nin özgürlüğünün kirletilmesine, devrimin yıpratılmasına, küresel şer güçlerin lehine devrimin çalınmasına boyun eğilemez. Bu durum Suriye devriminin en can alıcı noktasıdır.

Almanya ve Fransa Dışişleri Bakanlarının sözlerindeki Türkiye kaygısı, sömürge reflekslerinin ürünüdür. Bu rekfleks Afrika’da da devrededir. Fransa sömürgelerinin isyanı ve başardıkları devrimlerde Türkiye’nin mazlum halkların yüreğindeki birikim özel bir yere sahiptir.

Şimdi de akıllarınca Suriye’nin özgürleşme sürecini kontrol etmeye, devrimi çalmaya niyetliler. Türkiye’nin adını anarak, “yabancı güçlerin oyun alanı” gibi esasen kendilerini tarif eden çarpıtmaya yeltenmişler. Türkiye olmasa Suriye bugüne değin çoktan darmadağın olmuştu. Suriye’nin toprak bütünlüğünü de, siyasi ve toplumsal birliğini de sağlayan tek güç Türkiye’dir. Şer çıkarları peşinde olanlara ve terör örgütlerine karşı tek başına gerçek mücadeleyi yapan tek ülkedir. Türkiye dışında Suriye’ye yönelen diğer tüm ülkeler şer çıkarlarının devşirilmesi için pozisyon aldılar .

Hiç biri Esad zulmüne karşı halkın iktidarının yanında yer almadığı gibi, halka karşı Esad’ı korudular.

Bu durumun en somut yansıması Suriye halkının yüreğinden yansıyan Türkiye sevgisidir.

İlginizi çekebilir!  Bakan Fidan, Esad'ın Gidiş Sürecini Anlattı

Bu sevgiyi besleyen Türkiye’nin mazlumların yoldaşı, sırdaşı olmasıdır. Suriye devriminin sömürgeci, işgalci, bölücü, siyonist emperyalizm tarafından çalınmasının önünde de tek engel Türkiye’dir.

  1. Ömer ALTUNTAŞ dedi ki:

    Yazılarınızı ve programlarınızı severek takip ediyoruz Yaşar Hocam. Kaleminize sağlık.

Bir Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.