Fatih ÜNLÜ – 03 Ocak 2024
Önceki yazılarımızda iki önemli sözden bahsetmiştik.
“-(Önemli işleri) savsaklayanlar, devamlı erteleyenler helak oldular.” *
“Bütün büyük işlerin temelinde iyi bir düzen, iyi bir sistem vardır.” *
İlki hadis olan bu sözlerin mefhumu muhalifinden (ima ettiği zıt anlamdan) şu tespitlerde bulunabiliriz:
Önemli işleri vakitlice yapanlar bu konularda sorun yaşamazlar.
İyi bir düzenin olmadığı yerlerde büyük işlerin başarılması –muhale yakın- zordur.
Şu anda Suriye’nin de her şeyden önce işleyen iyi bir sisteme ihtiyacı var. Sahada özellikle hızlı hareket edilmesi gereken birçok alan var. Zaten gayretler de bu yönde.
Biz de bu gayretlere destek olmak üzere bazı başlıkları önermek istiyoruz. Bunların bir kısmı zaten düşünülmüş olabilir ama biz nelerin düşünüldüğünü bilmediğimiz için bunların da kayda geçmesi bakımından burada okuyucularımızın dikkatine sunuyoruz:
1- “Acil Eylem Planı”
Hatırlarsınız, Ak Parti ilk iktidara geldiğinde DPT’nin öncülüğünde “Acil Eylem Planı” adıyla hızla atılması gereken birçok somut adım belirlenmiş ve bunların uygulanması dikkatle takip edilmişti. Bu plan o dönem bazı alanlarda ulaşılan başarılara ciddi bir katkı sağlamıştı.
Şimdi de Suriye’de acil bir durum var. Suriyeli yetkililerin bizim tecrübe ve katkılarımızdan da yararlanarak güvenlik ve asayişten gıdaya, enerjiye ve yeniden imara kadar atılacak adımları bir eylem planı olarak hızla belirlemesinde ve uygulamaya koymasında büyük fayda var. Bu eylem planında yapılacak işlerin yanı sıra sorumlu kurumlar / kişiler, iş takvimi ve kaynak gereken durumlarda bunun nereden sağlanabileceği gibi hususlar yer alabilir.
Lojistik ve günlük ekmeğin temin edilebilmesi öncelikle önemli. Kıdemli emekli DPT uzmanlarından Halil Şener ağabeyin de ilk günlerde dediği gibi, market zincirlerimiz Suriye’de şubeler açabilir, “dürüst girişimcilerimiz” Suriyeli “dürüst müteşebbislerle” birçok sürece öncülük edebilir.
Bizce “Kim kimdir?” sorusuna verilecek cevapların Suriye’de en kritik konuların başında geldiğini daha önce yazmıştık. Bu gibi işlerin sorumlularının da, naif bir üslupla ifade edersek, güvenilir ve angajmanı olmayan insanlardan olması beklenir.
2- Çalışma Grubu
Suriye’yi bilen veya genel dengelere vakıf uzmanların, akademik camianın ve stratejisyenlerin vd. katılımıyla bir çalışma grubu kurulabilir ve özellikle risk alanları iyi çalışılarak önlemler geliştirilebilir.
Suriye’nin yeniden yapılanmasıyla ilgili olarak da ayrı bir çalışma grubu kurulabilir.
3- Özel Temsilci
Türkiye’nin Nuakşot (Moritanya) Büyükelçisi Sn. Burhan Köroğlu Suriye’ye hızlı bir şekilde Maslahatgüzar olarak atandı ve Büyükelçiliğimiz hemen faaliyete geçti.
Bunun yanı sıra, bir Suriye Özel Temsilcisi atanması da düşünülebilir. İyi bir görev tanımı ve iş bölümüyle atılabilecek bu adım, odaklanma ve tüm zamanını bu işe hasretme bakımından bu kritik zamanda ilave katkılar sağlayabilir.
4- Kamuoyu ve İlkelere Riayet
Ülkemizde Suriye’deki gelişmeleri çok olumlu gören ciddi bir kesim var. Bu konuda tereddütleri olanlar da azımsanamayacak sayıda. Sürecin -belki gizli bir mutabakatla- çok hızlı gerçekleşmesi, başta ABD ve İsrail’in gelişmelere ses çıkarmaması ve İsrail’in sonrasında Golan’ı hemen işgal etmesi gibi hususlar bu kesimlerde ciddi tereddütlere yol açtı. İşin doğrusu, Türkiye de güçlü bir şekilde denklemde olmasa, Suriye’de çok farklı bir tablo ortaya çıkabilirdi; dikkatli olunmazsa çıkabilir de.
Ama denklemde engin devlet geleneğiyle Türkiye de var. Biz de Libya’da, Azerbaycan’da, Afrika’da denklemin olumlu yöne değişmesine katkıda bulunmuş bir Ülkeyiz. Burada yanı başımızdaki Suriye’de yılların tecrübesiyle bunu çok daha iyi yapabilecek bir konumdayız. Daha önceki yazımızda da belirtiğimiz üzere, Kıbrıs Barış harekâtını da son daha sınırlı imkânlarla başarmıştık.
Yeter ki iyi çalışalım, dâhilde sağlam kalalım ve bu süreçte uzmanlık, istişare gibi gerekli unsurlardan ve dehadan azami yararlanalım. Ve kamuoyunu da gerekli alanlarda çeşitli araçlarla düzenli bilgilendirelim.
Suriye birçok etkin aktörün yer aldığı ve dizayn edilmek istenen bir bölge. Bu gibi karışık ortamlarda hem aşırı ve altyapısı olmayan kötümserlik hem de aşırı ve sağlam durmayan iyimserlik sorunlara yol açabilir.
Burada küçük bir parantez açabiliriz. Yüce Dinimizin ulvi prensiplerine ve insani ilkelere uygun hareket eden bir taraf, -dersini çok iyi ve çok detaylı çalışmış ta olsa- menfi ve bölgeye zararlı planlar peşinde koşan bir muarızın planlarını bozabilir.
“Hak geldi, batıl yok olup gitti.” mealindeki İsra Suresinin 81. Ayeti Kerimesinin sırrıyla “Hak varsa, batıl zail olur.” Dolayısıyla önemli olan “Hakkı” temsil edebilen tarafta olabilmek ve buna göre politikalar geliştirebilmektir.
5- Sistem Kurma
Suriye’de -aslında biz dâhil dünyanın her yerinde- birçok alanda sistem kurma zekâsına sahip insanlara ihtiyaç var. Gizli – açık birçok yükü olabilecek modern sistemleri orada doğrudan uygulamak yerine, ihtiyaçlara göre yeni sistem kurgulamak veya çok iyi bir uyarlama yapmak gerekir kanaatindeyim.
6- Suriye Üzerinden Bölge Ülkelerinin özellikle Türkiye ve İran’ın Karşı Karşıya Gelme İhtimali.
Bu konu çok daha detaylı değinmeyi hak ediyor ama burada kısaca arz edeceğiz. Bu illaki gerçekleşecek bir risk değil ama var olan bir risk. Bölge ülkelerinin birbiriyle yorulması da asla bölge ülkelerinin hayrına olmayacak bir durum. Burada İran’ın Suriye’deki tavrı da, üst düzey diyalog kapısının açık olması da olağanüstü önemli. Yine şu anda Suriye’yi yöneten yapıların yakın bir zamana kadar İran destekli yapılarla çatışmış olmaları da -önlem gerektiren- bir risk alanı.
Küresel sistemin İran ile ilgili veya diğer bölge ülkeleriyle ilgili ne planları var, -tahminler ayrı- detaylarıyla bilemiyoruz. Ama bizim için önemli olan, böyle planların parçası olmak değil bizim almamız gereken konum.
İran’da politikaları yönlendirebilecek güçlü bir grup yakın geçmişte bu hatayı yaptı. Küresel sistemdeki güçlü unsurların -belirli maksatlarla- gösterdiği toleransla İslam dünyasında çok yayıldı ve nüfuzunu artırdı. Bu da İran’ı hem içte ekonomik olarak daha da zayıf düşürdü hem de birçok İslam ülkesiyle sorunlar yaşamasına sebep oldu.
7- Diğer Muhtelif Risklere Karşı Önlem Alınması
Bölgede açık – gizli birçok risk var. Bu riskler muhakkak çalışılıyordur. Bu risklerden bazıları şunlar:
a- Mevcut İsrail’in Yönetiminin Taşkınlıkları
İsrail Suriye’nin askeri yeteneğini mefluç hale getirecek birçok saldırı düzenledi. Tapu ve elektronik kayıt birimlerini dahi bombaladı. Tapu kayıtlarını ve elektronik sistemleri neden bombalıyor? Herhalde müttefiki olan PKK-YPG gibi unsurların yaptığı toprak gaspının izlerini silip işi bir oldu bittiye getirmeye çalışıyor.
Ama normalde tapu bilgileri gibi önemli kayıtlar farklı ve birbirinden uzak ortamlarda da yedeklenir. Bunların izi bulunur ve tekrar yedeklenir ve iyi korunursa bu tür hamleler boşa çıkarılabilir.
Bu işin sadece birkaç yüzü. İsrail’in Suriye üzerinde çok detaylı planlarının olmadığını düşünmek eşyanın tabiatına aykırı olur. Mevcut İsrail yönetimi gibi söz dinlemez ve güçlü ülkelerin bile durdurmakta zorlandığı bir unsur Suriye’deki en büyük risklerden birisi. Baş edilmez değil elbette.
b- İç çatışma riski
Bu riske ilk yazımızda da değinmiştik. Malum, bazı provokasyonlar da oldu ama karşı önlemlerle ortam çabuk duruldu. Birçok sebepten kaynaklanabilecek bu risk için uzunca bir süre daha önlem almak gerekecektir.
c- YPG unsurlarından bazılarının Suriye Ordusunun bir parçası olması gibi riskler
Dışarıdan akıl alan, onların korumaya çalıştığı kendi içinde organize gruplarla özellikle resmi bir kimlikle silahlı oldukları zaman uğraşmak hiç kolay değildir. Bunu bilen YPG Suriye’de bu amacına farklı şekillerde ulaşmaya çalışabilir.
İlk başta şu soruları sormak lazım:
Bu tür gruplar küresel sistemin desteğiyle orada silahlanmak, İŞİD üzerinden veya doğrudan başka insanların toprağını gasp etmek ve Kürt halkı da dâhil kendisine muhalif olanlara zulmetmek dışında hangi işi yapmışlar? Suriye’nin Esad’ın zulmünden kurtulmasına hangi katkıyı vermişler? Bilakis ABD’nin de desteğiyle Esad’la gizliden anlaştıkları birçok durum var.
Söylemeye bile gerek yok: Bu yapılar ayrı, Kürt halkı ayrı şüphesiz. Angajmanı olmayan, etnik yapıyı öncelemeyen ve olumlu bir gündemi olan herkesin Suriye’deki yeni yapılanmada bir sözü, bir yeri olabilir kuşkusuz.
Suriye’deki son gelişmelerle ilgili ele alınması gereken birçok konu daha var şüphesiz ama biz kısa bir değerlendirme ve ufuk turu yapmaya çalıştık. Umarız faydalı olmuştur.
Allah’a emanet olun.