istihbarat ceyhun bozkurt

Ceyhun BOZKURT – 09 Temmuz 2024

 

Türkiye ile Suriye arasında normalleşmenin en tepe adımları için neredeyse her gün “yeni gelişme var mı” diye gündemi kontrol eder hale geldik. Bunun nedeni, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kazakistan’ın başkenti Astana’da düzenlenen Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) 24’üncü Devlet Başkanları Zirvesinden dönüş yolculuğunda “Bizim Sayın Putin ile Beşar Esad’a bir davetimiz olabilir” şeklindeki açıklamasıydı. Üstüne üstlük terör örgütü PYD-YPG’ye yönelik virgül konulan operasyonlara dönüş zorunluluğu, İsrail’in saldırgan politikalarının Suriye’ye sıçrama ihtimali vb. nedenlerle artık bu sürecin hızlanması iki taraf için de zorunlu hale geldi. Bu konuda Türkiye’den verilen mesajlar son derece sıcak. Peki Suriye tarafı meseleye nasıl yaklaşıyor?

ŞAM GÖRÜŞMEYE SICAK MESAJ GÖNDERDİ

Bu konuda önemli bir açıklama, Suriye Bakanlar Kurulu Danışmanlarından Abdülkadir Azuz, Birleşik Arap Emirlikleri yayın organı Al-Ain News’e yaptığı açıklamalar, normalleşme sürecine Şam’ın nasıl yaklaştığına ışık tutacak nitelikte. Azuz’un açıklamalarının bazı satır başlarını şöyle maddelemek mümkün:

– Normalleşme ve uzlaşma çabalarının anahtarı, Türk tarafının uluslararası kararlara, uluslararası hukuk ilkelerine ve iyi komşuluk ilişkilerine bakışına bağlı.

– Suriye, bir yandan devletin tüm toprakları üzerinde egemenliğini esas alan, diğer yandan da terörün her türlüsü ve örgütleriyle mücadeleye dayalı olarak Türkiye ile uzlaşma çabalarına ilişkin tüm girişimleri desteklemektedir.

– Şam, Suriye’de güvenliği, istikrarı ve barışı artırmak için her türlü toplantının verimli ve başarılı olmasını istiyor. Bu kapsamda, Suriye-Türkiye uzlaşma sürecini ilerletmek ve girişimleri etkili kılmak için ülkemiz ve tüm taraflar arasında kapsamlı görüşmeler yapılıyor.

Azuz, görüşmenin Irak’ta olacağıyla ilgili çıkan haberleri de şu sözlerle değerlendirdi: “Suriye ve Irak, istikrarsızlıktan büyük ölçüde etkilendi. Fırsatlar, zorluklar ve tehditler bölgedeki tüm komşu ülkeler tarafından paylaşılıyor. Irak tarafının Türkiye ile Suriye arasında uzlaşmaya yönelik bir girişim başlatma konusundaki istekliliği de bundan kaynaklanıyor.”

İlginizi çekebilir!  Irak Harekatı

Azuz’un Kayseri’de ve Suriye’nin kuzeyinde olan olaylarla ilgili şu sözleri dikkat çekici: “Kayseri’de küçük bir grubun sebep olduğu üzücü olayların sebeplerinden biri de Türk muhalefetinin zehirli söylemi.”

Açıklamalar Şam yönetiminin sürece olumlu yaklaştığının önemli bir göstergesi. Ancak bir süredir böyle bir eğilim olduğu yönünde bilgiler gelmekteydi.

Türkiye ile Suriye arasında, 2011’den itibaren gerilimle başlayıp ilişkileri koparma noktasına getiren iletişimsizliğin sona ermesi için ilk adımın atıldığı 2022 yılının ilkbaharından beri liderler düzeyinde bir iletişime ilk kez bu kadar yaklaşıldı. 2022 ve 2023’te sürecin işlememesinin nedenlerinin başında Suriye’nin “Türk askeri çekilmeden masaya oturmayız” ısrarı ve 2023 Mayıs ayındaki Cumhurbaşkanlığı seçimini beklemesi vardı. Ancak Cumhurbaşkanlığı seçimini Recep Tayyip Erdoğan kazandı. “Türk askerinin çekilmesi” talebi de, sahadaki gerçeklikle uyuşmaması nedeniyle uygulanabilir değildi.

ARALIK AYINDA ŞAM’DAN MESAJ GÖNDERİLDİ İDDİASI

Üstüne üstlük Gazze’de başlayan İsrail-Filistin savaşı ve İsrail’in savaşı tüm bölgeye yayma isteği yeniden süreci ısıttı. Rusya’nın da telkinleriyle Suriye “Türk askerinin çekilmesi” talebini, “egemenliği ve toprak bütünlüğünü tanıma yönünde niyet beyanına” evirdi. Hatta bu konuda Şam’dan ilk olumlu mesajın Aralık ayında gönderildiği belirtiliyor. Hatta bu çerçevede 29 Aralık 2023’te, Türkiye-Suriye askeri heyetleri arasında Suriye’nin Lazkiye ilindeki Kasab yakınlarında doğrudan güvenlik ve askeri konuları ele almak üzere bir toplantı yapıldığını da ileri sürülüyor.

Gelinen noktada, Türkiye ile Irak’ın tarihi anlaşmasının da etkisi olduğu belirtiliyor. Dozu Ankara-Şam gerilimi kadar yüksek olmasa da inişli çıkışlı bir çizgi izleyen Ankara-Bağdat ilişkileri son aylarda yükselişe geçti ve iki ülkeye kazandıracak olan Kalkınma Yolu Projesi, terörle mücadelede ortak tutum, su anlaşması vb. konularda uzlaşı, hem ekonomik hem de güvenlik problemleriyle boğuşan Şam’ın da dikkatini çekti.

İlginizi çekebilir!  Ölümcül Yollar: Trafik Kazalarının Gölgesinde Kaybolan Hayatlar

MASA NEREDE KURULACAK

Merak edilen konulardan biri de görüşmenin nerede yapılacağı?

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Putin ile Esad’ı Türkiye’ye davet edebileceğini söyledi. Bu davet önemli. Ancak Şam Türkiye’de görüşmeye sıcak bakmıyor. Türkiye’nin de Şam’da görüşmeyi kabul etmeyeceği açık. Bu nedenle iki seçenek öne çıkıyor: Rusya veya Irak.

Gazeteci Çetiner Çetin, 1 Mart 2024 tarihinde sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Beşar Esad’ın Moskova’da görüşebileceğini yazmıştı. Çetin’in aktardığına göre Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın Moskova’da görüşmesini sağlamak üzere Türkiye’ye gelecekti. Putin’in ziyaret şu ana kadar gerçekleşmiş değil. Bu nedenle Moskova veya Soçi konusu belirsiz.

Diğer seçenek Bağdat. Irak’ın uzunca bir süredir iki ülke arasında arabuluculuk girişimleri var. Türkiye, Bağdat seçeneğine olumsuz yaklaşmıyor. Ama işgalden itibaren dış askeri-siyasi güçlerin cirit attığı Bağdat’ta görüşmenin de artısı-eksisi mutlaka analiz edilecektir. Bu yüzden Bağdat konusunda da kesin bir ifade kullanmak kolay değil.

Ama eninde sonunda bu görüşme Moskova veya Bağdat’ta gerçekleşecek gibi görünüyor.

ABD-İSRAİL-PYD RAHATSIZ

Oluşan bu tablodan ABD ve müttefikleri ile iplerini tuttukları terör örgütü dışında hemen hemen herkesin memnun olduğu bir durum söz konusu. Terör örgütü PYD/YPG’nin paniği o kadar büyük ki, sözde Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi Meclis eşbaşkanı Hasan Koçer, Şarkül Avsat’a “Biz Suriye’nin toprak bütünlüğünü korumaya çalışıyoruz” açıklaması yaptı.

Ayrıca İsrail’de de bir rahatsızlık söz konusu. The Jerusalem Post gelişmeyle, “uzlaşı İsrail’in aleyhine” yorumu yaptı: “Türkiye-Suriye uzlaşmasının İsrail aleyhine sonuçlanması mümkün görünüyor. Zira bu, İran’ın bunu İsrail’e karşı daha fazla alanı birleştirmek için kullanmasının bir yolu olarak görülebilir.”

ABD’nin, İsrail’in, PYD/YPG terör örgütünün rahatsız olduğu, paniklediği bir iklim de, eminiz ki bölgedeki tüm ülkelerin, milletlerin, insanların çıkarına olacaktır.

Bir Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.