50 kez görüntülendi.

Prof. Dr. İ. Yaşar Hacısalihoğlu – 2 Ocak 2024

 

DEM-İmralı görüşmesi, Türkiye’nin gündeminin en önemli konusu. Görüşme sonrası yapılan yazılı açıklamada terör örgütünün lağedilmesine yönelik net bir ifade yok. İlk adımda bu çağrının yapılması da beklenmiyordu. Kaldı ki teröristbaşının bu yönde yapacağı çağrının terör örgütünde karşılık bulmasının çok da kolay olmadığını da kabul etmek gerekiyor. Zira mesele sadece Kandil’de inlerinde ki terör örgütü ele başlarıyla sınırlı değil. Son yıllarda terör örgütünün anatomisine yerleşen irade doğrudan ABD-İsrail’dir. Soldukça sulayan, her türlü ihtiyacını karşılayan, ABD bütçesinden yılda 200 milyon dolar yollayan, generalleri komutasında adına tatbikat dedikleri terör provaları yapan irade, terör örgütünün lağvedilmesine rıza göstermesi beklenmemelidir. Ancak başka bir seçenek kalmamasından, mecburiyetten irade kaybına uğrayarak, istemese de müdahale edemeyebilir. Buna zemin hazırlayan iklim, Suriye devrimidir. Ancak bu noktada Türkiye’nin varlığı, ağırlığı, kararlılığı temel belirleyicidir. Bu noktada esas olan; Suriye’de PKK terör örgütünün varlığına asla izin vermemek, yeni özgür Suriye yapılanmasında asla varlığına yer vermemektir. Bu da ancak Türkiye’nin bu noktada ortaya koyacağı tavizsiz, sarsılmaz kararlılığıyla mümkündür. Bu noktada herşeye rağmen kör iyimserlik içinde de olmamak gerekir. Bugünlerde Suriye’nin Kuzeyinde, Türkiye sınırında ABD’nin askeri üs kurma çabası da göz ardı edilmemeli. Tüm bu şer çabaları bütünüyle köreldiğinde,

Suriye’de zemini ortadan kalkan PKK için Türkiye’de siyaset alanını, uzantısı DEM ile kullanabilmesi güçleşecektir.

Bu noktada belirtilmelidir ki, DEM’de bu yeni iklimde inisiyatif alarak, terör örgütünün anatomisinden kopabilmeyi başarmalıdır. Sadece tarafların sözlerinin getir- götür rolü değil, bilakis etkin olarak davranıp, “PKK’nın siyasi ayağı olmaktan çıkmış durumdayız” demelerini bekliyoruz.

Şu hususta belirtilmelidir ki, MHP Lideri Dr. Devlet Bahçeli’nin siyasi rlsk alarak yaptığı tarihi çağrı; terör örgütünün lağvedilmesi, silahlarıyla birlikte teslim olmalarıdır. Bunun dışında pazarlık, al-ver süreci, müzakere, muhtaçlık gibi bir durum söz konusu değildir.

İlginizi çekebilir!  Şimdi Okullu Olduk Sınıfları Doldurduk

Devletin en güçlü olduğu bir evrede, devletin uzattığı el, bir son şanstır. O şans; siyaset alanının kirletilmesinin önlenmesi, Gazi Meclisin çatısı altında terör örgütü mikrofonluğunun sonlandırılmasının, siyasetin, demokrasinin, seçmenin hukukunun korunmasının şansıdır. Bu şans esasen DEM verilen şanstır. Yıllardır hep vurgularız; inancımızda tövbe kapısı kapanmaz ve bu DEM için her daim geçerlidir. Diyarbakır Annelerinin, Şehit Annelerinin nezdinde tövbe edilmeyi başarmak, iç cephemizin gücüne büyük katkı sunar.

Bu noktada muhalefet partilerinin de etkin rol üstlenmesi gerekir. MHP lideri Bahçeli’nin çağrısı üzerinden siyasi çıkar devşirmeye çalışmak, Türkiye’ye yapılmış iyilik değil, kötülüktür. Aksine pazarlık yapılmadan, terör örgütünün bulunduğu her ülkede lağvedilmesi, silahlarıyla teslim olması her partinin oy hesabı yapmadan katkı sunması gereken kıymettedir.

Böylece siyasetin, seçmenin, demokrasinin hukukunun korunmasında Ülke adına önemli hizmet verilmiş olacaktır.

  1. Nihat Adıgüzel. dedi ki:

    Değerli Hocam, kaleminize ve yüreğinize sağlık. Anlarlar inşallah. Rabbim akıl ve izan nasib eylesin.

Bir Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.