Siyonist Dünya Paramparça: “Artık geri dönüş yok”

Bercan TUTAR – 18 Haziran 2024

İsrail’in barbar soykırım saldırıları ve ABD’nin Siyonist terör rejimine verdiği destek her şeyden önce kendi kurduğu “sözde kurallara dayalı uluslararası düzeni” paramparça etti. Geri dönüş artık mümkün değil…

İsrail dokuzuncu ayına giren barbar saldırılarda sadece Gazze’yi yerle bir etmedi… Küresel statükoyu da yerle bir etti. Gazze’deki enkazların altında on binlerce masum sivilin cesedi yanında ABD’nin küresel hegemonyaya ve küresel düzene dair her türlü iddiası da yatıyor. İkinci Dünya Savaşı’nın ardından oluşturulan ve Soğuk Savaş’ın bitiminden sonra birçok aksayan yönü restore edilen Batı’nın çıkarlarına dayalı uluslararası düzen artık raf ömrünü doldurdu.

Çünkü savaşın galiplerinin ve Batı’nın menfaatlerini savunmaya ve çıkarlarını sürdürmeye dayalı düzenin en sembolize edildiği alan BM Güvenlik Konseyi’nin veto hakkına sahip beş daimi üyesi artık koordidne şekilde hareket etmiyor. ABD, Çin, Fransa, Rusya ve İngiltere’den oluşan beş ülkenin dünyadan daha büyük olduğunu vazeden bu kurum en ağır darbesini Gazze saldırılarında aldı.

Uluslararası Ceza Mahkemesi (ICC) Savcısı Karim Khan, yakın zamanda yapılan bir röportajda CNN’den Christiane Amanpour’a şunları söyledi: “Bazı seçilmiş liderlerin benimle konuşmasını ve çok açık sözlü olmalarını sağladım. Kıdemli bir lider bana ‘Bu mahkeme Afrika ve Putin gibi haydutlar için inşa edildi’ dedi.”

Khan bu röportajı, İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu ve Savunma Bakanı Yoav Gallant’ın yanı sıra üç Hamas lideri için savaş suçları ve insanlığa karşı suçlar nedeniyle tutuklama emri istediğini duyurmasının hemen ardından verdi. UCM’nin verdiği karar ilk kez bir Amerikan müttefikinin uluslararası ceza mahkemesi tarafından hedef alındığını gösteriyor. Görünüşe göre sessiz kısmın yüksek sesle söylenmesi için gereken tek şeydi bu.

ABD ve müttefikleri emperyal dış politikasını meşrulaştırmada şimdiye kadar hukukun üstünlüğü ve demokratik ilkeleri paravan olarak kullanıyordu. Gazze’deki direniş bu hokkabazlığı ve küresel manipülasyonu bütün çıplaklığıyla deşifre etti.

Gazze’ye kadar ABD’nin bu emeryal tezgâhı iyi kötü işledi. Ama ABD’nin soykırımcı İsrail’e verdiği siyasi desteği, göndermeye devam ettiği silahları ve parayı gören müttefiklerinin bile sabrı taşıyor. Çünkü insanlığa ve küresel düzene ait o sahte kırmızıçizgiler çoktan aşıldı. Kral artık çıplak.

Ancak yine de ABD Başkanı Joe Biden ve sözcüleri her gün Beyaz Saray kürsüsünde dünyanın ve insanlığın aklıyla ve vicdanıyla alay edercesine İsrail’i savunmaya, aklamaya ve meşrulaştırmaya çalışıyor.

ABD’de Yahudi lobisinin pençesindeki medya bile bu körlüğe ve katliamlara desteğe isyan ederken hem de. ABD’de bir kesim bu eski emperyal sistemin tıkandığını görüyor. Örneğin CNN, İsrail’in Ebu Gureyb’i olarak bilinen daha doğrusu Hitler’in toplama kamplarını aratmayan gizli hapishanelerinden Sde Teiman ile ilgili ezberleri bozan bir yayın yaptı. Siyonist rejimin etekleri tutuştu. Çünkü Neo-Naziler gibi ileride yargılanacaklarını ve bu gizli toplama kamplarının birer kanıt olacağını iyi biliyorlar. Bu nedenle İsrail rejimi, CNN’in yayınından sonra Sde Teiman gözaltı tesisini kullanmayı aşamalı olarak kaldırma aldı. Bunun nedeni, elektrikli sandalyelere bağlanma ve anüslerine sıcak metal çubuklar konulması da dâhil olmak üzere herhangi bir suçlama, yargılama veya Kızıl Haç’a erişim olmaksızın tutulan Filistinli tutuklulara yönelik aşırı işkence kullanımını ayrıntılarıyla ve belgeleriyle anlatan CNN raporuydu.

Çünkü Gazze ve daha geniş anlamda Filistin davası, batılı hükümetlerin ikiyüzlülüğünü, geri dönüşü hayal edilemeyecek şekillerde açığa çıkardı. Siyonistlerin ve destekçisi Batılı Siyonazilerin küresel vicdanın barışçıl protestolarına, akademik ve sanatsal özgürlüklere yönelik antidemokratik baskılarına bütün dünya yakından tanık oldu. Filistin’in kurtuluşunu savunan kişilere yönelik Batı’daki cadı avları ABD ve Avrupa’nın ifade özgürlüğü, insan hakları ve demokrasi yalanını ortaya çıkardı.

Bu soykırıma tam gaz verdiği destek nedeniyle gençlerin Biden’a katılmaması durumunda Siyonist terör rejimini daha büyük aşkla savunan Donald Trump’ın Kasım ayında yeniden başkan seçilmesi ihtimali çok yüksek. Eğer bu gerçekleşirse, Amerikan demokrasisi iddiası ve kurduğu uluslararası düzen daha hızlı tarihe gömülecektir.

Zira Gazze soykırımı Imperium Americana ve onun Siyonist kolonyal projesi İsrail için sonun başlangıcı olacak. Gazze’den sonra yeni bir dünya ve Ortadoğu oluşacak. Küresel Güney ile Küresel Kuzey ok eşitlenecek. Ortadoğu’da ve Batı’da post-Siyonist dönem başlayacak. Dünyanın dengeleri ve insanlığın değerleri tekrar rayına oturacak.

bercan tutar bariz

Bercan TUTAR – 18 Haziran 2024

İsrail’in barbar soykırım saldırıları ve ABD’nin Siyonist terör rejimine verdiği destek her şeyden önce kendi kurduğu “sözde kurallara dayalı uluslararası düzeni” paramparça etti. Geri dönüş artık mümkün değil…

İsrail dokuzuncu ayına giren barbar saldırılarda sadece Gazze’yi yerle bir etmedi… Küresel statükoyu da yerle bir etti. Gazze’deki enkazların altında on binlerce masum sivilin cesedi yanında ABD’nin küresel hegemonyaya ve küresel düzene dair her türlü iddiası da yatıyor. İkinci Dünya Savaşı’nın ardından oluşturulan ve Soğuk Savaş’ın bitiminden sonra birçok aksayan yönü restore edilen Batı’nın çıkarlarına dayalı uluslararası düzen artık raf ömrünü doldurdu.

Çünkü savaşın galiplerinin ve Batı’nın menfaatlerini savunmaya ve çıkarlarını sürdürmeye dayalı düzenin en sembolize edildiği alan BM Güvenlik Konseyi’nin veto hakkına sahip beş daimi üyesi artık koordidne şekilde hareket etmiyor. ABD, Çin, Fransa, Rusya ve İngiltere’den oluşan beş ülkenin dünyadan daha büyük olduğunu vazeden bu kurum en ağır darbesini Gazze saldırılarında aldı.

Uluslararası Ceza Mahkemesi (ICC) Savcısı Karim Khan, yakın zamanda yapılan bir röportajda CNN’den Christiane Amanpour’a şunları söyledi: “Bazı seçilmiş liderlerin benimle konuşmasını ve çok açık sözlü olmalarını sağladım. Kıdemli bir lider bana ‘Bu mahkeme Afrika ve Putin gibi haydutlar için inşa edildi’ dedi.”

Khan bu röportajı, İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu ve Savunma Bakanı Yoav Gallant’ın yanı sıra üç Hamas lideri için savaş suçları ve insanlığa karşı suçlar nedeniyle tutuklama emri istediğini duyurmasının hemen ardından verdi. UCM’nin verdiği karar ilk kez bir Amerikan müttefikinin uluslararası ceza mahkemesi tarafından hedef alındığını gösteriyor. Görünüşe göre sessiz kısmın yüksek sesle söylenmesi için gereken tek şeydi bu.

ABD ve müttefikleri emperyal dış politikasını meşrulaştırmada şimdiye kadar hukukun üstünlüğü ve demokratik ilkeleri paravan olarak kullanıyordu. Gazze’deki direniş bu hokkabazlığı ve küresel manipülasyonu bütün çıplaklığıyla deşifre etti.

Gazze’ye kadar ABD’nin bu emeryal tezgâhı iyi kötü işledi. Ama ABD’nin soykırımcı İsrail’e verdiği siyasi desteği, göndermeye devam ettiği silahları ve parayı gören müttefiklerinin bile sabrı taşıyor. Çünkü insanlığa ve küresel düzene ait o sahte kırmızıçizgiler çoktan aşıldı. Kral artık çıplak.

Ancak yine de ABD Başkanı Joe Biden ve sözcüleri her gün Beyaz Saray kürsüsünde dünyanın ve insanlığın aklıyla ve vicdanıyla alay edercesine İsrail’i savunmaya, aklamaya ve meşrulaştırmaya çalışıyor.

ABD’de Yahudi lobisinin pençesindeki medya bile bu körlüğe ve katliamlara desteğe isyan ederken hem de. ABD’de bir kesim bu eski emperyal sistemin tıkandığını görüyor. Örneğin CNN, İsrail’in Ebu Gureyb’i olarak bilinen daha doğrusu Hitler’in toplama kamplarını aratmayan gizli hapishanelerinden Sde Teiman ile ilgili ezberleri bozan bir yayın yaptı. Siyonist rejimin etekleri tutuştu. Çünkü Neo-Naziler gibi ileride yargılanacaklarını ve bu gizli toplama kamplarının birer kanıt olacağını iyi biliyorlar. Bu nedenle İsrail rejimi, CNN’in yayınından sonra Sde Teiman gözaltı tesisini kullanmayı aşamalı olarak kaldırma aldı. Bunun nedeni, elektrikli sandalyelere bağlanma ve anüslerine sıcak metal çubuklar konulması da dâhil olmak üzere herhangi bir suçlama, yargılama veya Kızıl Haç’a erişim olmaksızın tutulan Filistinli tutuklulara yönelik aşırı işkence kullanımını ayrıntılarıyla ve belgeleriyle anlatan CNN raporuydu.

Çünkü Gazze ve daha geniş anlamda Filistin davası, batılı hükümetlerin ikiyüzlülüğünü, geri dönüşü hayal edilemeyecek şekillerde açığa çıkardı. Siyonistlerin ve destekçisi Batılı Siyonazilerin küresel vicdanın barışçıl protestolarına, akademik ve sanatsal özgürlüklere yönelik antidemokratik baskılarına bütün dünya yakından tanık oldu. Filistin’in kurtuluşunu savunan kişilere yönelik Batı’daki cadı avları ABD ve Avrupa’nın ifade özgürlüğü, insan hakları ve demokrasi yalanını ortaya çıkardı.

Bu soykırıma tam gaz verdiği destek nedeniyle gençlerin Biden’a katılmaması durumunda Siyonist terör rejimini daha büyük aşkla savunan Donald Trump’ın Kasım ayında yeniden başkan seçilmesi ihtimali çok yüksek. Eğer bu gerçekleşirse, Amerikan demokrasisi iddiası ve kurduğu uluslararası düzen daha hızlı tarihe gömülecektir.

Zira Gazze soykırımı Imperium Americana ve onun Siyonist kolonyal projesi İsrail için sonun başlangıcı olacak. Gazze’den sonra yeni bir dünya ve Ortadoğu oluşacak. Küresel Güney ile Küresel Kuzey ok eşitlenecek. Ortadoğu’da ve Batı’da post-Siyonist dönem başlayacak. Dünyanın dengeleri ve insanlığın değerleri tekrar rayına oturacak.