Anasayfa - Köşe Yazısı - Coşkun Başbuğ - Sebep – Sonuç

Sebep – Sonuç

coşkun başbuğ

Coşkun BAŞBUĞ – 03 Ekim 2023

Amerika uzunca bir süredir NATO’yu büyütmenin derdinde. Bu amaca hizmet edeceğini düşündüğü için Finlandiya ve İsveç’i NATO’ya almak için aylardır yoğun diplomasi yürütüyor. Bu işte anahtar ülke Türkiye. Türkiye evet demeden bu iki ülkenin NATO’ya girmesi mümkün değil.

Gerçek müttefik olan Türkiye bu konuda adil bir şekilde üstüne düşeni yaptı ve Finlandiya’nın NATO’ya girmesini onayladı. Ancak İsveç için durum farklı. İsveç gerçekten iki yüzlü ve düşmanca siyaseti nedeniyle NATO’ya girmesi mümkün olmayan bir ülke.

Buna rağmen Amerika Türkiye ile olan ilişkilerinde sürekli olarak İsveç’i koz olarak kullanıyor. Türkiye bu tavra çok sert tepki verse de Amerika bundan asla vazgeçmiyor.

Bu riyakarlığı bir kenara bırakalım, gelin Amerika neden NATO’yu genişletmenin derdine düştü bu konuyu mercek altına alalım.

Örümcek Ağlarını Örüyor.

NATO liderler zirvesi 2019 yılı aralık ayında devlet ve hükümet başkanlarının katılımıyla İngiltere’de yapıldı. Rutin hale gelen toplantılar artık heyecanını yitirmiş sıradan toplantılara dönüşmüştü. Ancak bu toplantı diğerlerinden farklıydı. Çünkü Amerika kokuyu almış ve NATO’nun ortakları arasında bir çözülme başladığını hissederek bu toplantıda bazı tedbirler almaya karar vermişti. Tek hedef dağılmaya yüz tutan NATO’yu tekrar toparlamak ve Amerika’nın sonunu getirecek bu sürecin önüne geçmekti.

Hemen harekete geçen Amerika toplantıyı fırsat bildi ve çözülmeyi durdurabilmek için birlik ve beraberlik temalarının işlendiği konuşmalara yöneldi.

Şöyle sesleniyordu NATO Genel Sekreteri Stoltenberg üye devlet temsilcilerine;

“Farklılıklarımıza rağmen birbirimizi korumak için asıl görevimizin etrafında birleşmeye devam edeceğiz.”

Amerika’nın perde arkasındaki gizli hamisi İngiltere’nin Başbakanı Johnson ise benzer cümlelerle sesleniyordu;

“70’inci yılında 29 ülkeyi ve yaklaşık bir milyar insanı koruyan NATO’ya bağlılık sapasağlamdır. Birlikte durduğumuz sürece kimse bizi yenmeyi düşünemez, dolayısıyla da kimse savaş başlatamaz.”

Oysa Johnson ne söylerse söylesin yakın gelecekte birileri o korkulan savaşı başlatmak için şeytani planlar kuracaktı. Hem de dünyanın gözlerinin içine baka baka hem de dünyanın aklıyla alay ede ede. Peki o birileri kimdi? Birazdan…

İlginizi çekebilir!  Dijital Atom Bombası Savaşları Kapıda - Ferhat Ünlü

Toplantıda Amerika NATO’nun siyasi boyutunun güçlendirilmesi için neler yapılabileceği konusunda bir çalışma yürütülmesini istedi. Emri alan Stoltenberg bir çalışma gurubu kurdu ve guruptan Amerika’nın talebi ile oluşturulan dört soruya cevap bulmalarını istedi. O sorular şunlardı;

  1. İttifakın birlik, dayanışma ve uyumunun güçlendirilmesi için neler yapmalı?
  2. Üyeler arası istişare ve koordinasyon nasıl artırılmalı?
  3. NATO’nun siyasi rolü nasıl kuvvetlendirilmeli?
  4. NATO mevcut ve gelecekteki tehditler ile nasıl mücadele etmeli?

Amerika’nın bir diğer isteği ise NATO’nun genel durumu hakkında güncel bilgiler içeren bir rapor hazırlanmasıydı. Kritik konularda sigorta sistemini seven Amerika bu görevi de Stoltenberg’i pas geçerek NATO Savunma Koleji Komutanı Fransız Korgeneral Rittimana verdi. Kısa adı NDC olan (NATO Defence College) Savunma Koleji 1951 yılında Paris’te kuruldu ve 1966 yılında Fransa’nın NATO’dan ayrılmasıyla birlikte Paris’ten İtalya’nın başkenti Roma’ya taşındı. Birçok kimsenin bihaber olduğu kolej Amerika’nın karanlık işlerini planladığı yapı olarak halen faaliyetlerini sürdürmektedir.

NATO’nun genel durumu hakkında ayrıntılı bir rapor hazırlayan savunma koleji sonuç bölümünde yazdıkları ile bugün dünyanın yaşadığı olayların nedenlerine cevap olacak bir tespitte bulundu.

“NATO ruhunu yitiriyor acilen tedbir alınmalı.”

Bu çok doğru ve yerinde bir tespitti.  Özellikle 1991 ve 2020 yılları arasında yaşanan süreç NATO açısından oldukça kritik yıllardı. Çünkü özellikle son yıllara doğru Rusya’nın yıkılmasının verdiği rahatlıkla Avrupa devletleri madem düşman (Rusya) öldü, neden halen NATO var, ben neden hala Amerika’nın taşeronu olan bu yapının içinde yer alıyorum sorularını sormaya başlamışlardı. Bu soruların fikir babası Fransa ve Almanya, Avrupa Siyasi Topluluğunun kurulmasından ve Avrupa’nın NATO’dan çıkarak kendi ordusunu kurmasından bahseder olmuşlardı.

O halde NATO’yu toparlamak için acilen ölen düşman diriltilmeli ve tehdit yeniden hortlatılmalıydı. Diriliş öylesine heybetli olmalıydı ki Avrupa korkudan titremeli ve bir daha asla böylesi ayrılıkçı soruları zihnine getirmemeliydi.

İlginizi çekebilir!  “İsrail’e de Gireriz”in Karşılığı: Gençleri Milli Savunmaya Katkısı Olacak Bölümleri Tercih Etmeye Teşvik Etmeli

Şimdi bu tespitlerle birlikte akla gelen soruları sıralayalım.

Rusya Ukrayna tuzağına çekilerek düşman diriltilmiş mi oldu?

Ukrayna Rusya savaşı NATO’yu diriltmek için kasıtlı olarak mı çıkarıldı?

Bir Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

Coşkun BAŞBUĞ – 03 Ekim 2023

Amerika uzunca bir süredir NATO’yu büyütmenin derdinde. Bu amaca hizmet edeceğini düşündüğü için Finlandiya ve İsveç’i NATO’ya almak için aylardır yoğun diplomasi yürütüyor. Bu işte anahtar ülke Türkiye. Türkiye evet demeden bu iki ülkenin NATO’ya girmesi mümkün değil.

Gerçek müttefik olan Türkiye bu konuda adil bir şekilde üstüne düşeni yaptı ve Finlandiya’nın NATO’ya girmesini onayladı. Ancak İsveç için durum farklı. İsveç gerçekten iki yüzlü ve düşmanca siyaseti nedeniyle NATO’ya girmesi mümkün olmayan bir ülke.

Buna rağmen Amerika Türkiye ile olan ilişkilerinde sürekli olarak İsveç’i koz olarak kullanıyor. Türkiye bu tavra çok sert tepki verse de Amerika bundan asla vazgeçmiyor.

Bu riyakarlığı bir kenara bırakalım, gelin Amerika neden NATO’yu genişletmenin derdine düştü bu konuyu mercek altına alalım.

Örümcek Ağlarını Örüyor.

NATO liderler zirvesi 2019 yılı aralık ayında devlet ve hükümet başkanlarının katılımıyla İngiltere’de yapıldı. Rutin hale gelen toplantılar artık heyecanını yitirmiş sıradan toplantılara dönüşmüştü. Ancak bu toplantı diğerlerinden farklıydı. Çünkü Amerika kokuyu almış ve NATO’nun ortakları arasında bir çözülme başladığını hissederek bu toplantıda bazı tedbirler almaya karar vermişti. Tek hedef dağılmaya yüz tutan NATO’yu tekrar toparlamak ve Amerika’nın sonunu getirecek bu sürecin önüne geçmekti.

Hemen harekete geçen Amerika toplantıyı fırsat bildi ve çözülmeyi durdurabilmek için birlik ve beraberlik temalarının işlendiği konuşmalara yöneldi.

Şöyle sesleniyordu NATO Genel Sekreteri Stoltenberg üye devlet temsilcilerine;

“Farklılıklarımıza rağmen birbirimizi korumak için asıl görevimizin etrafında birleşmeye devam edeceğiz.”

Amerika’nın perde arkasındaki gizli hamisi İngiltere’nin Başbakanı Johnson ise benzer cümlelerle sesleniyordu;

“70’inci yılında 29 ülkeyi ve yaklaşık bir milyar insanı koruyan NATO’ya bağlılık sapasağlamdır. Birlikte durduğumuz sürece kimse bizi yenmeyi düşünemez, dolayısıyla da kimse savaş başlatamaz.”

Oysa Johnson ne söylerse söylesin yakın gelecekte birileri o korkulan savaşı başlatmak için şeytani planlar kuracaktı. Hem de dünyanın gözlerinin içine baka baka hem de dünyanın aklıyla alay ede ede. Peki o birileri kimdi? Birazdan…

İlginizi çekebilir!  Suriye Yeniden Kurulurken Türkiye’nin Rolü - Prof. Dr. Yaşar Hacısalihoğlu

Toplantıda Amerika NATO’nun siyasi boyutunun güçlendirilmesi için neler yapılabileceği konusunda bir çalışma yürütülmesini istedi. Emri alan Stoltenberg bir çalışma gurubu kurdu ve guruptan Amerika’nın talebi ile oluşturulan dört soruya cevap bulmalarını istedi. O sorular şunlardı;

  1. İttifakın birlik, dayanışma ve uyumunun güçlendirilmesi için neler yapmalı?
  2. Üyeler arası istişare ve koordinasyon nasıl artırılmalı?
  3. NATO’nun siyasi rolü nasıl kuvvetlendirilmeli?
  4. NATO mevcut ve gelecekteki tehditler ile nasıl mücadele etmeli?

Amerika’nın bir diğer isteği ise NATO’nun genel durumu hakkında güncel bilgiler içeren bir rapor hazırlanmasıydı. Kritik konularda sigorta sistemini seven Amerika bu görevi de Stoltenberg’i pas geçerek NATO Savunma Koleji Komutanı Fransız Korgeneral Rittimana verdi. Kısa adı NDC olan (NATO Defence College) Savunma Koleji 1951 yılında Paris’te kuruldu ve 1966 yılında Fransa’nın NATO’dan ayrılmasıyla birlikte Paris’ten İtalya’nın başkenti Roma’ya taşındı. Birçok kimsenin bihaber olduğu kolej Amerika’nın karanlık işlerini planladığı yapı olarak halen faaliyetlerini sürdürmektedir.

NATO’nun genel durumu hakkında ayrıntılı bir rapor hazırlayan savunma koleji sonuç bölümünde yazdıkları ile bugün dünyanın yaşadığı olayların nedenlerine cevap olacak bir tespitte bulundu.

“NATO ruhunu yitiriyor acilen tedbir alınmalı.”

Bu çok doğru ve yerinde bir tespitti.  Özellikle 1991 ve 2020 yılları arasında yaşanan süreç NATO açısından oldukça kritik yıllardı. Çünkü özellikle son yıllara doğru Rusya’nın yıkılmasının verdiği rahatlıkla Avrupa devletleri madem düşman (Rusya) öldü, neden halen NATO var, ben neden hala Amerika’nın taşeronu olan bu yapının içinde yer alıyorum sorularını sormaya başlamışlardı. Bu soruların fikir babası Fransa ve Almanya, Avrupa Siyasi Topluluğunun kurulmasından ve Avrupa’nın NATO’dan çıkarak kendi ordusunu kurmasından bahseder olmuşlardı.

O halde NATO’yu toparlamak için acilen ölen düşman diriltilmeli ve tehdit yeniden hortlatılmalıydı. Diriliş öylesine heybetli olmalıydı ki Avrupa korkudan titremeli ve bir daha asla böylesi ayrılıkçı soruları zihnine getirmemeliydi.

İlginizi çekebilir!  İslamofobi - 6

Şimdi bu tespitlerle birlikte akla gelen soruları sıralayalım.

Rusya Ukrayna tuzağına çekilerek düşman diriltilmiş mi oldu?

Ukrayna Rusya savaşı NATO’yu diriltmek için kasıtlı olarak mı çıkarıldı?

Bir Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

En Çok Okunanlar!