coşkun başbuğ

Coşkun BAŞBUĞ – 11 Ekim 2023

 

Bugüne kadar Filistin topraklarında on binlerce insanın katleden, bu insanları topraklarından eden işgalci bir katil var…

İsrail…

Bu katil yapı her zaman olduğu gibi bugün de Gazze’de cami demeden, hastane demeden, yaş ve cinsiyet ayırmadan yakıyor, yıkıyor, katlediyor ve tüm dünya ama özellikle de İslam alemi sadece seyrediyor.

Hadi Birleşememiş Milletleri (BM) anladık da İslam İşbirliği Teşkilatına ne oluyor?

BM’den sonraki en teşkilatlı yapı neden sessiz?

Bu sessizliğin sebebini anlamak için biraz gerilere gitmek, tarihte kısa bir yolculuk yapmak yeterli olacaktır.

 

Filistin…

İsrail 14 Mayıs 1948’de kuruldu.

Kuruluşun ilan edilmesiyle Arap-İsrail Savaşı patlak verdi.

Savaş sonunda Kudüs doğu ve batı olmak üzere ikiye bölündü.

Haziran 1967’deki Altı Gün Savaşı’yla birlikte Kudüs tamamıyla İsrail işgaline maruz kaldı.

İsrail askerleri şehri ele geçirdiklerinde soluğu Mescidi Aksa da aldılar.

İşgal altındaki iki gergin yılın ardından 21 Ağustos 1969 sabahı Mescid-i Aksâ’nın diğer adıyla Kıble Mescidinin minber tarafından dumanlar yükseldiği görüldü. Şehir hoparlörlerinde yankılanan telaşlı bir ses insanları yardıma çağırıyordu. Çünkü yangını söndürmeye gelen itfaiye ekipleri İsrailliler tarafından engellenmişti.

Çağrıyı duyan Filistinliler mescide akın ettiler. Yüzlerce insan yangını söndürmek için seferber oldu. Beş saatlik bir çaba sonucu tekbir ve salavatlar eşliğinde elden ele ulaştırılan toprak ve kumla yangın söndürüldü.

Binada büyük hasar meydana gelmişti. Mescidin çatısındaki ahşap bölüm çökmüş, bundan daha da önemlisi Salahaddîn Eyyûbî tarafından mescide hediye edilen 800 yıllık nadide minber tamamen yanmıştı.

İki gün sonra Dennis Michael Rohan adında bir şüpheli yakalandı. Avustralya vatandaşı olan şüpheli Kıble Mescidini kendisinin ateşe verdiğini itiraf etti ve “Tanrı’dan emir aldığını, Mesih’in gelişini hızlandırmak için” yangını başlattığını söyledi.

İlginizi çekebilir!  Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 2020 ve 2025 Pakistan Ziyaretlerinin Analizi – Cemal Demir

Bir süre gözetim altında tutulan şüpheli, akli dengesinin yerinde olmadığına kanaat getirilerek ülkesi Avustralya’ya geri gönderildi.

Saldırıya İslâm dünyasından çok tepki geldi. O güne kadar bir türlü ortak hareket etmeyi beceremeyen İslâm ülkeleri, bu kez bir araya gelmeyi başardılar ve 25 Eylül 1969’da İslâm İşbirliği Teşkilatını kurdular.

Fakat bu teşkilat o an şu anda olduğu gibi süreci sadece seyretmekle, zaman zaman da kınamakla geçiştirdi.

Mescid-i Aksâ’ya yapılan saldırı İslam dünyasının, İslam aleminin sarı öküzüydü.

Oysa verilmesi gereken tepki bambaşka olmalıydı. Tepkinin nasıl olması gerektiğini anlatan en iyi örnek İsraillin ilk kadın başbakanı Golda Meir’in söyledikleriydi.

Dönemin İsrail başbakanı Golda Meir saldırıyla ilgili şunları söylüyordu;

 “O gece sabaha kadar korkudan uyuyamadım. Zannettim ki, Müslümanlar dört taraftan İsrail’e girecekler.

Ama korkulan olmadı.

O zaman idrak ettim ki: Biz dilediğimizi yapabiliriz, zira Müslüman ümmeti uyuyan bir ümmettir.”

Bir Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.