coşkun başbuğ kapak 2025

Coşkun BAŞBUĞ – 12 Şubat 2025

 

“Ortalık birbirinde…”

“Arabalar, daireler, dolarlar havada uçuşuyor.”

“Delegeler parayla satın alınmış.”

“Delegelere oy karşılığında para, telefon, ev veriliyor.”

“Kemal Kılıçdaroğlu arkasından hançerleniyor.”

Tüm bu iddialar CHP’nin 4-5 Kasım 2023 tarihlerinde düzenlediği kurultay için söylenmiş sözlerdi.

Gelin genel başkanın seçileceği bu kurultayın hikayesini, olayların başlangıcı hatırlayalım…

 

Hafıza-i Beşer…

Kasım 2023…

CHP Genel Başkanlığı seçimleri yapılacak.

Yarışan iki isim var.

Özgür Özel ve Kemal Kılıçdaroğlu…

Seçimde Ekrem İmamoğlu ve Özgür Özel anında bir u dönüşle babamız dedikleri Kılıçdaroğlu’na karşı birleşiverdiler.

Bu ikili için kameralar önünde “bizler baba evladız, etle tırnakız.” diyen Kılıçdaroğlu ise olan bitene “hançerlendim” diyerek tepki gösterdi.

Zaten elinden fazlası da gelmezdi.

Bu satılmışlığı anlatan Kılıçdaroğlu’nun şu sözleri arşivlikti;

“Siyasette etik, ahlaki değerler ve güven çok önemlidir. Arkadaşlarla kuracağınız ilişkiler, kader arkadaşı, yol arkadaşı olduğunuz kişilerle güven içinde götürürsünüz pek çok olayı ama bu güveni yüz yüze tartışmanın ötesinde arka kapıdan tartışılarak farklı bir yol yürünmesi doğru değil. O açıdan ben kurultayda ‘hançer’ deyimini kullanmıştım. Yol arkadaşınızın size ihanet etmemesi gerekir. “

Sözler zehir zemberek ve doğru sözlerdi.

Ancak bu sözleri sarf eden Kılıçdaroğlu da zamanında Deniz Baykal’ı hançerlemişti.

Eee, boşuna dememiş atalar, etme bulma dünyası diye…

 

İmamoğlu’nun Gücü Nereden Geliyor…

Özgür Özel’i seçimlere hazırlayan, onu maddi manevi her yönden(!) destekleyen Ekrem İmamoğlu’nun ta kendisiydi.

Peki sağır sultanların bile duyduğu bu destek neden verilmişti ve Köfteci Ekrem diye bilinen bir kişinin bu maddi gücü nereden geliyordu?

Desteğin neden verildiği çok netti ama maddi gücün nereden geldiği konusu karanlıktı.

Maddi konulara gelince bilinmezlikler, şüpheler ve iddialar başlıyordu beyinleri kemirmeye.

İlginizi çekebilir!  Dijital Atom Bombası Savaşları Kapıda - Ferhat Ünlü

Şimdilerde işte bu konular araştırılacak.

Bu işi için geç mi kalındı?

Evet…

Peki geçte olsa araştırılmalı mı?

Kesinlikle evet.

Zira iddialar yenilir yutulur gibi değil.

 

Neden Bu Suskunluk…

Evet iddialar yenilir yutulur gibi değildi.

Şeref, onur, haysiyet gibi önemli değerleri kapsayan bu iddialara çoktan bir cevap verilmesi gerekiyordu, ama verilmedi.

Kılıçdaroğlu’nun tepkisi tam da bunaydı ve çok da haklıydı.

Şöyle diyordu Kılıçdaroğlu katıldığı bir televizyon programında;

“Kurultay salonunda da söyledim. Konuşmamda da ifade ettim. Tüm delegelerin önünde söyledim. Erdoğan, bildiğim kadarıyla 4-5 kere ‘Şaibeli Kurultay’ dedi.

Bu konuda partinin yetkili organlarının veya sayın genel başkanın çok açık bir açıklama yapması lazım. Ben, bu sorunun doğrudan muhatabı değilim. Doğrudan muhatabı aslında partinin genel başkanı.

Ses çıkarılmazsa, pek çok soru işareti sıradan vatandaşın bile hafızasında yer alır. Erdoğan’ın sürekli tekrar etmesinin de bir şeyi var. Yanıt mı almak istiyor? Partinin genel başkanları dahil arkadaşların yanıt vermesi lazım. En son Manisa Kongresi’nde yine Erdoğan söyledi. Bu beni rahatsız ediyor. Partinin yöneticilerini de rahatsız etmesi lazım.

Erdoğan’ın bu kadar partinin üstüne gelmesinin gerekçesi ne onu da bilmiyorum, partinin bu kadar sessiz kalmasını da anlamakta güçlük geçiyorum. Bu beni rahatsız ediyor. CHP, 100 yılı aşan bir partidir. CHP, kirliliği kabul etmez. Bu her tarafa çekilebilecek bir şaibe. Nedir şaibe? ‘Ya çık açıkla’ diyecekler ya da ‘Böyle bir şey yoktur’ diyecekler. Parti yönetiminin açık ve net açıklama yapması lazım. Yapmıyorsanız, e sükût ikrardan gelir o zaman başka bir şey var demektir burada.

Bir şey varsa, kesinlikle partinin kirlilikten arınması gerekir. Ben yıllarımı CHP’ye vermişim, kirliliği asla kabul etmeyen, karşısında duran, bizim bazı belediye başkanlarımız kirliliğe bulaştığında hemen partinin dışına çıkarttık. Kurultayın şaibesini bilmiyorum. Elimde bir şey yok. Bunu söyleyen kişi bir partinin genel başkanı ve cumhurbaşkanı. Bu ağır bir suçlamadır. Bu bireysel bir olay değildir. Bireysel pencereden bakarsanız bu yanlıştır. Bu partinin kimliği, kuruluş felsefesi çerçevesinde ele alınması gereken bir olaydır.

Şikayetler geliyor ama bu farklı bir şeydir. Bugüne kadar yapılan hiçbir kurultayda CHP bu suçlamayla karşı karşıya kalmamıştır. İlk kez 4-5 kez söylenmesine karşı yönetim sessiz kalıyor. Derhal çıkıp açıklama yapmaları gerekiyor. Derhal, beklemeden. Bu söylemin hangi gerekçe ile dillendirildiğini bilmiyorum. Ama bunun dillendirilmesine karşı parti yönetimin sessizliği beni derinden üzüyor. Bu olmaz. Bugüne kadar neden konuşulmadığını bilmiyorum, beni rahatsız eden de o.”

 

İlginizi çekebilir!  Mevzu Can İse Gerisi Teferruattır, Mevzuat İle Pratiğin Yaman Çelişkisi – Doç. Dr. Kemal Olçar

Doğruya Doğru…

Özgür Özel dün mecliste yaptığı gurup toplantısında Kılıçdaroğlu’nun bu eleştirilerine cevap verdi.

Özel bu konuda söylenmesi gerekenlerin söylendiğini, gereken cevapların verildiğini ifade etti.

Peki gerçekten öyle mi oldu?

Yooo…

Bu iddialara cevap verildiğini duyan beri gelsin.

Kurultay öncesi ve sonrası konunun muhatabı herkes üç maymunu oynadı, söylenenleri duymazdan geldi ve sonuçta koca CHP ve içinde siyaset yapanlar bu korkunç. İddiaların altında kaldı.

Bugünden sonra yapılması gereken şudur.

Yargı ve duyarlı CHP’liler el ele vermeli ve ucu nereye dokunursa gerçekleri ortaya çıkarmalı bu şaibeyi ortadan kaldırmalıdır.

Aksi takdirde bu iş CHP’nin ileride daha çok başını ağrıtır.

Bir Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.