70 kez görüntülendi.
faruk taşcı

Prof. Dr. Faruk Taşçı – 18 Aralık 2024

 

Ailenin varlığı ve güçlü olması devletin güçlü bir şekilde varlığını sürdürebilmesi açısından da önemli. Bu nedenle aileyi güçlü kılacak her hamle değerli. Ama bazen devletin atmış olduğu bazı adımların “acaba aileye zarar verdiği oluyor mu?” gibi sorulara neden olması da muhtemel. Başka bir ifadeyle “Acaba devletin refah uygulamaları aileyi yok ediyor mu?”

Refah Devleti Uygulamaları Önemli

Öncelikle, refah devleti (veya sosyal devlet) uygulamalarının önemli olduğu not edilmeli. Uygulamalar, toplumun her kesiminin asgari ihtiyaçlarını gidermek yanında toplumdaki dezavantajlı kesimlerin de özel ihtiyaçlarını yerine getirmek ve varsa engellerini kaldırmakla bağlantılı. Bu nedenle refah uygulamalarını, doğal olarak, muhatap olan kesimler istiyorlar.

Örneğin yaşlılar için makul düzeyde gelir sahibi olabilmek, geliri makul değilse veya yoksa sosyal yardım, muhtaçlık halinde bakım hizmeti alabilmek, sosyal hayatın içinde aktif olarak bulunabilmek noktasındaki destekler devletin refah uygulamalarının bir parçası.

Engelliler için bakım ve rehabilitasyon hizmetleri, eğitim ve istihdam imkanları, gelir sorunu olanlara sosyal yardımlar, sosyal hayatın içinde aktif olabilmeleri adına erişebilirlik hizmetleri ile ilgili adımlar da devletin refah uygulamalarından.

Kadınların sosyal ve ekonomik hayatta varlıkları, şiddet mağduru olmamaları için atılan adımlar veya olanların mağduriyetlerini giderme çabaları, gelir sorunu yaşayanlara sosyal yardım desteği gibi hizmetler de refah devleti uygulamalarının yansımaları.

Çocukların, gençlerin, Roman vatandaşların ve diğer kesimlerin muhtaç durumlarında muhtaçlıklarının giderilmesi devletin sosyal/refah devleti olması ile ilgili. Bu ilginin gerçekte olup olmadığı, mevzuattaki karşılıklar ve kurumsal yapılanmaların varlığıyla da bağlantılı. Ama hepsinden önemlisi, bu ilginin en önemli ispatı “kamu sosyal harcamaları”nın (eğitim, sağlık ve sosyal güvenlik) seviyesi. Kamu sosyal harcamaları ne kadarsa o kadar “sosyal/refah devleti” var demektir.

İlginizi çekebilir!  Türkiye’den Başka Ülkelere Sığınanlar Meselesi - Prof. Dr. Faruk Taşçı

Ama Ailenin Aktör Olması Önemsiz Hâle mi Geliyor?

En büyük soru(n)sa “Ama bunların ‘yan etkisi’ yok mudur?” sorusuyla bağlantılı. Özeldeki soru da “refah uygulamaları ile ‘aileyi yok etme’ riski doğar mı?” şeklinde.

Örneğin, ailenin yaşlısına bakılmama sorunu oluşur mu? Ailenin tüm bireyleri refah uygulamalarının yansıması olarak “çalışma hayatı”na dahil olduğunda, ailedeki yaşlının durumu “aile dışında bakılma” şekline dönüyor genelde. Bu durumda bir refah devleti uygulaması olarak “huzur evi” olduğu için refah devletinin güçlenmesi demek olsa da bir yönüyle ailenin zayıflaması riskini de barındırıyor.

Yine örneğin, refah imkanlarının uzantısı olarak ailenin tüm üyelerinin çalışma hayatında olması ile birlikte, aile üyelerinin çocuklarına bakamaması. Bu durumda çocukların bakımı için başka bir refah uygulaması olarak kreşlerin devreye girmesi ve çoğalması. Bunlar, bir ülkenin refah devletinin güçlenmesi anlamına gelse de ailenin zayıflaması ve hatta uzun vadede yok olması riski anlamına da gelebiliyor (mu?)

Örnekleri artırmak mümkün ama kısaca meseleyi özetlemek gerekirse; aile ile refah devleti, esasında birbirinin zıddı aktörler değil. Bu nedenle biri olunca veya güçlü olunca otomatik olarak diğeri yok olur anlamı çıkmaz; ancak birinin varlığı diğerinin varlığına zarar veriyorsa, zarar vermeyecek şekilde zarar veren tarafın makul seviyede revize edilmesi gerekiyor. Çıkış (sentez) yolu ise: Güçlendirilmiş aileye dayalı refah devleti.

Bir Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.