Terörist Tövbe Eder mi? – Prof. Dr. Faruk Taşçı

Prof. Dr. Faruk TAŞÇI – 03 Ocak 2024

 

Neredeyse yerleşik bir hâl almaya başlayan “faizsiz hayat mümkün değildir” algısının yanlış olduğuna, dolayısıyla faizsiz hayatın imkanlarına dair somut örnekleri ortaya koymak kıymetlidir. Zira faiz, sömürgecilerin sömürdükleri topluluklara yakıcı bir hediyesidir; hem sömürdüklerini yakar hem de sömürdüklerinin birbirlerini ayrıca yakmalarına sebep olur. Çünkü faiz I) insanların malını bedelsiz (karşılıksız) almak gibi bir soruna neden olur, II) insanların üretim ile meşgul olmasını engeller, III) insanlar arasındaki dayanışmaya ve kardeşliğe mani olur, IV) yoksulu daha çok yoksul yapar ve serveti haksızca belli ellerde toplamaya yardım eder ve V) borç alan ülkeleri de sömürge çarkına sokup esir eder. Bunlar faizin neden olduğu belli başlı kötülükler.

Faizsiz Hayatın Mümkünatı Tedricilik Gerektirir

Bu kötülüklerden kurtulup faizsiz hayat yaşamaksa ancak ve ancak kademeli (tedrici) adımları gerektirir, yani aşamalı bir şekilde faizsizliğe yaklaşmak ve alıştırmak ile faizsiz hayata geçmek mümkün olur, çünkü insanoğlu bir nevi alışkanlıkların çocuğudur. Bu nedenle olsa gerek İbn Haldun, “açlık yıllarında ölenleri, açlık öldürmez; onları, alışmış oldukları tokluk öldürür” demektedir, yani “açlığın helak edici” olması, kendini birdenbire yemekten mahrum ederek aç bırakmak manasına gelmektedir; ortada tedricilik olmamasından kaynaklı bir sorun var demektir.

Tedricilik, İslam’ın faizi yasaklama sürecinde de geçerli olmuştur. İslam’da faiz ile ilgili yasak hükümleri Hz. Peygamber’in (as) peygamberliğinin sonlarında inmiştir, hatta genel yasak uygulaması Veda Haccı’nda ilan edilmiştir. Cumhuriyet dönemi müfessirlerinden Elmalılı Hamdi Yazır bu durumu, yani faizsiz bir hayatın mümkün olmasının Hz. Peygamber’in (as) son yıllarına denk gelmesini, “faizin yürürlükte olduğu topluluğun, henüz olgunlaşmaması” ile açıklamaktadır ve şunu ilave etmektedir: “Olgunlaşmamış kavim ve milletlerden de faiz kaldırılamayacaktır. Din ahlakı yükselmemiş, sosyal dayanışması ağızlardan kalplere geçmemiş, sosyallikleri zorbalık ve tahakkümden kurtulup kardeşlik dairesine girmemiş olan toplumlar faizden kurtulamazlar.”

İlginizi çekebilir!  Unesco Müzik Kenti Şanlıurfa

Hal böyle olunca yukarıdan aşağı yöntemlerle faizsiz hayatın mümkün olmayacağını bilmek ve basit ama makul adımlarla faizsiz hayatın mümkün olduğuna dair halkın inancını geliştirecek somut adımlar atma yöntemi en doğru olandır. Bu noktada, 29 Kasım 2023 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren Aile ve Gençlik Fonu önemli somut bir örnektir.

Tedricilikte Bir Adım: “Faizsiz” Aile ve Gençlik Fonu

Fon’un devreye sokulması sadece faizsiz hayatın mümkün olduğunun adımı olarak görülmemelidir, aynı zamanda Fon, anayasal anlamda (“… devlet, ailenin huzur ve refahı ile özellikle ananın ve çocukların korunması … için gerekli tedbirleri alır, teşkilâtı kurar.” -Anayasa, madde 41) bir zorunluluğun da yerine getirilmesinin somut örneğidir.

Fon’un birçok faydası yanında en önemli yönü evlenecek olanlara yapılacak olan “faizsiz borç”tur (karz-ı hasen). Fon’dan istifade edebilecek (18-27 yaş aralığı) gençlere verilecek miktar 150 bin TL olacaktır. Miktar önemli, ancak 150 bin TL destek miktarının her yıl enflasyona göre artırılması ihmal edilmemelidir. Böylece muhtemel “enflasyon karşısında paranın değer kaybetmesi”nin önüne geçilmiş olacaktır. Böyle yapılırsa, gençlerin Fon’a yönelik inançları artmış olur.

Gençlerin Fon’a yönelik inançlarının artması demek faizsiz hayatın mümkün olduğuna dair inançlarının artması demek olacaktır, çünkü Fon “faizsiz borç” üzere ilerleyecektir. Bu, aynı zamanda Türkiye’de “karz-ı hasen” (faizsiz borç) mantığının en önemli somut adımıdır. İlk 2 yılda geri ödeme olmayacak ve borçlar 3. ve 4. yılda faizsiz şekilde geri ödenecektir. Hem geri ödemenin faizsiz olması hem de 3. yıldan sonra geri ödemelerin yapılacak olması, önemli bir kolaylıktır; zira mevcut ekonomik şartlarda özellikle aile kuracak gençler için sosyal (kerim) devlet “buradayım” demektedir. Bu anlamda bu faizsiz destek, aynı zamanda gençlerin kendilerine en uygun işi bulana kadar rahatlatıcı ve zaman kazandıran bir işlev de görecektir.

İlginizi çekebilir!  Darbe Anayasası Utancından Ne Zaman Kurtulacağız?

Sonuç olarak; Fon’dan gençlere verilecek olan miktarın faizsiz borç (karz-ı hasen) mantığı ile işleyecek olması, sadece gençler için değil faizli hayata alışan herkesin faizsiz hayatın da mümkün olduğuna dair inançlarını somut delille artıracak olması bakımından Türkiye’de bir devrimdir.

Bir Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.