M. Mustafa Yıldız – 08 Ocak 2025
*Amerika Birleşik Devletleri kritik bir eşikte.
*Batı ülkeleri kritik bir eşikte…
*Terörü destekleyenler kritik bir eşikte…
Batılı siyasiler Suriye’ye ziyaret üstüne ziyaret gerçekleştiriyor.
Yeri gelmişken söyleyelim ki bu ziyaretlerden hemen önce Türkiye’nin kapısını çalmak zorundalar.
Büyük bir paradigma değişikliğinin ayak sesleri duyuluyor. Kolay olmayacak belli…
ABD’li bir heyet, geçen Pazar günü Suriye’nin Kamışlı kentinde başta Barzani’nin ENKS’si olmak üzere bazı Kürt siyasi partileriyle bir araya geldi.
ABD’nin Suriye konusunda “federasyon/ eyalet” önerisi malum. “Ne yapabiliriz?” i konuştular.
Sonuç: Olumsuz !
Suriye’nin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ifadesiyle istikrarı bir olmaktan, iri olmaktan, diri olmaktan geçiyor ve yerel aktörler bunun farkında.
Eyalet fikri ise şimdilik sadece terör örgütü YPG tarafından kabul gördü.
O kadar…
İstikrar vurgusu yapan ABD’nin, Suriye’de yeni yönetime yönelik yaptırımları kaldırmayacağı açıklandı.
Yani tavşana kaç, tazıya tut misali…
Teröre Karşı Tavizsiz Mücadele Şart
Milli İstihbarat Teşkilatı’ndan gelen birikimi ve devlet tecrübesiyle, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın açıklamaları bir kez daha gösteriyor ki Türkiye’nin terörle mücadelesi asla duraksamayacak.
Bakan Fidan’ın “PKK sorunu devam ederse çözüm askeri harekât” sözleri, bir uyarı olmaktan öte, terör örgütü ve destekçilerine açık bir mesaj.
Türkiye, milli güvenliği söz konusu olduğunda hiçbir taviz vermez.
PKK ve türevleri, yıllardır;
*Türkiye’nin huzurunu bozmayı,
*kalkınmasını engellemeyi
*insanlarımızın güvenliğini tehdit etmeyi amaçlıyor.
Ancak tarih, terör örgütlerinin karanlık hedeflerine asla ulaşamayacağını defalarca kanıtlamıştır.
Türk milleti, güvenlik güçlerinin fedakârlığı ve devletin kararlı politikaları sayesinde teröre asla boyun eğmedi, eğmeyecek de.
Bakan Fidan’ın, terörle mücadelede sadece diplomatik çabaların değil, gerektiğinde askeri harekâtların da gündemde olduğunu açıkça ifade etmesi, teröre karşı toleranssız bir duruşun göstergesidir.
Türkiye’nin sınır ötesi operasyonları, yalnızca teröristlere değil, aynı zamanda onlara lojistik ve siyasi destek sağlayan çevrelere de güçlü bir mesaj niteliğindedir.
Nitekim daha önce yine bizzat Hakan Fidan tarafından “terör örgütünü vuracağız, çekilin!” mesajı muhataplarına açıkça iletilmiştir.
Bu noktada uluslararası topluma da bir çağrı yapılmalı:
*Teröre karşı ikircikli tavırdan vazgeçin
*Teröristleri himaye etmeyin
*Sadece bölgeyi değil, tüm dünyayı kaosa sürüklüyorsunuz!
Türkiye, kendi ulusal güvenliği için ne gerekiyorsa yapacaktır; çünkü bu mesele bir tercih değil, bir zorunluluktur.
Tabi bir de nüfus sosyolojisi var.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP Genel Başkanı Özel’in Suriyelilerin geri dönüşüyle ilgili açıklamalarına tepki gösterdi. Erdoğan, “Ana muhalefet partisinin ‘Esad gitti sığınmacılar da gitsin’ açıklaması tam bir cahillik örneğidir” dedi.
Ardından devam etti.
“Suriye’deki kardeşlerimize nasıl ev sahipliği yaptıysak bundan sonra da aynı hassasiyetle güvenli geri dönüşleri yöneteceğiz. Vatanlarına dönmek isteyen Suriyeli kardeşlerimize her türlü kolaylığı sağlayacağız” diye konuştu.
Burada da devlet aklının her zamankinden çok sağduyulu olduğu gözleniyor.
Türkiye’nin haklı ve kararlı mücadelesine herkes saygı duymalıdır. Terörle mücadelede zafer kaçınılmazdır; çünkü haklı olan da güçlü olan da Türk milletidir.
Unutulmamalıdır ki terörle mücadelede zaaf gösterilirse, bedelini sadece bugün değil, gelecek nesiller de öder. Tıpkı bugünlerde bizlerin ödediği bedeller gibi…