Deniz İSTİKBAL – Orta Vadeli Programda Revizyon (2025-2027) – 23 Eylül 2024
Bu ayın başında Orta Vadeli Program (2025-2027) revize edildi. Üç yıllık süre dâhilinde iktisadi olarak kamunun beklentilerini ve hedeflerini yansıtan program birçok açıdan önem taşıyor. Gelecek yıllarda ekonomide yapılacak yapısal reformları da içeren program milli gelir, kişi başı gelir ve dış ticaret gibi birçok başlık altında toplanıyor. Orta Vadeli Program (OVP) senelik olarak revizyona uğraması açısından da kritik.
Devletin gelişen küresel şart ve koşullara göre programı yenilemesi yabancı yatırımcıların Türkiye’ye daha fazla ilgi göstermesini sağlıyor. Son bir yılda 15 milyar dolara yaklaşan doğrudan yabancı yatırımcı çekilmesi bunun bir göstergesi olarak okunabilir. Ayrıca turizmde yaşanılan güçlü ivme kamu tarafından benimsenen yaklaşımın diğer bir olumlu gelişmesi. Bu yıl 60 milyar dolar gelir elde edilmesi beklenen turizmde 2028 için 100 milyar dolarlık hedef bulunuyor.
Milli gelir rakamlarına da yansıyan mevcut olumlu ivme, 2027’de 20 bin dolarlık kişi başı gelir seviyesine işaret ediyor. 2023’de ilk defa Türkiye’nin toplam milli geliri 1 trilyon doları aştı ve 1,1 trilyon dolarlık hacme ulaştı. OVP’ye göre 2024’de Türkiye’nin milli geliri 1,34 trilyon dolarla yeni bir rekora imza atıyor ve kişi başı gelir 15.551 dolarla tarihi zirveye erişiyor. Mevcut rakam Türkiye’yi üst gelirli ülke statüsüne taşırken yapısal reformların hız kazanmasıyla daha üst seviyelere çıkabilir.
Gelir dağılımı açısından yüksek enflasyon nedeniyle istenilen başarı Türkiye’de tam sağlanamadı. 2021-2024 dönemi görece yüksek enflasyonla geçti. OVP’de enflasyonun 2025’de yüzde 17,5’e düşmesi öngörülüyor. Bu gerçekleşirse gelir dağılımı açısından bazı önlemler alınabilir. Özellikle alt ve orta gelir grupları açısından daha yıkıcı etki yaratan enflasyonun sonuçları kamu tarafından ele alınacak önlemlerle tersine çevrilebilir. OVP’de vergi adaletine bu nedenle dikkat çekiliyor. Gelir dağılımında yaşanacak iyileşme bölgelere göre büyükşehirlere gidişi de tersine çevirebilir.
Dış ticaret ve cari açık tahminleri OVP’de aşağı yönlü revize edildi. Enflasyon tahminleri ise yukarı yönlü şekilde tahmin edildi. Küresel talepte yaşanılan daralma ve enflasyondaki katılık rakamları yukarıya taşıdı. Para ve maliye politikasındaki sıkılıkla birlikte aşağıya doğru ivme kazanan enflasyonun sene sonunda yüzde 41,5’e gerilemesi bekleniyor.
İstihdam ve işsizlik konusunda da programda revizyonlar yer alıyor. 2027’e kadar toplam istihdamın 35 milyona yaklaşması ve işsizliğin yüzde 8,8’e düşürülmesi hedefleniyor. Bu süreçte ihracat 320 milyar dolara çıkarken hizmet ihracatı 70 milyar doları aşıyor. Turizm gelirleri de 75 milyar dolara yaklaşıyor.
OVP’de dikkat çeken bir diğer konu kamu gelirleri olarak öne çıkıyor. 2024’de 424 milyar doları aşan kamu gelirlerinin 2027’de 550 milyar dolar olması bekleniyor. Toplam vergilerin ise kademeli olarak artması ve milli gelire oranının yüzde 18,3 olması hesaplanıyor. Programda daha fazla veri bulunurken en fazla öne çıkan konuların başında yapısal reformlar göze çarpıyor. Finansal istikrarın yanı sıra teknoloji merkezli sürdürülebilir ekonomik büyüme konusu öne çıkıyor.
İhracat merkezli büyüme modeline doğru geçisin ardından ileri teknoloji ihracatı daha fazla önem kazandı. Bunun bir sonucu olarak kamu teşviklerini bu alanda kanalize etti. 2024’de 15 milyar doları aşan AR-GE harcamaları bunun önemli bir yansıması olarak okunabilir. 2027’de AR-GE harcamalarının 25 milyar doları aşması da bu sayede olacaktır.
Sonuç olarak OVP’de (2025-2027) yer alan birçok revizyon kamunun küresel şartlara göre pozisyon aldığını gösteriyor. Ayrıca fiyat istikrarının sağlanmasıyla mevcut makro düzeyde yaşanılan iktisadi iyileşme ilerleyen dönemde mikro ölçeğe yansıyarak enflasyonun etkilerini minimize edecektir.