Rabia YAVUZ – 18 Ekim 2024
Hedeflerimiz çok ama harekete geçemiyoruz. Bir şey yapmak istediğimizde yeterli enerjiyi bulamadığımız oluyor. Harekete geçmek için içimizden gelmesini beklediğimiz o enerjiden ses seda çıkmıyor.
Bu durum zaman zaman çoğumuza tanıdık gelir. Çoğu zaman motivasyon eksikliği denilen bu âtıl ama mutsuz halden yakınırız. Bu durumdan çıkmak isteriz ama gerekli pratik adımların atılması kolay veya keyifli de değildir.
İşler ve kendimizden beklentilerimiz çığ gibi büyürken mazeretlerimiz de çoğalır. Ya zaman bulamıyoruzdur ya yeterli enerji ya da yeterli maddi kaynaklarımız yoktur. Sonrasında “Şimdi değil” ya da “Belki sonra” derken durduğumuz yerden kımıldayamayız.
İhtiyacımız olan motivasyonu nereden bulacağımızı ararken elimiz ya internetteki video ya da podcastlere gider ya da kitapçı raflarında geziniriz. Değişim için neler yapmamız gerektiği söylenir ama bu adımları atacak enerji hala yoktur içimizde.
Belki de sorunumuz ne yapacağımızı bilmemenizden çok atılacak adımları tamamlama konusunda kendimize yeterince güvenmemekten kaynaklanıyor olabilir. Belki de hedeflerimizin potansiyel faydası o anda bize o kadar da önemli görünmüyor olabilir. Ya da yapmak istediğimiz o kadar çok değişiklik vardır ki nereden başlayacağınızı bilemiyor ve hepsinin altında eziliyor olabiliriz.
İşin aslı motivasyon sıklıkla günlük ve dahi anlık olarak bile değişir. Dalgalı deniz gibidir. Üstelik motivasyon yalnızca değişmeye istekli olmaktan da ibaret değildir. Aynı zamanda atılacak adımlara hazır ve bunları gerçekleştirecek kadar becerikli olmayı da içerir.
Değişmeyi istemek bulunduğumuz durumdan memnun olmadığımızı gösterir. Hayatımızın mevcut haliyle arzuladığımız hali arasında bir uçurum vardır. Mesela, zayıflamak istiyor olabiliriz. Bedenimiz değiştikçe eski kıyafetlerimize girememekten yakınırız. Lakin bu istek arzuladığımız halimize ulaşırken çıkacağımız uzun yolculuk boyunca bize eşlik etmez. Acıktığımız anda ya da sevdiğimiz bir yiyeceğe yakınlaştığımızda isteklerimiz bir çırpıda uzaklaşır bizden.
Gerçek şu ki, değişim için sihirli bir formül yok. Tamamen hazır ve istekli olmayı beklemek ise gerçekçi değil. Ancak “adım adım” değişebilmek için yapabileceğimiz şeyler de var.
Öncelikle değiştirmek istediğimiz şeyi netleştirmeyi deneyebiliriz. Mevcut halimiz ile ulaşmak istediğimiz durum arasındaki farkı net bir şekilde not almayı denesek, nasıl olur? Mesela, “Fazla kilolu olduğunuzu” mu düşünüyorsunuz yoksa “Kilo vermek mi” istiyorsunuz? İki durumda mevcut kilomuzu değiştirmeye işaret etse bile motivasyonumuzu korumak açısından farklılıklara sahip. Fazla kilolu olduğumuzu kendimize söylemek yerine istediğimiz kiloya ulaşmayı hedeflemek bize daha fazla yardımcı olacaktır.
Kendimize yaklaşım biçimimiz çok önemlidir. Değişim için iyi nedenlerimizin olması ise motivasyon uyandırmanın en iyi yollarından biridir. Diyelim ki, bizim için uygun olan kiloya ulaştığımızda nelerin farklı olacağını düşünüyoruz. Bunlara odaklanmak ve mümkünse yazmak iyi bir başlangıç noktasıdır.
Nedenlerimiz çok farklı ve biricik de olabilir. Lakin başlamak için örneklere ihtiyaç duyuyorsanız aşağıdaki nedenlere bakabilirsiniz.
“Eğer Kilo verirsem kendimi daha iyi hisseder ve sağlık konusundaki riskleri azaltabilirim.”
“Eğer kilo verirsem daha iyi uyur ve daha hareketli olabilirim.”
Bu egzersizin amacı hedeflediğimiz durum ile ulaşacağımız gerçekliği birbirine yaklaştırmamıza yardımcı olmaktır. Nedenler yeterli ve değerli olduğunda değişim için ihtiyacımız olan motivasyonun uyanma ihtimali de çoğalır.
Çalışmalara bakılırsa değişim için nedenlerimiz ne kadar çok olur ve bu nedenlere zaman ayırırsak değişim için hazır hissetme ve harekete geçme olasılığımız da artmakta.
Siz de hedeflerinize ve nedenlerinize bu yöntemle bakmak ister misiniz?