Doç. Dr. Kemal OLÇAR – 24 Ocak 2025
Türkiye’de son dönemde insan eliyle ya da doğal nedenlerle yangın, sel, deprem, ani bina çökmeleri, heyelan vb. afetler meydana gelmektedir. Bu tür kitlesel ölümlerle sonuçlanabilecek savaş dışı olaylarda, olaydan önce, olay sırasında ve sonrasında yapılacak çok önemli faaliyetler mevcuttur. Bu eylemler kamu sektörü, özel sektör ve sivil toplum sektörü olmak üzere üç ayrı aktör grubu tarafından yapılmalı ve yetki/sorumluluklar dengeli dağıtılmalıdır.
Olay meydana gelmeden önce tüm aktörlerin önemli sorumlulukları bulunmaktadır. “Önlemler” paketi adı altında tanımlanan bu süreçte, mevzuata hâkim olma, yasa, yönetmelik, yönerge, uygulama talimatlarının gereğini yerine getirme, yine işletme zorunluluğu gereği ilgili birimlerden yeterlilik belgelerini tam ve eksiksiz temin etme, afet konusunda ilgili teşkilatlanmaları yaparak ekiplerin eğitimini yaptırma ve gerekirse sertifikalandırma işlemlerini tamamlama, yerel ve merkezi yönetimlerden destek talep etme gibi hayati önemi haiz hususları kamu/özel/sivil sektör sorumlusu halletmelidir. Önleme sisteminin merkezinde yere alan çekirdek husus ise “DENETİM”dir. Denetim sorumlulukları tüm ülkemizde en ufak bir boşluk ve tereddüt kalmayacak şekilde yeniden düzenlenmelidir.
20/6/2012 tarih ve 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununun 9 ve 10. Maddeleri “İşveren ile Çalışanların Görev, Yetki ve Yükümlülükleri”, “İşverenin Genel Yükümlülüğü” başlıklı bölümünde tehlike sınıfının belirlenmesi ve risk değerlendirmesi, kontrol, ölçüm ve araştırma sorumlulukları işverene verilmektedir. Yine aynı kanunun Acil durum planları, yangınla mücadele ve ilk yardım başlıklı 11. Maddesi gereği işveren;
“a) Çalışma ortamı, kullanılan maddeler, iş ekipmanı ile çevre şartlarını dikkate alarak meydana gelebilecek acil durumları önceden değerlendirerek, çalışanları ve çalışma çevresini etkilemesi mümkün ve muhtemel acil durumları belirler ve bunların olumsuz etkilerini önleyici ve sınırlandırıcı tedbirleri alır. b) Acil durumların olumsuz etkilerinden korunmak üzere gerekli ölçüm ve değerlendirmeleri yapar, acil durum planlarını hazırlar. c) Acil durumlarla mücadele için işyerinin büyüklüğü ve taşıdığı özel tehlikeler, yapılan işin niteliği, çalışan sayısı ile işyerinde bulunan diğer kişileri dikkate alarak; önleme, koruma, tahliye, yangınla mücadele, ilk yardım ve benzeri konularda uygun donanıma sahip ve bu konularda eğitimli yeterli sayıda kişiyi görevlendirir, araç ve gereçleri sağlayarak eğitim ve tatbikatları yaptırır ve ekiplerin her zaman hazır bulunmalarını sağlar. ç) Özellikle ilk yardım, acil tıbbi müdahale, kurtarma ve yangınla mücadele konularında, işyeri dışındaki kuruluşlarla irtibatı sağlayacak gerekli düzenlemeleri yapar.” demektedir.
Yine Binaların Yangından Korunması Hakkındaki Yönetmelik’e göre, “içinde 50 kişiden fazla insan bulunan konut dışı her türlü yapı, bina, tesis ve işletmelerde ve içinde 200’den fazla kişinin barındığı sitelerde; a) Söndürme ekibi, b) Kurtarma ekibi, c) Koruma ekibi, d) İlk yardım ekibi”, zorunluluğu bulunmaktadır.
Bu durumda Bolu Kartalkaya Grand Kartal Otel’de meydana gelen büyük afette işletme sahibi statüsündeki şahıs bütün bu önleyici tedbirleri layıkıyla yerine getirmediği görülmektedir. Oysa otel misafirlerinden elde ettiği gelirin önemsiz bir kısmını bu tedbirleri almaya ayırmış olsa idi, en azından bir söndürme, kurtarma/tahliye, ilk yardım ve emniyet ekipleri için personel tefrik eder ve eğitimlerini yaptırarak zamanlı/zamansız prova ve tatbikatlar yapar ve ani çıkan durumlara “özel afet ve acil durum birimlerini” en azından sorumlu kamu destek birimleri ulaşıncaya kadar gerekli müdahaleleri yapabilirdi.
Bu konularda yapılan tüm mevzuat aslında olayın önlenmesini içerirken, olay esnasında yapılacaklar daha çok uygulama konularını içeren teknik konuları, olay sonrası kısım ise daha ziyade adli ve idari işlemleri kapsamaktadır. Tüm bu çalışmalar da her birim tarafından kurulacak “alınan dersler” ve “ARGE” üniteleri ile geliştirilip evrensel standartlara ulaşmayı sağlayan sürecin yönetilmesini içermesi gerekmektedir. Hatta yataklı ve konaklamalı tesislerde vicdani/insani sorumluluk idari sorumluluğun da üstünde görülüp maddi külfete rağmen insan canı ve sağlığı/güvenliği öncelikli hale getirilmelidir.
Özelde Grand Kartal Otel’de yaşanan vahim olayda önleyici tedbirlerin kısmen dahi olsa hiç alınmadığı ve sadece evrak üzerinden yasak savmak için yapıldığı tüm uzmanlarca hem fikir olunmuştur. Ayrıca yapılan yangın önlem şube müdürlükleri denetimlerinin işletme sahiplerinin ilgili bakanlıktan ruhsat temin etmek için zaruri görülen evrakların tamamlanması için bir çeşit usulden kurtulmaya yönelik olduğu da görülmektedir. Asıl sıkıntı Belediye bünyesinde yer alan itfaiye denetimlerinin tesis sahiplerinin keyfine ve isteğine bağlı olmasıdır. Bununla ilgili düzenlemeler yetersiz ise (ki öyle gözüküyor) derhal periyodik ve düzenli denetim sisteminin getirilmesi acil bir durumdur.
Diğer bir eylem planı da müdahale meselesidir. Bir yangın önlenememiş ise derhal ve en kısa süre içinde uygun nitelikte personel ve ekipman ile daha önceden hazırlanmış ve prova/tatbikatları yapılmış ihtimalat planlarına uygun olarak söndürme ve kurtarma faaliyetlerine başlanmalıdır. Provası ve tatbikatı yapılmayan hiçbir planının pratikte karşılığı yoktur. Tüm çalışmalar gelişigüzel, dağınık, birkaç cesur kahramanın çabalarına dayandırılacağından istenen/beklenen başarı söz konusu olmayacaktır.
Dolayısıyla önceden risk ve tehlikelerin öngörülerek tesisler tarafından kurulmuş eğitimli ekiplerce ve yangın müdahale şube müdürlüklerince veya aynı birim tarafından kış döneminde bölgede görevlendirilen küçük itfaiye timlerince müdahale ZAMANINDA yapılmış olsa idi bugün 78 vatandaşımızı toprağa vermemiş olacaktık. Yangınla mücadelede net başarı budur. Bir can kaybı yüzde yüz başarısızlıktır. Kamu vicdanı denilen olgu bu olayda hakimdir/hakemdir ve ilgilileri çoktan yargılamıştır.
Bu meselede son husus idari ve adli süreci kapsamaktadır. Buna yönelik ceza kanunumuzun ilgili maddeleri ve bağımsız yargımız devreye girmiştir. Adli makamların bu durumu yakından takip ederek sorumluları tespit edeceğine dair itimadımız tamdır.