Abdullah YILMAZ – 28 Ağustos 2024
Bismillah her hayrın başıdır, biz de işimize Besmele ile başlayalım; Bismillahirrahmanirrahîm…
Ve Taha Suresi’ndeki Hz. Musa AS.’mın duasıyla başlayalım; “Rabbim! Göğsümü genişlet, işimi kolaylaştır, dilimin düğümünü çöz ki sözümü iyi anlasınlar”.
Her yeni bir başlangıç, içinde bir heyecan da barındırır. Hele böyle çok sorumlu olmanız gereken bir konuda, heyecan ile birlikte başkaca duygular da yaşıyorsunuz. Bendeniz de bu güzide ailenin bir parçası olmaktan dolayı acayip bir heyecan ve o bahsettiğim duyguları yaşamaktayım. Sizler de bana dua edin ki; sözümüzün, kalemimizin tesiri olsun da boşa kürek sallamış ve siz değerli okurlarımızın kıymetli vakitlerini heba etmiş olmayalım.
Dünya var olduğu günden beri sürekli gelişim ve değişim yaşanıyor. Bundan kaçmak veya kurtulmak mümkün olmuyor. Bazı şeyler iyiye doğru hareketliyken bazı konularda da kötüye gidiş görüyoruz. Bizler de bu seçkin köşe vesilesiyle her Müslüman’ın vazifesi olan, “İyiliği emretme ve kötülükten nehyetme” görevimizi ifa etmeye, iyiye doğru bir gelişim ve değişim için gayret edeceğiz aslında.
Gördüğümüz güzellikleri ve olumsuz şeyleri anlatmanın yanı sıra; bazen gündemden, bazen siyasetten, bazen yerel yönetimlerden, bazen gençlerin halinden, bazen bizlerin hallerinden, bazen Gazze’den, Bazen İslam Dünyasından, bazen gezilerimizden, bazen İstanbul’dan kısacası kimsenin özel uzmanlık alanına girmeden gördüklerimizi düşündüklerimizi, hayatın içinden konuları aktarmaya gayret ederiz. Kimi zaman aramızda kalmak şartıyla kendimi de çekiştirmeyi de ihmal etmeyeceğim.
Hayatta olan ancak sayıları azalmış veya kaybettiğimiz, topluma önder ve örnek olmuş dizinin dibinde oturarak kendisinden istifade etmenin nasip olduğu birçok büyüğümüzden hatıraları da paylaşırız.
Bütün bunları yaparken; doğru olmayan, manipülasyon içeren, insanları batıla sevk eden bir yorum ile yaklaşım içerisinde olmayacağım ve inanmadığım hiçbir şeyi size aktarmayacağım konusunda buradan söz vermek istiyorum. Yine de sürçülisan olursa şimdiden affoluna.
Efendim, yazılacak konuşulacak çok şey var hayatımızda. Elden geldiğince, kafamız çalıştığınca, dilimiz ve kalemimiz döndüğünce konuları ele alırız. Hep beraber kısa hayatta anlamlı ve kıymetli şeyler bırakalım ki, sadaka-i cariye olsun öldükten sonra da sevap hanemiz işlesin. Tabii ki şuracıkta yazdıklarımız dünyayı değiştirecek diye bir iddia içerisinde değiliz. Bizimki karıncanın ağzındaki bir damla su misali…
Basın dünyasında tarafsızlık ilkesi en temel kurallardandır. Bir habercinin tarafsız olması gerekir. Ancak bendeniz burada habercilik yapmayacağımdan tarafsız olmak gibi bir söz vermeyeceğim. İyilikten, güzellikten yana, ülkemizin ve Ümmet’in menfaatinden yana taraf olacağım. Güçlü ve Büyük Türkiye idealinin yanında olacağım. Kötülüklerin, fitnenin, ahlaksızlığın, yolsuzluğun, ötekileştirmenin, Allah’ın kurallarına aykırı olan şeylerin, her türlü terörün, lgbt belasının, kısacası elimden geldiğince insana yakışmayan tüm hallerin karşısında olacağım.
Bilhassa millet olarak Asya’dan Afrika’ya büyük bir gönül coğrafyamız olduğunun bilinciyle hareket edeceğim. Ayrıca bu köşeyi şahsi çıkarlarımın bir aracı haline de getirmeyeceğim. Sizlere bütün bunların yanı sıra bir de samimiyet sözü verebilirim.
Yazılarımızla ilgili olumlu olumsuz geri dönüşler olursa bunlardan da istifade etmek isterim. Hem yorumlar kısmından, hem özelden; düşüncelerinizi, eleştirilerinizi, kanaatlerinizi paylaşırsanız bundan da ancak memnun olurum.
Son söz; bu kadar seçkin yazar kadrosunun arasında bulunup düşüncelerimi sizlerle paylaşacak olmamdan dolayı acayip şekilde memnun ve mesrurum. Beni bu aileye davet eden Genel Yayın Yönetmenimiz Reşit Kemal As Bey’e şükranlarımı sunarım. Siz okuyucularımızı ve bu güzide yayın kuruluşumuzu mahcup etmemek için elimden gelen gayreti göstereceğim. İçime sinmeyen hiçbir yazımı sizlerle paylaşmayacağım. Ahde vefa gerekir ve buna da dikkat edeceğim. Rabbimiz cümlemizi, rızasına uygun yaşayıp emaneti o şekilde teslim edenlerden eylesin, vesselam…