Ferhat ÜNLÜ – 31 Ağustos 2024
‘
Bilim; insanlığın mevcut, verili ve hatta müstakbel sorunlarını çözmek için daima ‘güç’ talep eder. Toplumsal düzen, intizam; bilimin birinci derecede önemsediği, dert ettiği meseleler değildir. Bu tür konular daha ziyade dinlerin ve ahlakın alanına girer.
Bilimde bilhassa son yıllarda yaşanan tüm gelişmelerin medikal alanla ve ekonomiyle çoğu zaman doğrudan, kimi zaman da dolaylı ilişkisi bulunuyor. Eğer sağlık söz konusu ise -hayatta hele de ikinci yarıdan sonra daha önemli bir şey var mı- bilimin bütün imkânlarını sorgusuz sualsiz kullanmak, uygulamak vaciptir! Misal hastasınız, tedavi için antibiyotik benim bünyeme zarar veriyor deyip ilaç almamazlık ederseniz bunun bedelini öderseniz!
Ne var ki 2019’un o meşum Kasım ayında başlayıp 2020 başında platosuna doğru yol almaya başlayan Kovid 19 pandemisinden sonra işlerin o kadar basit olmadığı ortaya çıktı. Küresel sermaye -buna elbette medikal kapitalizmin ağaları da dâhil-devletleri de bir biçimde ‘ihtiyaç duyduğunuz şey aşı; buna hiçbir itirazda bulunmayın’ ana fikrine ikna etti. Hep beraber doz doz aşılandık. Şimdi doğru mu yaptık, hata mı yaptık diye halen tartışıyoruz. Kimse sağlık için bu konuda tam olarak neyin iyi olduğundan emin değil. 2022 senesinin sonunda biten, yani toplamda iki küsur sene süren pandeminin sonundan beri bunu düşünüyoruz. Ani ölümler arttıkça bu, daha çok sorgulanır hale geldi.
Aşı deyince -Kovid aşısı- akla ilk geleni elbette Biontech’tir. İskenderunlu Uğur Şahin ve Trabzonlu Özlem Türeci’nin ürettiği Korona aşısı… Çift, şimdi dünyada yeniden popüler. Bu kez, pandemi öncesinde de üzerinde çalıştıkları kanser aşısıyla gündemdeler.
İSMİ DAHA TUMTURAKLI OLABİLİRDİ!
Kanser aşısının adı BNT116. Bu isimdeki dünyanın ilk akciğer kanseri aşısı, Türkiye de dâhil 7 ülkede denenmeye başlandı. Pek akılda kalıcı bir isim değil yalnız, şöyle daha tumturaklı isim bulabilirlerdi. Nihayetinde biraz kinayeli konuşacağım: Bir piyasaya giriyorsunuz kardaşım!
Böyle sarkastik konuştuğuma bakmayın. Sağlık elbette dalgaya alınacak bir şey değil. Aşılar da öyle… Hiçbir zaman kategorik aşı karşıtlarından biri olmadım. Teknolojinin tıpta kullanımına asla karşı gelinemez. Misal antibiyotik olmasaydı çok değil, geçtiğimiz yüzyılda pek çok insanı öldüren hastalıklar tedavi edilmeyebilirdi, aşı konusunda da aynı şey söylenebilir.
Amma velâkin Kovid-19 pandemisi sürecinde aşı, öyle bir metazori ve telaşla yapıldı ki, sağlık bilimine, genel olarak bilime değilse bile medikal kapitalistlere inancımız kalmadı. O dönemde halk deyimiyle harala hürele ile herkese aşı yaptırdılar. İstisnalar hariç… Dolayısıyla bir sonraki pandemide -inşallah şimdi yaşayan nesiller varken gelmez- o zaman herkes bu kadar kolay aşı olmaz.
İmdi… Biz kanser aşısına dönelim. Allah, kanserle muhatap olan kullarına sabır ve şifa versin. Bu aşı, eğer hakikaten işe yararsa, ki ölüm riskini bile yüzde 41 azalttığı söyleniyor; kimsenin buna diyecek bir şeyi olamaz. Kanserli insan, iyileşmek için doğal olarak ne gerekiyorsa yapacaktır. Kendisini ve ailesini çileden kurtarmanın yollarına bakacaktır.
Dolayısıyla metazori ile yapılan Kovid aşısı ile bunu da bir tutmamak gerekiyor. Kanser aşısıyla ilgili ilk deneyler; İngiltere, Amerika Birleşik Devletleri (ABD), Almanya, Macaristan, Polonya, İspanya ve Türkiye’de yapılıyor. 130 hasta üzerinde. BioNTech’in aşısının sonuçları kamuoyuna yansıyacak elbette.
Demek ki aşı, bu tür spesifik durumlarda yalnızca sağlık için değil, devletlerin ve sermayenin birbiriyle rekabeti açısından da önemli. Aşı; artık füze, medikal sanayii de savunma sanayii kadar ehemmiyet arz ediyor. Biyolojik savaşların maliyet ve mücadele yöntemi olarak benimsenmesi durumunda medikal sanayii daha da önemli hale gelecek. Yani savunma sanayiinde misal hava savunma sistemi hangi işlevi görüyorsa aşılar da medikal savaşlar da o kadar önemli hale gelecek.
KELİMELERLE OYNAYABİLİRSİNİZ
AMA RAKAMLARLA OYNANMAZ
Aşılarla ilgili efsane ve gerçeklerin sürüsüne bereket. Bilimdir deyip sorgulamadan kabullenmeyelim elbette, ama kimi ilaçların mucizevi iyileştirici etkisini de inkâr etmeyelim. Bunun benim açımdan şöyle bir güncel emsali de var:
Ben 21 Temmuz 2024 tarihi itibarıyla sigarayı hayatımda ikinci kere bıraktım. İlk bırakmam bundan 20 yıl önceydi, 10 sene hiç sigara içmedim. 2014-2024 arası 10 sene yine içtim. Sigara ve alerji ile bağlantılı en az 12 aydır çektiğim bir öksürük illeti vardı, sigarayı bırakarak ve doktorun verdiği alerji ilacı sayesinde
bu dertten kurtuldum. Artık eskisi kadar öksürmüyorum. Şimdi ben bu durumda nasıl diyeyim, tillahı gelse ilaç almam, aşı yaptırmam diye!
Belki, umarım, muhtemelen kanser hastaları için üretilen aşı da öyledir. Dolayısıyla özellikle sağlık ve ekonomide bilime direnilmez. Kelimelerle oynayabilirsiniz ama rakamlarla oynamazsınız. Sorgulayarak araştırarak yaklaşalım, ama bize iyi gelene de karşı çıkmayalım elbette.
Her ikisi de (sağlık ve ekonomi) özünde rakamsal bilimlerdir. Ve artık sıklıkla bir araya da geliyorlar ve böyle durumlarda medikal kapitalizm dediğimiz olgu gücünün zirvesine erişiyor.