Ferhat ÜNLÜ – 09 Kasım 2023
Mafya, bir zamanlar (15. ve 16. Yüzyıl) Rönesans’a beşiklik etmiş İtalya’nın, Rönesans’tan üç yüz yıl sonra 19. Yüzyıl’da dünya düzenine ‘hediye ettiği’ bir olgudur. Prototipi, 1860’larda Sicilya’da Napoli Kralı’nın olası bir Fransız işgalinden korunmak için kurduğu lokal çetelerin siyasi iradeyle bir araya getirilmesiyle kurulan paramiliter yapılarda görülmüştür. Bu açıdan bakarsak mafyanın bir defa, kökeninde bir ‘devlet eli’ var. 19. Yüzyıl sonu ve 20. Yüzyıl başı itibarıyla mafya; kapitalizm dediğimiz eko-politik olgunun yerleşmeye başlamasıyla ekonomik, toplumsal ve giderek siyasi gücünü artırdı.
Mafya, işin uzmanı İtalyan yazar Mario Puzo’nun filme de uyarlanan ‘Baba’sında da gördüğümüz üzere Omerta (bu adda bir romanı da var), yani Gizlilik Yasası yönü ile istihbari gizlilik prensibi gözetir. Zaten iki yüzyıllık tarihi boyunca devletlerle fazla teşriki mesaisi olduğu için de onun, yani devletin örgütlü yönlerini kopyalayarak günümüze kadar gelmiştir. Ve sanılanın aksine mafyanın tek hedefi ekonomik de değildir. Nasıl ki burjuvazi; sermayesi arttıkça politik gücünü tahkim edip devleti şekillendirmeye çalışıyorsa mafya sermayesi de aynı arayışa evrimsel olarak yönelir. Tabii yine devletlerin izin verdiği ölçüde…
Mafyanın 19. Yüzyıl’dan beri ilgili olduğu ekonomik ve kriminal alanlar aşağı yukarı bellidir: Uyuşturucu, kumar, fuhuş, tefecilik, karaborsacılık, çek-senet tahsilatı, cinayet, gasp vesaire…
Bu alanlar, Zamanın Ruhu’na (Zeistgeist) uygun biçimde niceliksel dönüşümler ve niteliksel evrimler geçirebilir. Bugün mesela ‘influencer’ların sosyal medya şovları ve güzellik merkezleri üzerinden kara para aklama trendi geçerli. Aslında Mario Puzo’nun Baba’sında da bu yöntem işlenmişti. Tony Montana, parasını aklamak için güzellik merkezi açılışı yapmıştı.
Mafya güncel trendlere uyum sağlasa da temel çalışma yöntemlerini değiştirmez. Devletlerin uzanmadığı, uzanamadığı ya da görmezden geldiği alanlarda otorite, güç merkezi haline gelip gemisini yürütmeye çalışır.
KAPİTALİZMİN DİJİTALLEŞMESİ MAFYAYI DA ETKİLEDİ
Mafyanın evriminde son 200 yılın belki de en enteresan dönemlerini yaşıyoruz dersek mübalağa etmiş olmayız. 21. Yüzyıl’ın başlarından itibaren kapitalizmin küreselleşmesi ve dijitalleşmesi mafyayı da bu alanlara yönlendirdi. Mafyanın iki yüzyıldır iç içe olduğu kumar sektörü, artık sanal bahse, bir başka deyişle dijital kumara evrilince para aklama yöntemlerinden, göstermelik vergilendirmeye, ama tabii asıl olarak vergi kaçırmaya kadar yöntemler de güncellendi.
İkinci Dünya Savaşı sonrasında yenik İtalya’dan, ‘muzaffer’ Amerika Birleşik Devletleri’ne göçler çoğalınca mafya küreselleşti. ABD’de mafya için çok uygun bir kapitalist zemin de vardı zaten. Uyuşturucu, kumar, tefecilik, fuhuş ve yasak olduğu dönemde içki kaçakçılığı gibi illegal işlerle nam saldılar.
FBI’IN MAFYA MONOGRAFİSİ
Amerikan dâhili istihbarat teşkilatı Federal Soruşturma Bürosu’nun, yani FBI’ın 20. Yüzyıl’ın ikinci yarısının başından itibaren hazırladığı raporlar, mafyanın Birleşik Devletlerdeki evrimini gözler önüne seriyor. Epey eski bir tarihte, 9 Temmuz 1958’de hazırlanmış, ancak içeriği uzun yıllar açıklanmamış mafya monografisi bunlardan biri. Monografi; spesifik bir olgu, olay ya da kişi hakkında yapılmış ayrıntılı inceleme metni anlamına geliyor. Makaleden daha uzun, kitaptan daha kısa…
Raporun 43 sayfası mevcut, ancak belli ki bazı kısımlar, bizde bir zamanlar Kutlu Savaş’ın hazırladığı meşhur Susurluk Raporu’ndaki gibi sansürlenmiş.
FBI raporunda mafyanın Sicilya’daki doğuşu ve gelişiminden ABD’de organize suç yapılanmalarının palazlanmasına dek bütün tarihi süreçler detaylı biçimde anlatılıyor.
Metinde; mafyanın kökeni, intikamcıların gizli cemiyeti, Sicilya Adası ve erken tarihi, ta 13. yüzyıldan itibaren Sicilya’da mafyanın ortaya çıkışı, Omerta (metinde Kanunsuz Gelenek olarak nitelendirilmiş), Vendetta (Kan davası. Meşhur V for Vendetta filminden aklınızda kalsın), Carbonari (19. Yüzyıl’da İtalya’da faaliyet gösteren gizli devrimci toplulukların gayri resmi ağına verilen isim) ABD’de 19. Yüzyıl’ın ilk dönemlerindeki kargaşalardan yararlanan organize suç yapılarının yükselişi, mafyanın varlığı ve yokluğu üzerine spekülasyonlar, erken dönem mafya tarihi, ABD’de 1920-33 arasındaki içki yasağı, mafyanın yasaklardan sonraki faaliyetleri gibi başlıklarda ilgi çekici bilgiler yer alıyor.
Raporda FBI’ın üstüne âdeta ‘çökmüş’ ve başkanlar dâhil politikacılara şantaj yaparak Teşkilatı neredeyse yarım asır (48 yıl) yönetmiş John Edgar Hoover’ın imzası var. Hoover, hiç hazzetmediği Başkan John F. Kennedy ile Marilyn Monroe’nun sevişme süresinin kısa (ortalama iki dakika) sürdüğünü bilecek kadar şeytani bir röntgenciydi.
Monografide mafya için -ilk ikisi masonluğu çağrıştıran- ‘ölümcül kardeşlik’, ‘gizli cemiyet’, kriminal organizasyon tanımlamaları da yapılmış. Raporun bir yerinde şu cümleler var:
“Mafya; muhbirler vasıtasıyla nüfuz etmenin çok zor olduğu yüksek derecede mahrem bir işletmedir. O nedenle bu çalışma, muhbirlerden gelmiş sağlam verilerle sınırlı değildir. Diğer kolluk kuvvetlerinden elde edilmiş bunun ötesine geçen bütün kullanışlı materyallerden ve ABD ile Avrupa’daki açık istihbarat kaynaklarından yararlanılmıştır.”
Monografideki ilginç bölümlerden biri de mafya kavramının ortaya çıkışının anlatıldığı bölüm. Oradan da alıntı yapayım:
“1863 senesinde Sicilya’da I Mafiusi de la Vicaria adlı bir oyun sahnelendi. Bu oyun, Palermo’daki Vicaria hapishanesinde geçen bir komedi. Buradaki ‘mafiusi’ kelimesi, 19. Yüzyıl’da İngilizce’ye ‘kahramanlar’ (!) olarak geçti. Oyun, büyük popülariteye erişti. Bu kelimeden türeyen mafya, FBI monografisinde ‘caretakers’ (hamiler olarak çevirmek en doğrusu) olarak geçen kişileri ifade etmek için kullanılıyor. Ne var ki bu teze karşı olan bir başka teze göre mafya kelimesine kaynaklık eden kelime, oyunun ortaya çıkışından iki asır önce de Sicilya’da kullanılıyordu. FBI monografisi, mafyanın kökenini 13. Yüzyıl’a dayandırdığına göre bu da mümkündür.
Monografiye göre ayrıca mafya kelimesi, racon kesmek ve cüretkârlık anlamlarına gelen ‘Sicilyan’ kelime olan ‘mafiusi’ya dayanıyor. Kelimenin kökenine dair daha medyatik bir iddia da var. Şehir efsanesine göre mafya kelimesi, Sicilya’nın 1282 yılında Fransızlarca işgali döneminde söylenen ‘Morte Alla Francia Italia Anela’ kelimelerinin ilk harflerinin birleştirilmesine dayanıyor. Yani bir tür yatay akrostiş. ‘İtalya’nın çığlığı Fransızlara ölümdür’ anlamına gelen bir cümle bu. Artık hangi teoriyi alırsanız…
MAFYA, SOSYAL MEDYA İLE SOSYALLEŞİYOR!
Bugün mafyanın çıkar sağlama yöntemleri; dijitalleşme ve sosyal medya ile sosyalleşme olguları üzerinden değişmiş, çeşitlenmiştir. Bu değişim, mafya ile mücadele yöntemlerinde devletlerin de yeni konseptler belirlemesini zorunlu hale getirmiştir.
Mafya, varlık sebebi itibarıyla devletin karşısında değilse bile dışında konumlanır. Ne var ki, yaşayabilmek için devletler içinden kendi doğasına uygun partnerler bulmaya da mecburdur. Bu; devletler için olduğu kadar mafya için de büyük bir paradokstur. Devlete rağmen, devlete karşı büyüyüp serpilen, hatta var olmaya devam edebilen mafya bir oksimorondur.
Bir başka önemli boyut da şu: Mafyavari kazanç yollarının misal diziler yoluyla özendirilmesi gelecek nesillere yapılan büyük bir kötülüktür. Çünkü cebirle kazanç sağlamak ahlaklı bir şey değildir. En fenası da cebirle veya hileyle kazanmak, toplumdaki dürüst rekabet koşullarını bozar. Ve ‘ekmek kavgası’nda liyakat sahibi olduğu halde hakkı yenen geniş bir dürüst, mağdur insan kitlesi oluşturur derinden derine. Bu da toplumun ve giderek ülkenin yapısını içten içe bozar.