deniz istikbal

Deniz İSTİKBAL – 01 Ekim 2024

 

Suriye iç savaşının kötü etkilediği ekonomilerin başında Lübnan geliyor. Ülke nüfusunun 4’te biri kadar nüfusun ülkeye gelişi ve savaşın getirdiği ekonomik zorluklar kırılgan olan Lübnan ekonomisi krizin içerisine sürükledi.

Ülkeye gelen mülteciler merkezi hükümetin harcama yapmasına neden olurken cari açık artış gösterdi. Dış ticaret açığın da artması krizi daha kaotik hale getirdi. Dışarıdan gelecek olan yatırımların Suriye’de savaş nedeniyle sekteye uğraması Lübnan ekonomisi için karmaşanın şiddetini artırdı. Eylül 2019’da ülke genelinde başlayan gösteriler kronik hale gelmiş sorunların daha da kötüleşmesine neden oldu.

Milli gelire oranla yüksek dış borç ve faiz ödemelerinin getirdiği ağır iktisadi şartlar ülkenin maruz kaldığı siyasi krizle birleşti. Ülkenin anayasal yapısı gereği parçalı bir yapıda olan yönetim yapısı sürece negatif yansıdı. 2020’de Beyrut limanının patlaması ise ülke ekonomisine büyük darbe vurdu. IMF’nin tahminlerine göre patlama ülke ekonomik altyapısının yarısını yok etti.

Yaşanılan krizler Lübnan para biriminin büyük oranda değer kayıp etmesine yol açtı. 2019-2024 arasında para birimi 60 kat değer kayıp ederek ülkede enflasyonu tarihi zirvelere çıktı. Üretimdeki düşüşle birleşen yüksek enflasyon siyasi karmaşanın da artmasıyla ülkeden dışarıya olan göçü tetikledi.

Ekonomik krizin derinleşmesi artan enerji fiyatlarıyla birleşti ve ülkede geniş tanımlı işsizliği artırdı. IMF ile imzalanan kredi anlaşmalarına rağmen krize karşı başarı elde edilemedi. 2018’de 55 milyar dolar olan milli gelir 2024’de 10 milyar doların altına düşerek ülke halkının yoksulluğa düşmesine katkı sundu.

Dünya Bankası, IMF ve diğer aktörlerin kredileri Lübnan para biriminin değer kaybının önüne ise geçemedi.

Yoksulluk, yolsuzluk ve siyasi karmaşa Lübnan’da ekonomik krizin bir çıktısı. Mevcut duruma İsrail’in saldırılarının eklenmesi Lübnan’ın güneyinden kuzeye doğru göçü tetikledi. Kamu kaynaklarının sınırlı oluşu ve savunma açısından parçalı bir yapının varlığı saldırılara karşı Lübnan’ı savunmasız bırakıyor.

2020’de Beyrut limanının iktisadi etkileri henüz telafi edilememişken savaşın ortaya çıkardığı karmaşa ülkenin varlığına ciddi tehdit oluşturuyor. İsrail’in savaş hukukunu gözetmeden yaptığı saldırılar ise Lübnan’ın geleceğine ve istikrarına büyük ölçekli zarar veriyor.

Siyasi olarak birliktelikten uzak yapı da sorunlara ve savaşa çözüm bulmaktan çok uzakta bulunuyor. Savaşın ilerlen dönemde devam etmesi ülkeden milyonlarca kişinin göç etmesine ve yeni mülteci akınlarına neden olabilir. İlk destinasyonların başında ise Avrupa ülkeleri geliyor.

İsrail’e verilen desteğin bir sonucu olarak mülteci akınlarına maruz kalabilecek olan Avrupa kıtasında bu nedenle aşırı sağ partiler yükseliş gösteriyor. Uluslararası hukukun işletilmesinde yavaş davranılması da yaşanılan bölgesel krizin derinleşmesine katkı sunuyor.

2012’de kişi başı gelirin 8 bin dolar civarında olduğu Lübnan’da bugün kişi başı gelir 2 bin doların aşağısında yer alıyor. İhracat yapma kapasitesi enflasyon ve yüksek işsizlik nedeniyle felç olmuş ülkede savaşın devam etmesi ülkeyi derinden etkiliyor.

Özellikle dış borç ödemelerinde yaşanılan zorluklar ve yolsuzluğun devam etmesi bir çözümün uzakta yer aldığına işaret ediyor.

Sonuç olarak 7 milyon nüfusu ve 1 milyon üzerindeki mülteciyle Lübnan ekonomisi savaş nedeniyle yıkımın eşiğine gelmiş bulunuyor.